Diyabet Derneği ile Diyetisyenler Birliği, “Sağlık ve Diyabet Politikası” konusunda ortak basın toplantısı düzenledi.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nde yer alan basın toplantısında, Kıbrıs Türk Diyabet Derneği Başkanı Caner Arca, Kıbrıs Türk Diyabet Derneği Genel Sekreteri Dr. Tomris Mahirel ve Diyetisyenler Birliği Başkanı Hidayet Ağören konuştu.

ARCA: “DİYABET POLİTİKASI GEREK”

Kıbrıs Türk Diyabet Derneği Başkanı Caner Arca toplantıda yaptığı konuşmada, sağlıkta sisteme ihtiyaç olduğunu anlattı.

Arca, Diyabet Derneği’nin DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin katkıları ile 20 Kasım 2015 tarihinde gerçekleştirdiği ve 7 konuda tartıştığı diyabetle ilgili değerlendirme raporlarında ortaya çıkan ortak temanın diyabetin önlenmesinde koruyucu hekimlik sisteminin önemine dikkat çekilmesi olduğunu hatırlattı.

Ülkede bir “diyabet politikası” geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Arca, şöyle devam etti:

“Bugün dünyada ilk defa bir hastalığın artış hızı, dünya nüfusunun artış hızından fazladır. Diyabet, obezite ile at başı giderken ondan sebeplenerek her yıl artan bir ivme ile çoğalmaktadır. Obezite ve diyabet bulaşıcı değiller ama bulaşıcı bir hastalık gibi hızla yayılıyorlar.

2013 yılında 382 milyon olan diyabetli sayısı, 2014 yılında 415 milyon oldu. 2040 yılında bu rakamın 642 milyon olacağı hesaplanıyor.

Ülkemizde diyabetin yayılma hızı Türkiye’nin iki, Avrupa ülkelerinin dört katıdır. Ülkemizde 100 bin kişinin diyabetli olduğunu söylemek oldukça iyimser bir yaklaşım olur.

2014 yılında G20 ülkelerinde 286 milyon diyabetli vardı ve her 9 saniyede bir kişi diyabetten dolayı öldü ve diyabete yıl içinde 573 milyar USD harcandı”.

“DİYABETLİLERİN YÜZDE 50 KADARI DİYABETLİ OLDUĞUNU BİLMEDEN YAŞIYOR”

Diyabetin ilaçlı tedavi ile kontrol altına alınamadığına dikkat çeken Arca, ilaçlı tedavinin sadece diyabetli olduğunu bilen ve buna inanan, bilgili kişilerde işe yaradığını kaydederek, “hâlbuki diyabetlilerin yüzde 50 kadarı diyabetli olduğunu bilmeden yaşıyor” şeklinde konuştu.

“Büyük ilaç firmalarının desteklediği araştırmalar diyabetlilerin yaşamlarını rahatlatmalarına rağmen ne yazık ki insanların diyabet olmalarını, daha genç yaşta insanların her geçen gün daha fazla diyabet olmalarını engelleyemiyor” diyen Arca, sağlıklı olmayan beslenme ve hareketsiz yaşam biçiminin Tip 2 diyabetin hızla yayılmasına neden olduğunu vurguladı.

“12-14 YAŞINDAKİ GENÇLERDE BİLE TİP 2 DİYABETE RASTLANIYOR”

Ülkede 12-14 yaşındaki gençlerde bile Tip 2 diyabete rastlandığını anlatan Arca, dünyadaki diyabetlilerin yüzde 90’ının tip 2 diyabet olduğunu ve bunların yüzde 70’inin sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam biçimi ile önlenebileceğini gösterdiğini belirtti.

Arca, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitenin artırılması için devletlerin aktif rol üstlenmeleri ve teşvik edici olmaları gerektiğini anlattı.

“Obezite ve diyabetle mücadelede yapılması gereken sağlıklı ve doğru beslenmeyi öğrenmek, hayatımıza sürekli hareketi ve egzersizi katmaktır. Eğer diyabetli isek buna bir de ilaçlarımızı bilinçli bir şekilde kullanmaktır” diyen Arca bunun yaşam biçimi haline getirilmesi gerektiğini söyledi. Arca şöyle devam etti:

“Bizler yapılması gerekenleri hem otoritelere hem siyasilere hem de topluma anlatmak için bir dizi çalışmalar planlıyoruz. Bu konuda özellikle diğer sivil toplum örgütlerinin ve belediyelerin katkılarının etkili olacağına inanıyoruz.”

MAHİREL: “KORUMA ANA RAHMİNDE BAŞLAMALI”

Konuşmasında geçen yıl gerçekleştirilen Diyabet Çalıştayı sonuçlarıyla ilgili bilgi veren Kıbrıs Türk Diyabet Derneği Genel Sekreteri Dr. Tomris Mahirel, obezite ve diyabetle baş edebilmenin, çocuğun daha ana rahminde iken korunması çabaları ile mümkün olabileceğini kaydetti.

‘Erken tanının’ diyabetin gelişme hızının ve komplikasyonların azaltılması açısından önemli olduğunu ifade eden Mahirel, Çalıştay sonuçlarına göre ülkede diyabetlilerin yarıdan fazlasının, diyabet olduğunu bilmeden yaşamını sürdürdüğünü ve ancak diyabetin bir komplikasyonu ortaya çıktığında hastaneye gittiğinde durumun teşhis edildiğini ifade etti.

Mahirel bunun hem kişiye ve ailesine hem de ekonomiye daha yüksek maliyetli olduğunu dile getirdi.

Hastalar ile sağlık personeli arsındaki iletişimin yeterli düzeyde olamadığını anlatan Mahirel, diyabetlilerin eğitilmesinin önemli olduğunu kaydetti.

“DİYABETLE MÜCADELEDE ÜST BİRİM KURULMALI”

Diyabetle mücadelede bir “üst birim” kurulması gerektiğine dikkat çeken Mahirel, hastanın kontrollerinin daha iyi yapılabilmesi ve eğitimlerinin düzenlenebilmesi için bazı protokoller geliştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

İstatistik tutulmaması nedeniyle diyabetli sayısının ve yapılan harcamaların hesaplanmasında sorun çıktığını dile getiren Mahirel, şöyle devam etti:
“Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun 2011 yılı itibarı ile Kıbrıs’la ilgili verdiği rakam yıllık maliyetin 100 milyon USD olduğudur. Kuzey Kıbrıs’ta durumun ise; Türkiye ve dünya ortalamalar dikkate alınarak yapılan hesaplamalarla yıllık 48 milyon dolar olabileceği kanısına varılmıştır.”

Diyabetik ilaçların alım sisteminde düzenlemeler yapılması gerektiğine dikkat çeken Mahirel, koruyucu sağlık sistemi ev eğitime ağırlık verilmesi gerektiğini anlattı.

AĞÖREN: “OBEZİTE KRONİK HASTALIK”

Diyetisyenler Birliği Başkanı Hidayet Ağören ise, yaptığı konuşmada, her geçen gün daha da hızlanarak gelişen teknolojinin insan yaşamına getirdiği olumlu ve olumsuz etkileri olduğunu anlattı.

Teknolojinin gelişmesi ile ortaya çıkan yaşam tarzı değişikliklerinin birçok kronik hastalığın da temelini oluşturduğunu anlatan Ağören, günümüzde kronik hastalık olarak kabul edilen obezite, diyabet ve daha birçok hastalığın en önemli sebebinin de bu olduğunu kaydetti.

Ağören, beslenme ile ilgili sağlıklı alışkanlıkların geliştirilebilmesi ve beslenme sorunlarının daha etkili çözülebilmesi için ilk adım olarak, topluma yönelik beslenme stratejileri ve diyabet politikası geliştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Bu nedenle diyabet ve kronik hastalıkları önleme politikalarının, beslenme planlarının ve beslenme programlarının hazırlanması için sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve ilgili bakanlıklarının işbirliği içerisinde çalışması gerektiğini kaydeden Ağören, bu konuda ulusal politikalar geliştirilip uygulanabilmesinin şart olduğunu belirtti.
Editör: TE Bilisim