Değerli toplumumuz, bildiğiniz üzere bu hükümet döneminde Türkiye’den para akışı sağlanamamış ve mevcut hükümet, kendi gelirlerimizle tüm giderlerimizi karşılamıştır. Adanın kuzeyinde yaşayanların ödediği vergilerle bir yıldır ayakta duran yapının sürdürülebilir olması ve Ankara’ya olan bağımlılıktan kurtulmamız elbette ki bizlerin en çok arzuladığı sistem modelidir. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz gibi Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın adanın kuzeyindeki nüfus oranın 800 bin olduğunu ve bu oranın içerisinde Kıbrıslı Türklerin sayısının 100 bin olduğu gerçekliğiyle Kıbrıslı Türklerin kendi giderleri dışındaki yükü de çekmek zorunda bırakıldığını görüyoruz. Daha önce Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı olan askerin “Savunma giderleri” adı altında KKTC hükümeti tarafından karşılandığı açıklanmıştı. Ayni şekilde sağlık ve eğitim giderlerinin de bir yıldır Kuzey Kıbrıs’ta yaşayanlar tarafından karşılandığı da bilinmektedir. 

Nitekim örgütlü bulunduğumuz Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nda da bu çarpık yapının getirisi olan sistemin etkisini yaşamaktayız. Bahsettiğimiz süreçte Güvenlik Komutanlığı da dahil olmak üzere ülkemizdeki askeri gücün tamamının elektrik giderleri KIB-TEK’e ödenmemekte ve bu borç büyüyerek 55 milyon Türk Lirası’na ulaşmış durumdadır. Yine devlet tarafından sermayeye verilen teşvikler ne yazık ki Maliye Bakanlığı tarafından kurumumuza ödenmemekte ve bunun bedeli de halkımıza ödetilmektedir. Bu ülkenin başına gelmiş en büyük sorunlardan birisi olan AKSA’ya da alım garantili sözleşmesinden dolayı yapılması gereken ödemeler gecikmekte, hatta borçlanmaya gidilerek ödenmek durumunda kalınmaktadır. Çoğunluğu “Savunma”nın, sermayenin ve yine AKSA’nın kuruma gelir ve giderlerinde yaşanan dengesizlik kurumun zarar etmesine, bu zararı toplumumuza yansıtmasına ve bu dengesizlik sonucunda kısa bir süre sonra yakıt alamaz duruma gelmesine sebep olmaktadır.

EL-SEN olarak bu durumu açıkça kamuoyu ile paylaşmamızın ana nedeni buradan yetkilileri uyarmak ve daha da içinden çıkılmaz duruma gelmeden mevcut duruma müdahale etmeleri gerektiğini hatırlatmaktır. Aksi takdirde kurumun kendi kendine yetebilirliği tehlike altına girecektir. Bu da sendika olarak bizlerin yaşanan bu adaletsizliğe karşı tepkimizi sert bir şekilde ortaya koymamıza neden olacaktır. O nedenle hükümeti ve ilgili bakanlığı buradan son kez uyarırken, KIB-TEK Müdürü Ahmet Dargın’ın kurumun özerkleşmesi konusunda yaptığı çağrıyı ciddiyetle dikkate alarak hayata geçirmelerini talep ederiz. Bu konuda topluma verilen sözler lafta kalmamalı ve KIB-TEK bir an önce siyasetten arındırılarak özerk bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Saygılarımızla;

EL-SEN Yönetim Kurulu (a)

Başkan

Kubilay Özkıraç        

Editör: TE Bilisim