Yazılı açıklama yapan Özyiğit, son aylarda DAÜ’ye zarar veren gelişmeler yaşandığını ifade ederek, “üniversiteye ciddi zarar verme boyutuna gelen bu sorunları, DAÜ çalışanları ve temsilcileri, DAÜ Senatosu, Rektörlük ve VYK'nın hep birlikte demokratik olgunluk içinde aşması gerektiğini, aksi halde bundan en büyük zararı yine üniversitenin göreceğini” dile getirdi. 
“KARA LEKE”
Üniversitede yönetimsel anlamda bir sorun yaşanırken, DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun sessiz sedasız, herhangi bir ihale yapma gereği bile duymadan Doğa Koleji ile olan sözleşmeyi 2031 yılına kadar uzattığını, üstelik yeni yapılan sözleşmede ihbar göndererek fesih şansının da ortadan kaldırıldığını belirten Özyiğit, bu durumun üniversite tarihine geçecek kara bir leke olduğunu kaydetti.
TDP olarak her zaman DAÜ'yü yakından takip ettiklerini, hükümette oldukları dönemde de bu kurumun yönetiminde bulunduklarını anımsatan Özyiğit şunları belirtti:
 “DAÜ toplumumuzun en önemli değerlerinden biridir. Bu bağlamda DAÜ VYK'sında görevlendirdiğimiz kişiler ve dönemin Eğitim Bakanı olarak ben, DAÜ'de yerleşmiş demokratik teamüllere saygı duyarak ve üniversiteyi koruyarak görev yürütmeye azami özen gösterdik, karar ve uygularımızı bu çerçevede yaptık.” 
Görev süreleri boyunca önceki yıllarda özele devredilen üniversite öncesi eğitim kurumlarını geri kazanabilmek için gerekli adımları attıklarını, bu çerçevede Doğu Akdeniz İlkokulu (DAİ) ve Doğu Akdeniz Koleji’ni (DAK) devreden sözleşmenin feshi için karar ürettiklerini anımsatan Özyiğit, “6 ay önceden ihbarımızı ilgili şirkete gönderdik ve ihbar süresinin bitmesi ile birlikte tahliye davası açılması için karar ürettik. Ancak gelinen aşamada görmekteyiz ki başlatmış olduğumuz bu süreç,  yeni hükümetin göreve gelmesi ile birlikte sekteye uğratılmıştır” ifadelerini kullandı. 
Özyiğit, “Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin kurumlarına sahip çıkmayan, dahası bu yönde gailesi olmayan VYK'nın ve hükümetin, DAÜ'ye de sahip çıkmasının mümkün olmadığını” savundu. 
Kendi kurumlarına sahip çıkamayan zihniyetlerin, günü geldiğinde DAÜ’nün devri istendiğinde de ‘hayır’ diyemeyeceklerinin gün gibi ortada olduğunu ileri süren ve mevcut VYK’nın almış olduğu bu karardan sonra kendileri açısından güvenilir olmadığını belirten Özyiğit, “Yaşanan gelişmeler dikkate alındığında DAÜ çalışanları ve temsilcileri, Kıbrıs Türk halkı adına bu kuruma sahip çıkmak için büyük bir hassasiyet göstermelidir” dedi. 

Editör: TE Bilisim