Din İşleri Başkanı Talip Atalay, “Umut ayaktadır, eğer biz istersek, psikolojik sınırlarımızı aşabilirsek, kimsenin kimliğini inkâr etmeden rahatlıkla kalıcı barışın yeniden geçmiş yüzyıllarda olduğu gibi adada hakim olması mümkün” dedi.

Geçmişin zaten bu tür tecrübeye sahip olduğunu ifade eden Atalay, “Biz gelecekte Türkler ve Rumların ortak barış girişiminde ve bir arada yaşamalarında dini liderler olarak son derece destekleyici ve yapıcı bir rol oynamak istiyoruz ve oynayacağımızı ve siyasilere katkı yapacağımızı da ben beyan ediyorum” diye konuştu.

BM Din ve İnanç Özgürlüğü Raportörü Heiner Bielefeldt de, dini inanç özgürlüğünün bir insan hakkı olduğunu vurguladı; insan haklarının ise büyük bir statüye sahip olduğunu ve kaçınılmaz hakları oluşturduğunu ifade etti

Din İşleri Başkanı Talip Atalay ile BM Din ve İnanç Özgürlüğü Raportörü Heiner Bielefeldt bugün öğle yemeğinde bir araya geldi.

Deep Blue Niyazi Restoran’da yer alan yemeğe İsveç Büyükelçiliği Dinler Arası Diyalog Koordinatörü Salphy Weideru, Kıbrıslı Türk Müzakereci Ergün Olgun, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Erhan Erçin, Kültürel Miras Teknik Komite Üyesi Ali Tuncay, BM İnsan Hakları Komiserliği mensubu Christoph Posheux ile diğer bazı yetkililer katıldı.

Yemek öncesinde BM Din ve İnanç Özgürlüğü Raportörü Heiner Bielefeldt Atalay’a “Freedom Of Religious Belief” (Dini İnanç Özgürlüğü) isimli kitabını sundu ve birlikte basına açıklamalarda bulundular.

BIELEFELDT: “DİNİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ BİR İNSAN HAKKI”

BM Din ve İnanç Özgürlüğü Raportörü Heiner Bielefeldt konuşmasında, adada yıllardır yaşayan değişik dinlere sahip toplulukların dini liderlerini bir araya getirmek ve değişik dinlere sahip kişiler arasında diyalog başlatma yönündeki uğraş ve girişimlerinden dolayı Atalay’a teşekkür etti.

Dini inanç özgürlüğünün bir insan hakkı olduğunu kaydeden Bielefeldt, insan haklarının da büyük bir statüye sahip olduğunu ve kaçınılmaz hakları oluşturduğunu ifade etti.

Adadaki birçok şeyin müzakerelerle alakalı olduğunu dile getiren ancak insan haklarının müzakerelerin üstünde ve çok önemli olduğunu kaydeden Bielefeldt, insanların ibadet için ada içerisinde bir taraftan diğer tarafa geçmesinin de insan haklarıyla alakalı bir konu olduğunu belirtti.

Bielefeldt, adada dinler arası diyaloğun ve bu tür şeylerin iki buçuk yıl içerisinde geliştiğini ifade ederek bu süreçte zaman zaman engellerle karşılaşılacağının, hayal kırıklığı yaşanacağının da baştan beri bilindiğini dile getirdi. Bielefeldt, bu konuda çaba sarf edenleri ve bunu başaranları kutladı ve Atalay’ın bundaki rolünün büyük olduğunu kaydetti.

ATALAY: “ADADA BARIŞ ORTA DOĞU İÇİN DE UMUT TEŞKİL EDECEK”

Din İşleri Başkanı Talip Atalay da Bielefeldt’i aralarında görmenin mutluluk verici olduğunu belirterek, bunun bir şeylerin değiştiğini, değişmekte olduğunu, değişimin umut olduğunu göstermesi bakımından önem taşıdığını söyledi.

Süreçte Bielefeldt’in ifade ettiği gibi ciddi bir gelişme olduğunu belirten Atalay, sabırla bu noktaya gelindiğini ve BM’nin desteğinin de büyük katkısı ve önemi bulunduğunu kaydetti.

İsveç hükümetinin destek ve katkılarını da unutmamak gerektiğini ifade eden Atalay, Rum Başpiskopos ve diğer dini yetkililerin olumlu yaklaşımlarının da süreçte önemli olduğunu belirtti.

Din İşleri Başkanı Atalay, adada barışın Orta Doğu için de bir umut teşkil edeceğini de kaydetti.

Atalay bir soru üzerine, kendilerine düşenin olumlu olmak ve siyaset yapanların işini kolaylaştırmak, inancın sevecen, barışçıl merhametli dilini ortaya çıkarmak ve halkın gönüllerine bu bağlamda mesaj vermek olduğunu vurguladı. 
Editör: TE Bilisim