Kamu maaşlarının ödenmesi için Devlet hazinesinin bu ayki eksiği 200 milyon TL civarında.

Yine gözler Ankara’da.

Anavatan Türkiye’nin göndereceği ek destek ile kamudan maaş çeken kesimler ödenebilecek.

Kamu maaşlarının ödenebilmesi Ankara’dan gönderilecek ek desteğe bağlı iken ek mesailerin ödenmeye başlanacağının açıklanması ironi değil midir?

Ek mesai, ortaya konulan emek kadar elbette ödenmeli.

Devlet, kamu çalışanına emeğin karşılığını vermeli elbette.

Ancak, ahtapotun bir kolu olarak Devleti sömüren, haksız bir kazanç, ikinci bir iş kapısı haline getirilen ek mesai uygulamalarına göz yumanlar da, Devletin kaynaklarının buhar olmasına oy uğruna seyirci kalanlar da, Devletin hakkını savunmak için sendikaları karşısına alma cesaretini ortaya koyamayanlar da, ek mesai hakkını amacı dışında kullanan statükocular kadar kamu vicdanında bugünden sonra suçludur.

Kamu maliyesi ile Devlet hazinesinin disiplinize edilememesinin bir türlü sonunun gelmemesi Hükümetlerin boynunun günahı.

Ve sorgulamadan edemiyor insan olan, Devletin çeşitli kalemlerine aktarılan paraların yıllardır hortumlanmasına göz yuman gelmiş geçmiş tüm Hükümet ve muhalefet partilerinin de “çorbada tuzu” yok mu diye.

Mesela merak ediyor insan olan; sağlık ve turizm fonlarının buharlaşmasına göz yumulmasa Devletin kasasında kalacak para ne kadar olurdu diye.

Mesela öğrenci taşımacılığı disiplin altına alınmaması ile Devletin kasasından göz göre göre buharlaşan milyonlar ile Devlet kasasının açığının ne kadarı karşılanırdı diye de merak ediyor, insan olan.

Ev karantinası uygulamasını hayata geçirme iradesini ortaya koyamayıp karantina otellerine ödenen milyon TL’ler Devletin kasasında kalamaz mıydı, mesela.

Maaşların ödenip ödenmeyeceği muamma iken ek mesailerin ödenmesinin icraat gibi yansıtılmasına sokaktaki insanımız acı acı gülmekte.

Ve sokaktaki insanımızı acı acı gülmenin ötesinde endişelendirerek geleceğe daha az umutla bakmasını sağlayan ise elektrik zammının olacak olmasının artık kesinleşmesi.

Ve kızıyor insanımız, elektrik ucuzlayacak diye üst perdeden umut tüccarlığı yapanlara.

Kızıyor sokaktaki insanımız, Devletten bin veya bin 500 TL destek ödemesi ise ayakta kalan kesimlerin zamlı elektriği nasıl ödeyeceğini düşünmeyenlere.

KIB-TEK’in elektriği maliyetin altında satmasının suçunu pandemi döneminden dolayı zor günler geçiren insanlarımızdan çıkarılmaması gerekirken UBP-YDP-DP Hükümetinin zamlara hazırlanmasının toplumsal vicdanda anlaşılabilir bir yanı yok.

Elektriğe yapılacak yüzde 15 oranındaki zammın ise icraat yapılıyor kılıfı altında pazarlanmasının ise toplumsal vicdanda kabul edilebilir bir yanı yok.

Elektriğin ucuzlayacağını söyleyerek siyasi şov yapanların ise Kıbrıs Türküne özür borcu olmalı.

UBP-YDP-DP Hükümeti elektriğin ucuzlamasına yönelik kalıcı icraatları ortaya koymak zorunda.

Elektriğe yapılacak yüzde 15 zammı ise icraat olarak göstermeye çalışmak ise en basit ifadesi ile gaflet ve delalettir.

Gaflet ve delalet içerisinde olan Hükümeti ve muhalefet partilerinin tümü ile birlikte bir siyaset kurumu ise artık Kıbrıs Türkünün kaderi olmamalı. 

Editör: TE Bilisim