Eylül sonu New York'ta gerçekleşecek BM Genel Kurulu sonrası başlaması beklenen Kıbrıs müzakerelerinde yapıcı bir ilerleme sağlanması Kıbrıs Türk halkının en büyük beklentisidir.
İyice bilinmelidir ki, zaman her iki halkın da aleyhine çalışmaktadır. Kıbrıs'ın güneyinde bulunan ve Kıbrıslı Türklerin görüşleri ve hakları gözetilmeden, Kıbrıslı Rumlar tarafından araştırılması yönünde girişim başlatılan hidrokarbon yataklarının sahip olduğu ekonomik avantajlar ve müzakere sürecini tetikleme etkisi yanında, taşıdığı potansiyel riskleri görmezden gelmememiz gerekir.

Hidrokarbon yatakları üzerinden bir paylaşım savaşına girmeye hazır güçlerin yarattığı gerilimin ortadan kalkması da çözüme olan ihtiyacı daha da önemli kılmaktadır. Hem Kıbrıs hem de Doğu Akdeniz için.
Bu çerçevede Sn Downer'in bugüne dek olduğu gibi değil, daha da etkin rol alması ve BM iyi niyet misyonunu sonuna kadar kullanması gerektiğini belirtmek isteriz. Ekim ayında başlaması beklenen görüşmelerin 23 Mayıs - 1 Temmuz ortak açıklamalarına bağlı kalarak ve mevcut yakınlaşmalara saygılı şekilde ilerlemesi ve cesaretli adımlar atması gerektiğini yeniden hatırlatmak isteriz.

Özellikle 28 Temmuz'da ülkemizde yeniden şekillenen siyasi iradenin çözüme dönük vizyonunun göz ardı edilemeyeceği açıktır.
Bu arada, son günlerde Doğu Akdeniz'de yaşanan savaş çığlıklarının yarattığı gerilim ve endişe ortadadır. Suriye'deki iç savaşın, kullanıldığı iddia edilen kimyasalların veya bunu önleme maksatlı olduğu iddia edilen uluslararası müdahalenin bedeli tüm insanlık için büyük olacaktır. Tümünü kınar, uluslararası hukuk yapıcı olan BM'nin bölgesel sorunlarda daha etkin olması gerektiğinin altını çizerim.
Sn Downer'in Kıbrıslı Türk ve Rumların, istikrar, güvenlik ve ortak gelecek isteklerini ileriye taşıma konusunda atacağı adımları izleyeceğimizi belirtirim.

Asım Akansoy
Genel Sekreter
 
Editör: TE Bilisim