CTP Lefkoşa Milletvekili ve Tış İş Eski Başkanı Sıla Usar İncirli sağlıkta yaşanan sorunlar konusunda bir açıklama yaparak alınması geren tedbirleri sıraladı.

İncirli'nin sosyal medyada paylaştığı görüşleri şöyle:

"Ülkemiz son günlerde içinde bulunduğumuz ekonomik krize hazırlıklı değildi, hem de hiç. Hali hazırda birçok ülkeye kıyasla oldukça zayıf bir sağlık sistemimiz olduğu için krizin etkilerini sağlıkta daha derin yaşama ihtimalimiz yüksek. Dahası krizin etkileri önümüzdeki zamanlarda daha da şiddetli hissedilebilir. Bir çok ekonomik ve sosyal zorlukla karşı karşıyayız.
Sağlık hizmetlerimizi güçsüz kılan faktörler:
-Genel olarak sağlık personeli eksikliği, özellikle bazı uzmanlık alanlarında eksikliğin daha belirgin oluşu
- Sağlık hizmetine eşit ulaşım olmaması ve hizmet kalitesinin standardazisyon eksikliği
- Varolan insan kaynaklarının verimli kullanılamaması
- İnsanların hizmete ulaşırken olması gerekenden fazla seyahat mesafesi, uzun bekleme listeleri, hatta “sağlık hizmeti arayacak zamanı” olmayan insanların varlığı
- Sağlık hizmetleri için toplanan fonların başka harcamalar için kullanılıyor olması
- Sağlık için yatırım yapılmaması
- Karar alma mekanizmlarında ve idari konularda aşırı merkeziyetçi tutum
- Hızla azalan kaynaklar, hızla artan nüfusa bağlı ihtiyacın/talebin artması 
- Harcamaların mali disiplinden yoksun olması
Ekonomik Krizde Toplumu Bekleyen Tehlikeler ve Öneriler:
Ekonomik kriz süresince işsizlik, yoksulluk yükselebileceğinden halkın sosyal güvenlik ve sağlık ihtiyaçları da artış gösterecektir. Devlet, bu bağlamda sağlığa ve sosyal güvenliğe ayırdığı bütçeyi mümkün olduğunca korumalıdır. Dezavantajlı gruplar olarak tanımlanan, toplumda yetersiz yaşam koşulları içinde yaşayan yurttaşların sayısına koşut olarak devletin bu insanlara olan sorumluluğu da artacaktır.
Ekonomik kriz zamanlarında toplumlarda bazı sağlıksız durumlara daha sık rastlanmaktadır. Örnek olarak madde bağımlılığı, depresyon, kaygı bozukluğu, şiddet, cinsel yolla bulaşan hastalıklar sayılabilir. Kronik hastalıkların takip ve tedavilerindeki aksamalar, genel yaşam koşullarının bozulması ile beraber kalp ve damar hastalıkları, kanser artış gösterebilir. Tüm bu sorunlarla mücadele edebilmek için yurttaşların yaşam koşullarını takip etmeli, koruyucu/önleyici ve birinci basamak sağlık hizmetlerine daha çok önem vermeliyiz.
Yıllardır sağlık için ayrılan fonların başka harcamalarda kullanımına kesin bir şekilde son vermeli, kriz süresince ve sonrasında sağlık fonlarına olan para akışının sürmesini sağlamalıyız. Hükümetin bu hususta aldığı karar oldukça yerinde ve doğrudur. Alt yapı ve fiziki koşullar bakımından oldukça yetersiz olan hastanelere bu sayede yatırımlar yapılabilecektir.
Sağlığı bozan, hastalıklara neden olabilen tütün ve tütün ürünleri, alkollü içeceklerinin kullanımının azaltılması için çaba harcamalı, aynı zamanda vergileri artırmalıyız. Hükümetin bu konuda da aldığı karar olması gerekendir.
Sağlık hizmetine ulaşımı kolaylaştıran aynı zamanda hastane masraflarını azaltan gezici ve evde bakım hizmetlerini yaygınlaştırmalıyız.
İlaç harcamaları sağlıkta önemli bir yer tutmaktadır. Hekimlerin tedavi seçme özgürlüğüne halel getirmeden akılcı ilaç kullanımı uygulamalıyız. İlaç kullanımı ve ilaç fiyatlarında yapılacak düzenlemeler kriz dönemlerindeki tasarruf tedbirlerinde önemlidir ve sonrasında da uygulanmaya devam edilmelidir. Sağlık Bakanlığı’nın ilaç takip sistemi ile ilgili yapmakta olduğu çalışmaları desteklemeliyiz.
Sağlıkla ilgili politikalar geliştirilirken paydaşlar arasındaki işbirliğinin faydalarının farkına varmalıyız. Karar alma mekanizmaları ve idari uygulamalar mümkün olduğunca geniş tabanlı ve demokratik olmalıdır.
Her şeyden önemlisi sağlık hizmetini sunan hekimler, hemşireler ve sağlık çalışanlarının bir ekip ruhu içinde dayanışarak, yardımlaşarak görevlerini sürdürebilmeleri için insan kaynaklarını verimli kullanmalı, insan iş gücü eksikliklerini gidermeli, sürekli eğitimle mesleki düzeylerini yükseltmeli, çalışma koşullarını iyileştirmeliyiz. Bu bağlamda sağlıkta mesai saatinden sonra, hafta sonları ve idari tatillerde çalışmanın bir seçenek değil zorunluluk olması gerçeğinden hareketle Hükümet’in çalışanların dinlenme saatinde verdikleri emeğin ücretlerinde kesinti yapmak yerine daha farklı seçenekleri değerlendirme kararını desteklediğimi belirtmek isterim. 
SAĞLIK HAKKI İLE MALİYETİ KONTROL ETME ÇABALARI ARASINDAKİ DENGEYİ KORUMALIYIZ
KRİZİ FIRSATA ÇEVİRİP SAĞLIKTA UZUN DÖNEM PLANLAMALAR YAPMANIN ZAMANIDIR
HEDEF SOSYAL GÜVENLİĞİ YETERLİ TOPLUM, ULAŞILABİLİR VE ETKİN SAĞLIK HİZMETİ..."

Editör: TE Bilisim