FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi üzerinden tam dört yıl geçti.

Darbe girişimi karşısında Anadolu 251 şehit verdi.

İki binden fazla kişi da yaralandı.

Darbe girişiminin ekonomiye olumsuz birçok etkisi oldu.

Terör örgütü FETÖ’nün, ülke ekonomisine verdiği zarar 1.3 trilyon Türk Lirası.

Türkiye'nin GSYH'sinin 4.2 trilyon lira olduğu göz önünde tutulursa, darbe girişimi anavatan Türkiye ekonomisinin 3'te birinin yakınına denk gelen bir oranda zarar verdi.

Brand Finance'nin "Nation Brands 2016" yılı raporundan alınan değer kaybı 194 milyar dolar (743 milyar TL) olarak belirlendi.

Türkiye 2015'te 668 milyar dolar ile 19'uncu sıradayken 2016'da bu rakam yüzde 29 azalarak 474 milyar dolara indi.

Türkiye sıralamada 25'inci olurken yaşanan değer kaybının tek gerekçesi ise darbe girişimi.

Ve darbe girişimi ülke ekonomisine verdiği zarar bir yana 15 Temmuz 2016 gecesi ve sonrasında yaşananlar dünya’ya önemli mesajlar verirken dünya devletlerinin Türkiye üzerindeki açık veya gizli politikalarında strateji değişikliği yapmaları sonucunu da doğurdu.

FETÖ terör örgütünün Türk Devletini ele geçirme amacı ile giriştiği darbe girişiminde tek başına olmadığı da gün gibi ortada.

Devlet ve ilkeleri ile yasalarına bağlı ordu ve polis teşkilatı mensuplarının ortaya koyduğu irade ile birlikte Türk halkının Devletine sahip çıkması ile başarısız olan darbe girişimi sadece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde değil uygarlık tarihinde bir kara leke olarak yerini alırken Türk Milletinin “o en uzun gecede” Devletine sahip çıkması tüm dengeleri alt üst etti.

Suriye, Irak, Libya, Azerbeycan, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz üzerinde oynana satranç da taşların yeniden dağıtılmasını da doğurdu, Türk toplumunun ortaya koyduğu Devletine ve Milletine sahip çıkma iradesi.

Millet olmanın ve olabilmenin, bir Devlet sahip olmanın ve olabilmenin ne demek olduğu, ne yüce bir erdem olduğunu bir kez daha anladı Anadolu Türkleri ile birlikte Kıbrıs Türk’ü de.

Devlet’i yaşatanın, millet olma duygusu ve birlikteliği olduğunu darbecilere karşı direnen Anadolu halkı mücadelesi ile bir kez daha gösterirken darbe girişimi sonrası Devlet ve milli kimlik ile kültürüne sahip çıkan nesilleri yetiştirmenin stratejik önemi de ortaya çıktı.

Eğitim süreçleri ve toplumsallaşma basamaklarının ne kadar da önemsenmesi gereken stratejik bir olgu olduğunu bir kez daha yaşayarak gördü ve öğrendi, Türk toplumu.

Derslerle yüklü darbe girişimi ve sonrası doğru analiz edilerek özellikle Kıbrıs Türk’ünün eğitim sistemi ve eğitime dair Devlet politikaları yeniden düzenlenmeli.

Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığının yetkisinin özel okulların kapısında bittiği bir ülke olsaydı anavatan Türkiye Cumhuriyeti, yine başarısız olacaktı elbette darbe girişimi ama olumsuz etkileri gerek ekonomide gerek siyaset de gerekse toplum üzerinde çok daha büyük ve derin olacaktı.

Türk Devletini, tüm saldırılara rağmen ayakta tutanın da demokrasi, laiklik, gelenek ile birlikte inanç olduğu da ortaya çıkarken o günden sonra birbirine düşman yapılmak istenen kesimlerin Anadolu’nun çimentosu olduğu da Türk toplumu tarafından bedel ödenerek bir kez daha anlaşıldı.

Ne bir eksik ne bir fazla, “ne darbe ne şeriat”, hep birlikte Millet ve Devletine sahip çıkarak güçlenen yeni bir Türk toplumunu da var etti, hain darbe girişimi.

Ve, ilkesiz ve omurgasız siyasetçilerin darbe girişimini yapan vatan hainlerinden bir farkının olmadığını da “o en uzun gecede” bir kez daha öğrendi Türk toplumu ile birlikte Kıbrıs Türk’ü.

Ve ne tarih ne de toplum vicdanı affedecektir, sessiz kalarak taraf olan siyasetçiler ve diğerlerini.

Ve “o en uzun gecede” Anadolu yeniden Millet olmayı başararak “Yeni Türkiye”yi var etti.

Ne darbe sevda ne de şeriat özlem olsun gönüllerde.

Ne Ay ne de Yıldız eksilsin gökyüzünden.

Editör: TE Bilisim