Kritik Cumhurbaşkanlığı seçimleri artık ikinci plana alınmalı.

En başta da Hükümet tarafından.

Ve UBP-HP Hükümetinin en büyük sınavı, coronavirüs karşısında izlenmesi gereken yol haritası.

Devlet olmanın gereğini tüm yönleri ile ortaya koymalı, UBP-HP Hükümeti.

Devlet olmanın gerekleri yerine getirebilme noktasında ise ortaya konulacak irade ve yol haritası ise başta Hükümetin ve tüm kesimlerin görevi.

Coronavirüs gibi bir tehdit karşısında tüm partilerin siyaset üstü bir duruş sergilemeleri bir toplumsal sorumluluktan öte, bir zorunluluk.

Hükümetin ise karşısında “kimseyi kırmama” gibi bir seçenek yok.

Elbette turizm sektörünün düşünülmesi, üniversitelerin göz ardı edilmemesi gerekli ama coronavirüs karşısında “önce toplum sağlığı” düşünülerek hareket etmeli, UBP-HP Hükümeti.

Coronavirüs konusunda alınacak tedbirler gündemi ile toplanan Bakanlar Kurulunda üretilen kararların da eksikliği gün geçtikçe daha iyi anlaşılmakta.

Güney Kıbrıs’ta vakaların görülmesi ile birlikte KKTC Hükümeti olarak tüm kapıların geçici olarak kapatılması yanında Kıbrıs’ın güneyine coronavirüs ile ortak mücadele çağrısının yapılması, Devlet ciddiyetine daha yakışır bir irade olurdu.

Ve Kuzey Kıbrıs sınırları içerisinde de coronavirüs vakalarının görülmesi ile birlikte, tüm kesimlerin en başta da Hükümetin daha ciddi adımlar atması gerekli.

Toplumsal bir panik yaratılmaması noktasında da kriz yönetiminin ortaya konması, kriz masası ve yol haritasının açıklanması bir zorunluluk noktasında.

Devlet olmanın bir gereği olarak da coronavirüs ile bilimsel mücadelenin nasıl yapılması gerektiğini de anlatılmalı.

“Paniğe gerek yok” eğiliminden bir an önce vazgeçmeli, Hükümet.

Coronavirüs’ten kaynaklanan ölümlere bakıldığında ise bugüne kadar hiç ölümün olmadığı tek yaş grubu, 0-9 .

En yüksek ölüm oranı ise yüzde 14.8 oranı ile 80 yaş ve üzeri.

50-80 yaş aralığı ise ölümlü vakaların sıkça görüldüğü bir diğer yaş grubu.

Dünya’nın dört bir yanında neredeyse ayak basmadığı toprak bırakmayan coronavirüs ile bilimsel mücadelenin tek şartı ise Devlet olmanın gereğini yerine getirmekten geçmekte.

 Bilgi kirliliğine, toplumsal paniğe neden olacak iletişim ve otorite boşluğuna izin vermemek de, Devlet olmanın bir gereği olarak karşımızda durmakta.

Ve kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, seçimlere dair hesapları, stratejileri, krizlerden nemalanmayı bir tarafa bırakarak tüm kesimlerin, kriz masası etrafında bir araya gelmesi toplumsal bir sorumluluktan öte, artık bir zorunluluk.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimine de, coronavirüs ile ortak mücadele edilmesi çağrısının da vakit geçmeden hemen yapılması gerekli.

Ve coronairüs, “bir musibet bin nasihatten” iyidir misali, toplum sağlığı ve güvenliği karşısında tehdit unsuru olan her olay karşısında “partiler üstü” irade ortaya koyulması gerektiğini de Kıbrıs Türk halkına yaşatarak öğretiyor.

Coronavirüs üzerinden de siyaset yapmaya çalışan oy avcılarına ve fırsatçılara da itibar da etmemeli, kulak da asmamalı, Kıbrıs Türk toplumu.

Her şey bir yana, Hükümetin en büyük sınavı, coronavirüs ile etkin ve etkili mücadelenin yol haritasını ortaya koyma becerisinde.

Ve elbette böylesi bir sınav sadece Hükümet ile bağdaştırılmamalı.

Muhalefet, sivil toplum örgütleri, sendikalar, üniversiteler ve tüm kesimlere de önemli görevler düşmekte.

Editör: TE Bilisim