Enerji Bakanı Sunat Atun’a “Enerji Protokol’ünü Hükümet Adına İmzalama Yetkisi” verdiğini
anımsattı ve hükümeti bu konuda kamuoyuna bilgi vermeye davet etti. Açıklamada “bahse
konu enerji protokolünün Türkiye ile deniz altından kablo ile enterkonnekte bağlantısı
yapmaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Böylesi önemli bir konuda herhangi bir antlaşma
imzalanmadan önce, bu alandaki paydaşların katkı koyabilmesi sağlanmalı ve imzalanması
söz konusu olan protokolün neleri kapsadığı kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Aksi halde
Türkiye’den su getirilmesi konusunda yaşanan sıkıntıların bir başka örneği bu kez elektrik
konusunda yaşanacaktır” denildi. Açıklamada ayrıca Halkın Partisi’nin Avrupa enterkonnekte
elektrik ağına dahil olmayı mümkün kılacak şekilde Türkiye ile kablo bağlantısı yapılmasını
desteklediği, ancak bunun tek bir tedarikçiden elektrik alınması haline dönüştürülmesi
durumunda bağımlılık yaratılacağı uyarısında bulunarak yapılacak antlaşmaya dair sorular
sordu.
Halkın Partisi tarafından yapılan açıklamanın tam metni şu şekildedir.
“Halkın Partisi olarak, Parti Programımızda da belirtildiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nden
elektrik getirilmesini tek bir tedarikçiden elektrik alınarak, bu konuda bir tür bağımlılık ilişkisi
oluşturma şeklinde değil, Türkiye ve Güney Kıbrıs elektrik ağları üzerinden Avrupa
Enterkonnekte Elektrik Ağı’na (ENTSO) bağlanarak, ağın sağladığı serbest piyasadan uygun
fiyatlarda elektrik alımı modeline dönüştürülmesi kaydıyla desteklemekteyiz. Buna rağmen,
antlaşma detayları net olarak ortaya çıkmadan sağlıklı görüş vermemiz mümkün değildir.
Parti olarak görüş verebilmemiz ve kamuoyunun sağlıklı biçimde aydınlatılması için, deniz
altından kablo ile her iki sistemin enterkonnekte bağlanması antlaşmasından önce, aşağıdaki
konulara netleştirilmelidir.
1 Döşenecek olan elektrik kablosunun sahibi kim olacak? Bu açıdan KKTC devletinin
veya KIBTEK’in bir rolü olacak mı?
2 Bağlantı şekli nasıl olacak? Direkt ACAC bağlantı mı, yoksa AC kablo ve ACDCAC
Konvertör Sistemi ile mi? Türkiye'nin üyesi olduğu ENTSO kurallarına göre direkt AC
bağlantı ile Türkiye İletim Sistemine bağlanmamız mümkün değildir.
3 Enerji alacağımız gibi, satabilecek miyiz? Antlaşmada bu konuda kısıtlama olmamalı,
şartların uygun olması durumunda, kablo vasıtası ile enerji satabilmeliyiz.
4 Kablo projesi bitiminde, bizi sıkıntıya sokabilecek ve geçmişte bu konuda acı
tecrübeye sahip olduğumuz garantili alım benzeri modellerden kaçınılmalıdır. Kablo
üzerinden elektrik ticareti tamamen serbest bırakılmalı, nerede ucuz enerji arzı varsa
oradan enerji alınmalıdır.
5 Kablo projesi finansmanı kimin tarafından ve nasıl karşılanacak?
6 Elektriği alış fiyatının nasıl hesaplanacağı, hangi unsurları içereceği önceden belli
olacak mı? Türkiye'de Elektrik Toptan Satış fiyatları bellidir ve belirli periyotlarda
güncellenmektedir. Toptan satış fiyatı dışında, hangi maliyetlerin ne kadar olacağı, ve
elektrik enerjisinin KKTC'ye ne kadara mal olacağı, baştan dikkatlice düzenlenip
netleştirilmelidir.
7 KKTC'de mevcut üretim ne olacak? Kablo kapasitesi üzerindeki talebin çalışır
vaziyette KKTC'de hazır olması ve kablo kapasitesi kadar soğuk yedeğin KKTC'de
hazır bekletilmesi arz güvenliği için elzemdir. Kablo ile bağlantı olsa da, KKTC'nin
ihtiyacı kadar enerji üretecek santrallerin ülkemizde bulunması gerekmektedir.
8 Proje bittiğinde enerji alıp satmakta, istemediğimizde almamakta serbest olacak
mıyız?
9 İleride değişebilecek şartlara göre, adada elektrik enerjisi üretim maliyeti, kablo
vasıtası ile Türkiye veya 3. ülkelerden alacağımız elektrik enerjisinden daha uygun
olması durumunda, almayacağımız enerjinin ya da kablo finansmanının bedelini
ödemeye devam edecek miyiz?
Bu sorulara verilecek cevaplara göre antlaşma metninin değerlendirilmesi son derece
önemlidir. Bizler Türkiye’den su getirilmesi örneğinde olduğu gibi Halk iradesini yansıtmayan
bir hükümetin neyin altına imza attığını bilmeden halk adına taahhütler üstlenmesinin son
derece sağlıksız olduğunu ve bu ülkenin yararına olmadığını düşünüyoruz. Bu konular
detaylı olarak kamuoyunda tartışılmalı ve neyin ne şekilde olacağının önceden net şekilde
bilineceği bir antlaşma ilişkisine girilmelidir. Su getirilmesinin son bir yılda yarattığı siyasi ve
diplomatik kriz ile devam eden belirsizlikten biraz olsun ders almalı ve bu konuların
belirlenmesini hafife almamalıyız.”
HALKIN PARTİSİ ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
Editör: TE Bilisim