Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs’ta anlaşmadan yana olduklarını ancak var olan gerçeklerin mutlaka dikkate alınması gerektiğine vurgu yaparak, “Kıbrıs Türk halkının nasıl bir anlaşma istediğinin bilinci ile samimi olarak bir anlaşma için uğraşıyorum ama kimse bana halkımızı yarınlarda tehlikeye atacak bir antlaşmayı imzalatamaz, böyle bir noktaya beni sürükleyemez” dedi.

Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının kararlı olduğunu, idaresinde, toprağında, devletinin çatısı altında özgürce yaşamaktan memnun olduğunu ve kimsenin bu gerçekleri yok sayarak kendilerini “sözde” biz çözüme sürükleyemeyeceğine işaret ederek, “Rumların hala 1974 öncesine dönebilmenin yolunu açacak bir anlaşmayı bize kabul ettirme hevesinde olduğunu Kıbrıs Türk halkına açıklamak zorundayım” da dedi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Erenköy Direnişi’nin 50’nci yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Eroğlu, mesajında; “Şanlı Erenköy Direnişi’nin” 50 yıl geride kaldığına işaret ederek, “Çoğunluğu Anavatan Türkiye’de okuyan yaklaşık 500 Kıbrıs Türk üniversite öğrencisinin özgürlük, vatan ve bayrak söz konusu olduğunda her şeyi bir kenara iterek cepheye koştuğu yer olan Erenköy’de yazılan destan Kıbrıs Türkü tarafından dünya durdukça heyecanla, övünçle anılacaktır” dedi.

Erenköy destanının; “Kıbrıs bizim de vatanımızdır. Bu topraklarda esir olmayacağız” andı ile bir daha silinmemek üzere toprağa kazındığını ifade eden Eroğlu, Erenköy destanında Anavatan Türkiye’nin göklerden Kıbrıs toprağına uzanan Kıbrıs Türkü’nün güvenliğini sağlama amaçlı tarihsel sorumlulukla atılan imzasının da bulunduğuna işaret etti.

Anavatan Türkiye’nin, Erenköy’e hava müdahalesiyle ilk kez etkin ve fiili garantörlük hakkını kullandığını, “Kıbrıs Türkü yalnız değildir. Kıbrıs Türkü’nü esir etmeye kalkışanlar karşısında beni bulacaktır” dediğini anımsatan Eroğlu, şunları kaydetti:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bizlere, birileri tarafından ikram edilmedi. KKTC bir mücadele sürecinin sonucudur. O nedenle, Erenköy ve Erenköy destanını yaratanların Kıbrıs Türk tarihindeki yerleri çok iyi araştırılmalı, ortaya konulmalıdır. Bu konuda kitap yazan, belgesel çalışması yapanları kutlar, daha fazla yapılmasını temenni ederim. Sadece Erenköy konusunda değil mücadelemizin diğer evreleri ile ilgili de çalışmalar yapılmalıdır.

Rum komşularımızın 50 yıl önceki hedeflerinin değiştiğini, bizi Kıbrıs’ın kendileri kadar sahibi gördüklerini, eşitliğimize, egemenliğimize, özgürlüğümüze, bu topraklarda bir ekonomi yaratma ve tutunma çabalarımıza saygı duyduklarını söylemek isterdim ama maalesef henüz bu mümkün değildir.

Görüşmelerde gizlilik esas olduğu için ayrıntıya girmeyeceğim ancak Rumların hala 1974 öncesine dönebilmenin yolunu açacak bir anlaşmayı bize kabul ettirme hevesinde olduğunu Kıbrıs Türk halkına açıklamak zorundayım.

Rum tarafının, “Avrupa Birliği ilkeleri çerçevesinde çözüm” derken hedeflediği 1974 öncesine dönüştür. Umarız, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği bugüne kadarki hatalarına yeni hatalar ekleyip Rum tarafının hayallerini canlı tutmasına katkı sağlamaz.

Kıbrıs Türk halkı kararlıdır. Kıbrıs Türk halkı kendi idaresinde, kendi toprağında, kendi Devleti’nin çatısı altında özgürce yaşamaktan memnundur ve kimse bu gerçekleri yok sayarak bizleri sözde biz çözüme sürükleyemeyecektir.

Kıbrıs Türk halkı için Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi esastır. Aksi bir sözde anlaşmanın Erenköy’deki gibi Rum saldırıları karşında Türkiye’nin müdahale edememesi, Saraybosna’da Filistin’de yaşananların başına gelmesi anlamını taşıyacağını bu halk çok iyi biliyor. Antlaşmadan yanayız ama Kıbrıs’ta var olan gerçekler mutlaka dikkate alınmalıdır.

Varılacak antlaşma Avrupa Birliği’nin birincil hukuku olacaktır. Kıbrıs Türk Halkı’nın nasıl bir antlaşma istediğinin bilinci ile samimi olarak bir antlaşma için uğraşıyorum ama kimse bana halkımızı yarınlarda tehlikeye atacak bir antlaşmayı imzalatamaz, böyle bir noktaya beni sürükleyemez.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bizim güvencemizdir geleceğimizdir. Bu Devlet’e iş ola değil, bilinç ve kararlılıkla sahip çıkmak, gereğini yapmak şehitlerimize, atalarımıza borcumuzdur.”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, bu duygu ve düşüncelerle Erenköy direnişine katılan ve aralarında olmayan herkesi, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş başta olmak üzere, Anavatan Türkiye’den Kıbrıs’a silah taşımak için fedakarca uğraş veren ve aralarında olmayan bereketçileri, pilot yüzbaşı Cengiz Topel’i, Uluçamgil’i, Albay Rıza Vuruşkan’ı, rahmetle andı.

Eroğlu, gazileri de minnet ve şükranla anarken, Erenköy’deki direnişçi, özgürlükçü ruhun her zaman rehberleri olmaya devam edeceğini vurguladı ve “Erenköy destanı nesilden nesile hep yaşayacak, yaşatılacaktır. Yaşatılmalıdır” dedi.
Editör: TE Bilisim