2005 yılından bugüne kadar geçen sürede göreve gelmiş tüm “Hükümetlerin”  Kıbrıs Türk siyasetine bıraktığı “muallakta” kalma hali ile akıl ve vicdan tutulmalarının topluma bıraktığı kötü mirasın üzerinde kırılma noktası yaratacak yeni bir dönem için “elini taşın altına” sokma dönemi görmek isteyen veya görmeye cesaret edebilen için kapının eşiğinde.

Kıbrıs Türk’ü için, Devlet için ve ülkemiz diye baş tacı yaptığımız toprakların 2005 yılından beri toplumun karakteri ve ruh hali olan mahfuz kaderini kırmak için UBP-DP-YDP hükümeti bir fırsattan öte yeniden başlamak için bir umut.

Ve UBP-DP-YDP Hükümetinin birinci önceliği kamu kaynaklarını toplumsal fayda, halka hizmet ve icraat için kullanarak Kıbrıs Türk’ünün Devletine yeniden güvenini artıracak adımları atmak olmalı.

UBP-DP-YDP Hükümetinin ikinci önceliği ise Ankara’yı bir ağlama duvarı olarak görmek yerine Kıbrıs Türküne fayda sağlayacak her türlü projeye destek sağlamaya hazır yıkılmaz bir kale olarak görmek olmalı.

Diğer bir önceliği ise anavatan Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve yakın coğrafya’da sürdürdüğü mücadeleye kayıtsız ve koşulsuz destek vermek olmalı UBP-DP-YDP Hükümetinin.

Ankara ve Lefkoşa arasında görüş ayrılıklarının varlığı devletler arası ilişkilerin doğasından kaynaklanan bir olgu olmakla birlikte olası diplomatik görüş ayrılıklarının Anadolu ve Kıbrıs’ın tarihsel birlikteliğinin genetiğini bozmaya yönelik Türkiye karşıtlına ve düşmanlığına dönüşmesinin önüne geçmek de UBP-DP-YDP Hükümetinin öncelikleri arasında olmalı.

Ve tek millet iki devlet olgusu ile birlikte hedef birlikteliğinden de sapmamak yeni Hükümetin öncelikleri arasında olmalı.

Ve belki de en önemlisi Kıbrıs Türk’ünün bin bir bedel ödeyerek kurduğu bağımsız Devleti ve Devletin ana öznesi olan Kıbrıs Türk toplumu için Kıbrıs Türk sağının partileri olarak UBP-DP-YDP Hükümetinin artık popülizm yapma lüksü olmamalı.

Özellikle 2005 yılından bugüne Kıbrıs Türk sağını esir alan popülizm ve Devlet yönetimindeki eylemsizliğin Devlete verdiği zararın ve Devlete karşı toplumda yarattığı güvensizliğin özeleştirisini de yaparak yeni bir dönemi başlatmalı UBP-DP-YDP Hükümeti.

UBP-DP-YDP Hükümeti, taşıdığı tarihsel görevin ve toplumsal sorumluluğun farkında olmak zorunda.

Zaman, Devleti Devlet gibi yönetme ve yeniden Devlet olma zamanı olmalı.

Zaman, güçlü KKTC’nin iki devletli olası adil yeni bir anlaşmanın teminatı olduğu bilinci ile Devleti yönetme zamanı olmalı.

Zaman, anavatan Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki mücadelesine Devlete sahip çıkarak ve Devleti güçlendirerek destek olma zamanı olmalı.

Ve zaman, Kıbrıs Türküne hak ettiği Devlet yönetimi ile hizmet etme zamanı olmalı.

Anavatan Türkiye’den aktarılan kaynaklarının icraat ve Kıbrıs Türküne hizmet için harcanacağı yeni bir dönemi de inşa etmek zorunda, UBP-DP-YDP Hükümeti.

Kıbrıs Türk’ünün bahanelerin gölgesinde yaşanacak zaman kaybına zerre kadar sabrı yok artık.

UBP-DP-YDP Hükümetinin kabine üyeleri ise icraat ve hizmet hükümeti olma vizyonu yanında anavatan Türkiye ile birlikte hareket ederek Devleti yeniden Devlet gibi yönetmeyi tarihsel bir sorumluluk ve toplumsal bir ödev olarak kabul etmek ve hareket etmek zorunda.

UBP-DP-YDP Hükümetinin, Kıbrıs Türküne karşı ödevinin ve tarihe karşı sorumluluğunun bilincinde olduğunu elbette zaman gösterecektir.

KIBRIS MANŞET olarak UBP-DP-YDP Hükümetine bir kez daha toplumsal ödev ve tarihsel sorumluluğunu hatırlatırız.

Devleti Devlet gibi yönetme yeni Hükümetin ruhu ve karakteri olmalı.

Editör: TE Bilisim