Cumhuriyetçi Türk Partisi Parti Meclisi (CTP PM), 23 Mayıs 2017 tarihinde yaptığı toplantıda, müzakere sürecinde yaşanan son gelişmeleri değerlendirmiş ve aşağıda yer alan görüşlerini kamuoyuyla ve konuyla ilgili tüm taraflarla paylaşmaya karar vermiştir:

1. CTP PM, Kıbrıs sorununa, bir an önce, iki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon temelinde, adil, kalıcı ve karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm bulunması konusundaki kararlılığını yineler.

2. Müzakere süreci bugün kritik bir kavşaktadır. 1977-79 Doruk Anlaşmaları, BM Güvenlik Konseyi’nin çözümle ilgili parametreleri ortaya koyan kararları, TalatHristofiyas mutabakatları, 11 Şubat 2014 tarihli Eroğlu-Anastasiadis ortak açıklaması ve Sayın Akıncı ile Sayın Anastasiadis arasında bugüne kadar sürdürülen görüşmelerde sağlanan önemli yakınlaşmalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde Kıbrıs sorununun çözümü konusunda azımsanamayacak bir yol kat edilmiş olduğu ortadadır.

3. Kat dilen bu yol, adanın birleşmesi, ülkede ve bölgede barışın, istikrarın ve öngörülebilirliğin sağlanması açısından son derece değerlidir.

4. Gelinen aşamada sonuç odaklı bir yaklaşımın ortaya konulması ve bu doğrultuda gerekli adımların atılması elzemdir. Bunun için bugüne kadar sağlanan yakınlaşmaların heba edilmemesi, kaydedilmesi ve özellikle hidrokarbon konusundaki gelişmeler dolayısıyla, uzun uğraşlar sonucunda ulaşılan bu ortamın zehirlenmemesi aklın ve bugünkü ve gelecek kuşaklara karşı sorumluluğun gereğidir.

5. Müzakere sürecinde sonuç odaklı yaklaşım, tüm tarafların açıkça veya zımnen kabul ettiği gibi, geriye kalan anlaşmazlık noktalarının yeni bir metodolojiyle, bütünsel bir biçimde ele alınmasını gerektirmektedir. Bugün için gerçekçi metodoloji, açılmış olan uluslararası Kıbrıs konferansının devam ettirilmesi ve tüm başlıkların birbiriyle bağlantılı biçimde ele alınarak müzakere edilmesi sonucunda hep birlikte kapatılmasıdır. Daha önce defalarca açıklanmış olduğu gibi, BM Güvenlik Konseyi kararlarında ve bugüne kadarki müzakere sürecinde temel parametre olarak kabul edilen siyasi eşitliğin gereklerinin yerine getirilmesi ve güvenlik ve garantiler başlığı altında hem Kıbrıslı Türklerin hem de Kıbrıslı Rumların kendilerini güvende hissedebilecekleri bir formüle ulaşılması esastır.

6. Adamızın doğal kaynakları her iki toplumun ortak varlığıdır ve Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasındaki karşılıklı güveni zedeleyecek bir unsur olarak değil, hem bugünkü hem de gelecek kuşakların iş birliği içinde kazanmasını sağlayacak bir imkan olarak değerlendirilmelidir.

7. Kıbrıs Rum tarafının konuya ilişkin planlarını ve zamanlamasını böyle bir yaklaşımla yeniden gözden geçirmesinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çözüm konusunda verdiği destek de dikkate alındığında olumlu sonuçlar doğuracağı açıktır.

8. Çözüm mümkündür ve çözüm imkanı tüm taraflarca görülmüştür. Bu noktadan sonra önemli olan, iki liderin, başka herhangi bir konudaki herhangi bir çabayı federal çözümün yerine veya önüne koymaksızın, cesaretle ve kararlılıkla müzakereleri sonuca ulaştırmak için çalışma iradesini göstermeleridir.

9. CTP PM, iki lidere, en erken zamanda federal çözüme ulaşmak konusunda Kıbrıslı Türklere ve Kıbrıslı Rumlara verdikleri sözü hatırlatır, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, bir an önce çözüme ulaşılması için ortaya koyacakları çabalara en aktif şekilde destek vereceğini beyan eder.

Editör: TE Bilisim