Yıllardır Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunacağı ümidi ile oyalanan Kıbrıs halkı, yaşanmakta olan son ekonomik gelişmelerle gerçeklerin ne olduğunu görmeye başladı.
Neredeyse 50 yıla yakın bir süreden belli BM şemsiyesi altında yürütülen görüşmelerle Kıbrıs sorunun çözüleceği ümidi
pompalanmaktaydı.
1974 sonrasında, "BM parametreleri çerçevesinde iki toplumlu, iki bölgeli, siyasal eşitliğe dayalı federal Kıbrıs" çözümü ülkemizdeki tüm siyasi partilerin ve siyasal grupların çözüm kriteri haline gelmişti. Bunun tek istisnası partimiz Kıbrıs Sosyalist Partisi oldu.
Partimiz emperyalist güçlerin çıkarlarını uzlaştırmanın mümkün olamayacağını, ancak güçlü olan emperyalist blokun diğerlerine yeni bir durumu empoze etmesi halinde Kıbrıs'taki statükonun değişebileceğini, böylesi bir değişimin de ancak emperyalist güçlerin çıkarlarını ileri götürebileceğini yıllardan beri söylemektedir.
Partimiz Kıbrıs halkının yararına bir çözüme ulaşmanın yolunun emperyalizme karşı halkımızın birleşik cephe hükümetini elde etme mücadelesi olduğunu halkımıza yıllardır anlatıyor. Yaşanan gelişmeler
Anti-emperyalist birleşik cephe hükümeti seçeneğimizin bir ütopya değil halkımızın önündeki tek gerçek seçenek ve pratik olarak mümkün olan tek kurtuluş çaresi olduğunu kanıtlamaktadır.

Bizleri ütopik olarak suçlayanların beklediği o BM şemsiyesi altındaki çözüm hiç gelmediği gibi, önce Kıbrıs Türk toplumu asimile edilerek Kuzey Kıbrıs TC'nin bir sömürgesi haline getirildi. Ardından, Kıbrıs, umut olarak gösterilen AB 'ye sokularak, adamızın güneyi de Alman ve Fransız emperyalizminin sömürgesi haline getirildi. Ama beklenen çözüm
yine gelmedi. Son olarak Güney Kıbrıs deniz sahasında doğal gaz ve petrol yatakları bulunduğunun resmen ifşa edilmesinin ardından, Anglo-Amerikan emperyalizmine bağımlı halde bulunan Avrupa Birliği emperyalistleri,
ABD ile işbirliği içerisinde güney Kıbrıs'ı hem ekonomik abluka altına aldılar, hem de ekonomik sabotajlar yaparak güney Kıbrıs'ı iflas ettirerek diz çöktürdüler. Güney Kıbrıs'ın kendi petrol ve gazını çıkarması için uluslararası şirketlerle yapmaya çalıştığı anlaşmaları da ABD ve TC'nin tehditleri ile engellediler. Böylelikle ekonomik olarak Güney Kıbrısı tamamen çökerterek onu teslim almak için hareket geçtiler. İşte TC dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu'nun güney Kıbrısa
yapmış olduğu sözüm ona üç seçenekli öneri tam bir emperyalist dayatma
politikasıdır.

Ekonomik olarak çökertilmiş olan Kıbrıs Cumhuriyeti'ne Davutoğlu 'kırk katır mı kırk satır mı?' seçeneğini sunuyor!
TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun , Kıbrıs etrafındaki 'tartışmalı' doğal kaynakların kullanımı için Kıbrıs Cumhuriyeti'ne sunduğu üç alternatifli öneriye göre, ya Kıbrıs'ta birleşme süreci hızlandırılacak ve doğal kaynaklar birlikte kullanılacak, ya çözüme kadar kaynakları ortak bir komite yönetecek, ya da iki devletli çözüm
sonunda Rum ve Türk tarafı AB'de buluşacak.
İşte Partimizin yıllardır anlattığı emperyalist empoze ve dayatma budur!
Bu durumda Kıbrıs'ın her iki tarafında da demokratik güçlerin çözüm anlayışlarını değiştirmeleri ve emperyalizme karşı mücadeleyi gündemlerine almadan Kıbrıs'ta halkın çıkarlarını koruyan bir çözümün mümkün olamayacağını, ülke halkının emeğinin ve ülkenin doğal kaynaklarının, AB tarafından Kıbrıs Cumhuriyeti'ne karşı girişmiş olduğu son memorandum uygulamasında tanık olduğumuz gibi, acımasızca yağmalanmaya devam edeceği bilinmelidir.

Kıbrıs Sosyalist Partisi Davutoğlu'nun mazlum Kıbrıs halkını Anglo-Amerikan emperyalizminin boyunduruğu altında ezmekten başka hiçbir anlam taşımayan önerilerini şiddetle reddederken, Kıbrıs halkını adanın hem güneyinde hem de kuzeyinde Anti-Emperyalist Birleşik Cephe içerisinde örgütlenmeye, ülkenin her tarafında her alanda Doğrudan Demokrasi talep etmeye ve ülkemizin kaderini belirleyecek her konuda şeffaflık ve halkın doğrudan karar vermesini
sağlayacak süreçlerin devreye sokulması için mücadeleye çağırır.
Kıbrısın ezilen halkı, emperyalizme karşı anti-emperyalist bir yurtsever cephede güçlerimizi birleştirmeden, ve en geniş demokratik olanakların sağlanması için doğrudan demokrasi talebimizi öne sürmeden emperyalist haydutlara karşı direnebilmemiz ve bu direnişimizde başarıya ulaşmamız olanaksızdır.
AB ve Troikanın Kıbrıs'a yarattığı dayatmaları reddediyoruz. Davutoğlu'nun teslimiyet çağrısından başka bir şey ifade etmeyen önerilerini reddeiyoruz.
Bankalar derhal devletleştirilmeli!
Kilise ve Evkaf mülküne ve servetine derhal el konmalı,
Büyük özel mülkiyet kamulaştırılmalıdır.
Krizden ve çöküntüden tek kurtuluş yolu uluslararası mali oligarşinin dayatmalarını reddetmek ve anti-emperyalist birleşik cephe hükümetimizi kurmaktır.


Kıbrıs Sosyalist Partisi (a)

Mehmet Birinci

Genel Sekreter 
Editör: TE Bilisim