Okullara temiz su, sabun, peçete sağlanmadığını, seyreltilmiş modelde ders saatleri ve teneffüslerin belirlenmediğini, tek bir sağlık personeli/ okul hemşiresi veya hekim atanmadığını, her okul için sürdürülebilir temizlik, hijyen malzemesi için bütçe oluşturulmadığını, sosyal mesafe tedbirleri için hiçbir çalışma yapılmadığını ileri süren Gökçebel, okul çalışanlarına, öğretmenlere ve öğrencilere PCR testi yapılmadığını söyledi. 
Gökçebel, hükümet ve bakanlığın güvensizlik ortamı yarattığını, okul ile toplum sağlığı ve güvenliğinin birlikte gitmesi gereken en temel amaç olması gerekliliğini algılamadığını, gerekli bütçeyi ve hazırlıkları yapmadığını savundu. 
Gökçebel, okulların hiçbir detay atlanmadan sağlıklı ve güvenli bir şekilde yüz yüze eğitime derhal açılması gerektiğini söyledi. 
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası bugün sendikada düzenlediği basın toplantısıyla “Okulların Açılması ve Sorunları” konusunda değerlendirmede bulundu. 
“SORUNLAR GÖZLER ÖNÜNE SERİLDİ”
Sendika Başkanı Tahir Gökçebel, Covid-19 salgınının kamusal eğitim ve sağlıktaki sorunları gözler önüne serdiğini, toplumsal eşitsizlikleri daha da artırarak esas yükü işsiz ve fakirlerin üzerine yığdığını savundu. 
Eğitim hakkının kullanılmasının toplum sağlığı ve güvenliği ile birlikte yürütülmesine ihtiyaç olduğunu söyleyen Gökçebel, çocukların semptom göstermeden bulaştırıcı ve taşıyıcı rolleri olduğundan okula dönüşün çok önemli hazırlıkları olması gerektiğini belirtti. 
Sağlıklı ve güvenli okulların oluşturulmasının halkın sağlığı ile doğrudan bağlantılı olduğunu dile getiren Gökçebel, “Devletin oluşturamadığı sağlıklı ve güvenli okullara bağlı olarak çocukların uzun süre sosyal etkileşimden ve eğitimden uzak kalmasının bir halk sağlığı sorunu olacağı uzmanlarca belirtilmektedir.” dedi. 
Sendikanın sürece yönelik her türlü özveri ve katkıya hazır olduğuna değinen Gökçebel, okulların sağlıklı ve güvenli bir biçimde açılması, toplum sağlığına destek olacak şekilde hazırlanması gerektiğini belirtti. 
“OKUL SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ OLUŞTURULMALIDIR”
Gökçebel, 10 Mart tarihinde yüz yüze eğitime ara verildikten sonra bir plan, program çerçevesinde sağlıklı okul açma hedefi ile gerekli hazırlıkların yapılmadığını savunarak, “Sağlıklı okul; hijyen ve temizlik, öğrenci ve eğitim çalışanlarına acil sağlık hizmetleri, sosyal mesafeyi sağlayan fiziksel alt yapılar, dengeli ve güvenli beslenme imkanları, öğrencilerin zihinsel ve sosyal gelişimlerini destekleyen spor yapma olanakları sağlayan, sağlık eğitiminin uzman kişilerce takibi ve eğitimine olanak tanıyan okuldur” dedi. 
UBP-HP hükümetinin ve Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın yapılması gerekenleri yapmadığını ve sağlamadığını öne süren Gökçebel, eksikliklerle ilgili şu ifadelere yer verdi:
 “Okullarda temiz su, sabun, peçete sağlamayan, kantinlerde önlem almayan, seyreltilmiş modelde ders saatlerini ve teneffüsleri belirlemeyen, tek bir sağlık personeli/ okul hemşiresi veya hekimi atamayan, her okul için sürdürülebilir temizlik, hijyen malzemesi için bütçe oluşturmayan, sosyal mesafe tedbirleri için hiçbir çalışma yapmayan, temizlik, hijyeni gerçekleştirecek yeterli çalışan kadrolaması yapmayan, toplu taşımada herkesin algılayacağı gerekli önlemleri almayan, kapanma olasılığına karşı uzaktan eğitim altyapı sorunlarını gidermeyen, pandemi dönemi zorunluluğuna rağmen müfredatı, sınavları, devam kriterleri belirlemeyen, olası vakalar karşısında, ‘Bulaş-Temas Protokolü’ oluşturmayan, özel eğitim öğrencileri ve yabancı öğrenciler için ek önlem almayan, pandemi dönemi için elzem ve gerekli olan kadroları ve organizasyonu tamamlamayan, okul çalışanlarına, öğretmenlere ve öğrencilere PCR testi yapmayan, risk grubunda olan çalışan ve öğrenciler için yetersiz kriterlerle endişeleri çoğaltan, güven ortamını sağlayacak kararları ortaklaştırma ve düzenli bilgilendirme ağı oluşturmayan, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulunu destekleyecek verileri, çalışmaları sağlayacak komisyonları oluşturmayan, kadro ve ekipmanları ile çalışır durumda yoğun bakım servisleri ve pandemi hastanesi oluşturmayan, karantinalı girişlere dönülmesi olumlu olmakla birlikte, ciddi bilimsel veri ve denetimler uygulamayan, sınıf ve okul yoğunluklarını azaltacak yeni okul yapımını gündeme getirmeyen, uzaktan öğretime erişemeyen öğrencilerin tespiti ve eşitsizliklerin giderilmesi çalışması yapmayan, uzaktan öğretim süresinde sosyal izolasyon, yetersiz aktivite, stres vb yüzünden öğrencilerde oluşacak sağlık sorunlarına bilimsel çözümler üretmek için her hangi bir program veya destekleyici mekanizma oluşturmayan, günübirlik, bilimsel olmayan ve daha çok Bakan ve Bakanlar Kurulu Kararları ile süreci götüren, öğretmenlere/velilere/öğrencilere bu dönemde destek ve rehberlik edecek birimler oluşturamayan, meslek liselerinde staja gitmesi zorunlu öğrenciler için ek sağlık ve güvenlik tedbirleri düşünmeyen, okul idareleri, öğretmenler, veliler ve öğrencilere sürekli ek yükler yükleyen UBP – HP hükümeti ve ona bağlı Eğitim Bakanlığıdır.”
Hükümet ve bakanlığın velileri; belirsizlik, hastalığa yakalanma kaygısı, yakınlarını kaybetme korkusu, işsizlik, maddi kayıplar, çocukların bakım sorunu gibi çoklu stres ortamı ile baş etmek zorunda bıraktığını savunan Gökçebel, öğrencileri de; akranlarıyla sosyal ilişkileri kopmuş, empati yapma olanağı bulamayan, kimlik oluşum döneminde aileden uzaklaşmaya, çatışmaya giren, uyku düzeni bozulan, gündelik yaşamına birçok yeni sınırlar çizilen duruma gelmiş, gireceği sınavlarda başarısızlık kaygısına ittiğini ileri sürdü. 
“ÖĞRETMENLER DESTEKLENMEDİ”
Gökçebel, bakanlık ve hükümete yönelik şu iddialarda bulundu: 
“Öğretmenleri; hangi müfredatı, sistemi, materyali, yöntemi kullanacağı belirlenmeyen, yeni yöntemlere hazırlamayan, her gün yeni değişikliklerle ve görevlendirmelerle karşı karşıya gelen, mesai kavramı tam gün ve yoğuna dönen, evini hem işyeri, hem okul durumuna dönüştüren, bu arada kendi çocukları için anne-baba rolünü sürdürmeye çalışan durumuna getirmiş, yalnızlığa terk etmiş, planlı, programlı bir şekilde desteklememiştir.
“TOPLUM ÇARESİZ BIRAKILDI”
Toplumu belirsiz, dalgalı karantina uygulamaları, tutarsız bilimsel olmayan hükümet kararları ve uygulamaları, bazı kesimlerin çıkarına toplum sağlığını, güvenliğini riske atan uygulamaları,  pandemi dönemi bütçesi ile dayanışmaya ihtiyaç duyan kesimlere hiçbir katkı yapılmaması, bilimsel olmayan anlık kararlarla politikalar üretilmesi, koordinasyon, organizasyon ve dayanışmanın eksikliği; bilgilendirme, bilinçlendirme, uygulanabilir yasal çerçevenin oluşturulmaması ve denetimsizlikle karşı karşıya, çaresiz bırakmıştır.”
UBP-HP Hükümeti ile Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın okulların açılması meselesinin ciddiyetini kavramışa benzemediğini iddia eden Gökçebel, “Kaygıyı, stresi, fiziksel ve psikolojik yıpranmayı had safhaya çıkarmış, ciddi bir güvensizlik ortamı yaratmıştır. Okul ile toplum sağlığı ve güvenliği birlikte gitmesi gereken en temel amaç olması gerekliliğini algılamamıştır.  Gerekli bütçeyi ve hazırlıkları yapmamıştır.” dedi. 
“CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ... OKULLARIMIZ NE SAAT, NASIL TEMİZLENEREK 12 EKİM’DE AÇILACAK?”
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 11 Ekim'de binlerce insanın katılımıyla okullarda gerçekleştirileceğini anımsatan Gökçebel, “Okullarımız ne saat, nasıl temizlenerek, dezenfekte edilerek 12 Ekim’de açılacaktır?” diye sordu. 
Gökçebel, okulların hiçbir detay atlanmadan sağlıklı ve güvenli bir şekilde yüz yüze eğitime derhal açılması gerektiğini söyledi. 

Editör: TE Bilisim