"Yol yoksa seyrüseferde yok" sloganı altında yapılacak olan eylem anlamlı olmakla beraber ülke koşulları ile birlikte değerlendirildiğinde anlamını yitirmektedir. Daha beş yıl önce seyrüsefer ruhsatını kaldırıp akaryakıt üzerinden yol kullanım vergisi almayı önerdiğimde bu öneriye karşı çıkanlar bugün hükümette olanların engeline takıldığımızı hatırlatmak isterim. Daha bir ay önce zam yapmamakla övünen bu partilerin seyrüsefer zammı ile başlattıkları zam furyasının arkasınında geleceği aşikardır.
Yine üzücü bir kaza sonrası gündeme gelen yol yapım ve onarımları için " maaşlardan %3 kesinti yaparak tüm yolların onarımını halledebiliriz" dediğimde, sosyal medyada nasıl linç edildiğimide hatırlatmak isterim..
Birilerinin evlatları babaları kardeşleri kaza nedeniyle hayatlarını kaybettiğinde ses vermemek ama iş cebe dokununca yollara dökülmek için çağrı yapmak bana çok dürüst bir yaklaşım görünmüyor.
Yol konusundaki ülke gerçeklerinide unutmamak gerekir..Yollarımız Türkiye tarafından yapılmaktadır..İstimlak bedelleri ve yol bakım onarımı ise yerel gelirlerimizle karşılanmaktadır. Yerel gelirlerimizin ancak %16lık kısmı sağlık , eğitim , istimlak, ve yol onarımı için kullanılmakta geriye kalan kısmı ise maaş ve maaş nitelikli harcamalar için kullanılmaktadır...Yol istiyorsak maaşlardan kesinti gerekmektedir..Ekmek bütün olsun ,karnımızda tok olsun diyerek bir yere varmamız mümkün değildir...
Onuncu köyden kovulmak pahasına bazı doğruları kabullenmememiz halinde gidilecek köyümüzünde kalmayacağı aşikardır.

Editör: TE Bilisim