"Kıbrıs'ta Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, geçen haftaki analizimde izah ettiğim gibi,Mustafa Akıncı kazandı. 
Seçime "Bağımsız Aday" olarak giren Akıncı, başta mevcut Cumhurbaşkanı Derviş Eroğluve bir çoğu siyasal parti adayı rakiplerini iki turlu seçimde geçti. İkinci turda, Eroğlu'na tarihi bir fark attı. 
Akıncı'nın bu ezici galibiyetinin baş sebebini, taraftarların İnönü Meydanı'ndaki zafer konuşması sırasında salladıkları bayraklar çok iyi anlatıyordu. 
Bayrak, mavi zemin üzerine Zeytin Dalı'ndan oluşuyordu.
 
Zeytin Dalı, dünyanın her yerinde "Barış" simgesidir. O mavi zeminli bayraktan zeytin dalını çıkarın, yerine yıldızlar koyun. Avrupa Birliği bayrağı olur. 
Yani, bu bayrağa oy veren Kıbrıs Türk'ü artık Güney'le barış ve Avrupa Birliği pasaportu istiyordu. 
Akıncı, İnönü Meydanı'ndaki konuşmasına duygularına hakim olamayarak, bazı rakiplerine ağır ithamla başladı. "Barış" diyerek seçimi kazanan bir lidere bu tavrı yakıştıramadım. Ama ona karşı olanların yürüttükleri çirkin kampanyanın öfkesine kapıldığını da kabul ettim. Keşke kapılmasaydı. 
Akıncı'ya "Fethullahçı" demişlerdi. "Rum ajanı" demişlerdi. "Türkiye'yi satacak" demişlerdi. Daha neler neler demişlerdi. 
Akıncı daha sonra beklediğimi yaptı ve oy vermeyenler dahil tüm Kıbrıs'ın tarafsız başkanı olacağını ve tüm partilere eşit uzaklıkta duracağını anlattı. Eroğlu'na Kıbrıs için bugüne dek yaptıklarından dolayı teşekkür etti ve gelecek hayatında mutluluklar diledi. Ekledi..
 
"Yakında başlayacak Barış sürecinde onun engin tecrübelerinden yararlanacağım. Fikrini alacağım.." 
Akıncı, 1974 harekatından sonraki ilk Lefkoşa Belediye Başkanı. Kentin başta çeşmelerden akan su olmak üzere, pek çok sorununu Güney Lefkoşa'nın Rum Başkanı ile uzlaşarak çözen adam olarak biliniyor. Bu ikili anlaşma Türk ve Rum kesimleri arasında, harekattan sonraki ilk uzlaşmadır. 
Şimdi o ilki, zirvelere taşımak, iki eşit federe devletten oluşan Kıbrıs Federal Devletini kurmak üzere, Kıbrıs Rum Lideri Anastasyadis ile görüşmelere başlayacak. 
Akıncı, İnönü Meydanı'nda, Doğu Akdeniz coğrafyasına dikkati çekti. "Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye sadece Doğu Akdeniz'i sadece Ege'yi barış gölü yapmazlar, Akdeniz'in tümünde barışın tohumlarını atabilirler" dedi. Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'ın el ele vermesi üzerine doğacak gücün, üç devlete de başta turizm, nasıl bir ekonomik ve sosyal güç getireceğini anlattı. 
Akıncı'nın sözleri hayal değil. Benzeri ifadeleri Yunan ve Türk İşdamlarının katıldığı toplantıda Başbakan Davutoğlu da söylemişti. Ardından da Türkiye, çok önemli bir adım atmış, Kıbrıs sularında sismik araştırmalar yapan gemisini geri çekmişti. Yunanistan barış görüşmelerini bu gemi yüzünden, durdurmuştu. 
Tam seçim arifesinde geminin çekilmesi, Türkiye'nin tarihte ilk defa Kuzey Kıbrıs seçimlerine hiç müdahale etmemesi aslında Ankara'nın tavrını açıkça ortaya koyuyordu. Gemi çekilir çekilmez Çipras da görüşmelerin başlayabileceğini açıkladı. Yunan tarafı da Barış istiyordu. Neden?. 
Yunanistan ekonomik çözülme içindeydi ve üyesi olduğu Avrupa Birliği Çipras'a istediği desteği vermedi. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılmasına nerdeyse tek başına engel olan Alman Şansölyesi Merkel, Yunanistan'ı da boğmak istiyordu. 
Türkiye de, Yunanistan da Merkel'e boyun eğen Avrupa'dan ümidini kesmişti. O zaman yapacakları şey, ortak düşmana karşı birleşmek olmalıydı. Türk- Yunan işbirliği, Kıbrıs bir sorun olarak durdukça gerçekleşemezdi. O zaman önce Kıbrıs'ta barış sağlanmalıydı. 
O barışı sağlayacak adam da Akıncı'ydı işte.. 
"1950- 60'lı yıllarda bizler, 1974 sonrası Güneydekiler büyük acılar yaşadılar. Acıyı iki toplum da bilir. Şimdi o yaraları kaşımak ve kanatmak yerine, bizden sonraki kuşaklara, barış ve refah içinde yaşayan bir Ada bırakmak zorundayız" 
diyen Akıncı.. 
Yeni lider, birleşildiği zaman Kıbrıs'ın, daha ilerisinde Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'ın turizm başta ekonomik gücünün alabileceği müthiş boyutlara dikkati çekti.. "Kıbrıs'ın en turistik bölgesi, binlerce yataklı Magosa Oteller bölgesi, 1974'ten beri farelere ve yılanlara terk edilmiş duruyor. Burayı fare ve yılanlardan alıp insanlara vermemiz gerek. Bu açılış, barışın ilk adımı olabilir" dedi. 
Akılcıydı. "Çözülmesi en güç sorunlarla başlayıp, işi başından çözümsüzlüğe mahkum etmek yerine, adım adım, önce en kolay çözülecekleri ajandaya almak işi çok kolaylar" dedi. 
Amerika ve Çin gibi iki müthiş düşmanı bugün en yakın iki ülke haline getiren çözüm süreci minnacık bir ping pong topuyla başlamamış mıydı?. 
Kuzey Kıbrıs Futbol Federasyonu, daha büyük bir topla bu adımı gene seçim öncesi atmış ve Kıbrıs Futbol Federasyonu'na işbirliği önermişti. 
Dikkat edin, Ankara bu başvuruya tepki göstermeyerek bir türlü destek verdi. 
Akıncı, seçim sonuçları belli olur olmaz, Anastasyadis'in kendisini arayıp kutladığını ve görüşmelere en kısa zamanda yeniden başlamak üzere anlaştıklarını söyledi. 
Yani.. 
Kıbrıs seçimleri, önce Kıbrıs'a, sonra Ege'ye barışı, tüm maddi manevi kazançlarıyla birlikte getirebilir. Doğu Akdeniz'de Avrupa Birliği'ne kafa tutacak bir oluşumun temelleri atılabilir.
 
Türkiye'ye çok büyük kazançlar sağlayacak bu oluşumun önündeki tek tehlike, Kıbrıs'ı, haziran seçimlerine malzeme yapmak isteyen partiler ve liderler olacaktır. 
Ben bu ülkede tüm liderlerin, ülkenin ve halkın yüksek menfaatleri söz konusu olunca, iş ve söz birliği yapacaklarına inanmak istiyor, Kuzey Kıbrıs'ın yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya başarılar diliyorum. 
Kıbrıs'ta kazanan Zeytin Dalı'nın tüm Ege'de dalgalanacağı gün, yakındır.."
(SABAH)
Editör: TE Bilisim