Dün akşam bir basın toplantısı düzenleyen birlik yetkilileri hükümeti eleştiri yağmuruna tuttu. Toplantının açılışında konuşan CİB Başkanı Ahmet Arkın, “biz sadece Covid-19 salgınıyla mücadele etmedik, bizi yönetenlerin acemilikleri, beceriksizlikleri ile de mücadele etmek zorunda kaldık” ifadelerini kullandı

Ahmet Arkın, “artık 8500 kişiye iş sağlayan, ekonomiye 700 milyon dolar katkı sağlayan bir sektör yok” dedi. Arkın: “Altın Yumurtlayan Tavuğu Mezbahaya Göndermeyi Başaran Bir Yönetimle” karşı karşıyayız.” İfadelerini kullandı

Değerli basın mensupları,

Öncelikle hepinize davetimize katıldığınız için teşekkür ederim.

2020 yılının ilk günlerinde yani bundan 8 ay önce sizlerle son buluşmamızda yapmış olduğum kısa açılış konuşmamda sizlere şu ifadelerle seslenmiştim:

“Ülkemizde en yüksek vergi veren ilk 50 kurumun 32 tanesinin;

Ödenen toplam verginin %40’ını ödeyenlerin;

Ülkemize gelen yolcuların 550.000 tanesinin biletini satın alan;

8500 kişiye direkt iş olanağı sağlayan;

Ekonomiye katkısı 700 milyon dolar olan sektör temsilcilerinin organize ettiği;

Yine bu sektör tarafından turizme kazandırılmış olan bu 5 yıldızlı tesisin toplantı salonundayız”

Geçtiğimiz yılın verileri olan bu rakamların bu yıl maalesef yakınından dahi geçemeyeceğiz.

Artık 8500 kişiye iş sağlayan bir sektör yok

Artık 550.000 bilet satın alan bir sektör yok

Artık ekonomiye 700 milyon dolar katkı sağlayan bir sektör yok

Covid-19 salgınıyla başlayan ve her sektörü etkileyen bu kötü süreç, ekonomik sektörler içinde maalesef en çok bizim sektörümüzü olumsuz olarak etkilemiştir.

Çünkü biz sadece Covid-19 salgınıyla mücadele etmedik

Biz sektör temsilcileri, bizi yönetenlerin acemilikleri, beceriksizlikleri, sektörü bilmezlikleri ve duyarsızlıklarının yanı sıra zaman zaman da düşmanca tavırları ile mücadele etmek zorunda kaldık

Biraz sonra Koordinatörümüz Ayhan Bey sizlere bu süreçte yaşadıklarımızla ilgili detaylı bilgi aktaracaktır.

Ben konuşmamı sizlere daha önce de ifade ettiğim bir tanımlama ile kısa kesmek istiyorum;

Maalesef bütün uğraşlar sonunda “Altın Yumurtlayan Tavuğu Mezbahaya Göndermeyi Başaran Bir Yönetimle” karşı karşıyayız.

Herkes kendini korusun. Tekrardan hoş geldiniz, sağlınıza lütfen dikkat ediniz.

Değerli Konuklar, Sayın Başkan, Yönetim Kurulu üyelerimiz.

Covid-19 süreci basın toplantımıza katıldığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederiz.

Ben Başkanımız Sayın Ahmet Arkın’ın bıraktığı yerden kısaca devam etmek istiyorum.

Başkanımızın mezbahaya gönderilen altın yumurtlayan tavuk benzetmesi ne kadar yerindeyse, Mart 2020 tarihinden bu yana yaşadıklarımızı tasvir etmek için “Başımıza Gelenler Pişmiş Tavuğun Başına Gelmedi” benzetmesi de artık çok uygun olur diye düşünüyorum.

Çünkü altın yumurtlayan tavuk mezbahaya gönderildi, paketlendi, birilerinin sofrasına geldi ve son yemek sahnesinde olduğu gibi “Sektöre İhanetin Simgesi” haline geldi.

Değerli Basın mensupları,

Sektörümüz devlete farklı başlık ve kalemler altında birçok vergi ve harç ödemektedir. Bunlardan bir tanesi “İmtiyaz Ücreti” olarak tabir ettiğimiz ve her yıl her Casino için ortalama “700 Bin Euro” olarak ödenen “Ruhsat Harçları” ödemesidir.

Yasa gereği bu ücret, Maliyeye dört eşit taksitte ödenecektir. 25 Aralık’ta ödenen ilk taksitle beraber, bu ücretin tamamının ödeneceği garanti altına alınarak, henüz çalışma yılı takvimi başlamadan, harç miktarının tamamı kadar miktarda “Banka Teminat Mektubu” Maliyeye ayrıca peşin olarak verilir.

Üyelerimiz, her yıl olduğu gibi 2019 yılı Aralık ayında da İmtiyaz Ücretlerinin ilk taksitini peşin olarak ödemişler, toplam harç miktarı karşılığı banka teminat mektuplarını Maliyeye teslim etmişler ve bir sonraki ödeme için 25 Mart 2020 tarihini beklerken, Bakanlar Kurulu 13 Mart 2020 tarihinde aldığı bir kararla tüm Şans Oyunu Salonlarını (Casino)  kapatmıştır.

Yasa Gücünde Kararname ile kapatılan tüm sektörlere devlet, vergi ve harç ödemelerinde muafiyet ve/veya taksitlendirme ve/veya başka destekler sunarken, kapatılan sektörlerin çalışanlarına yönelik aldıkları çeşitli destek kararları da açıklamışlardı.

Bu kararlarda tek bir istisna vardı, o da Şans Oyunları Sektörü idi. Hükümet aldığı kararda açık olmasına karar verdiği Bankacılık ve yine açık olmasına karar verdiği GSM sektörünü vergi, teşvik ve desteklerinin kapsamı dışında bırakırken, kapatılmasına karar verdiği Şans Oyunları sektörünü de açık olan Bankacılık ve GSM operatörleri gibi tüm muafiyetlerin dışında bırakmıştır.

Yani hükümet bize “Biz seni kapatıyoruz, gelirin olmayacak ancak vergini ve harçlarını ödemeye devam edeceksin” dedi.

Hükümet bununla da kalmayarak çalışanlarımızı da “Siz bu sektörde neden çalışıyorsunuz, size destek yok dercesine” ötekileştirdi, yıllarca ödedikleri paye ve Sosyal Sigortalar primlerini yok saydı, “Hor Gördü”.

Ama hükümet, bununla da kalmadı. Basına verdikleri doğru olmayan beyanatlarla kamuoyunu sektörümüzün aleyhine yönlendirmeye çalıştı.

Bunun ilk örneğini 28 Mart 2020 tarihinde, bağlı olduğumuz KKTC Maliye Bakanı Sayın Olgun Amcaoğlu vermiştir. Sayın Bakan bazı medya kuruluşlarına yaptığı açıklamada, “Kumarhaneler İmtiyaz Ücretlerini Bile Yatırmadılar” ifadesini kullanarak halkımızı yanıltma yolunu seçmişti.

Tabii bu beyanat üzerine özellikle sosyal medya üzerinden sektörümüze saldırılar başlamıştı. Hâlbuki o güne kadar ödenmesi gerekli tüm vergiler ödenmiş, kapanma tarihinden sonra ise gerek kendisiyle gerekse Başbakanla olan görüşmelerimiz devam etmekteydi.

Değerli Basın Mensupları,

Devlete hükümet edenler, aradıkları günah keçisini sektörümüzde bulmuşlardır. Birçok yanıltıcı beyanatla kamuoyunu yanlış yönlendirmişlerdir. Bir tek söylemedikleri “Covid-19 virüsüne Şans Oyunları Sektörünün Sebep Olduğudur”. Bunu da ne zaman söyleyecekler merak ediyoruz.

Sektörümüzün içinde bulunduğu durumun tüm piyasayı nasıl etkilediğini aslında herkes yaşayarak görmektedir.

İthalatçısından tutun yerli üreticiye, çiftçilerden hayvancıya kadar her kesim bizim piyasadan çekilmemizle yaşadıkları sıkıntıların farkındadırlar. Bizim KKTC ekonomisi için değerimizi anlamayan en başta hükümetin olması nedeniyle, sektörümüz hakkında her türlü yanlış algı oluşmaktadır.

Sayın Amcaoğlunun örnek verdiğim açıklaması da türünün tek örneği değildir. Buna daha birçok örnek verebiliriz.

Ancak daha geçtiğimiz günlerde hukukçu da olduğunu bildiğimiz Başbakan Yardımcısının yaptığı beyanat ibretliktir;

gazete, metin, fotoğraf, adam içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Hukukçu Başbakan Yardımcısı, kapattığı sektörün kar marjlarının yüksek olduğu gibi bir savla ortaya çıkıp, çalışanlarımızı da bu gerekçe ile ödemediklerini ve bizimle hep kavga ettiklerini kendi ifadesi ile ifşa etmiştir.

Ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durumun nedenleri de Sayın Başbakan Yardımcısının sorumluluğundadır artık.

Hiç kimsenin sektörleri yüksek kar/düşük kar diye ayırma hakkı yoktur. Böyle bir kriter olamaz. Hiç kimse anayasanın eşitlik ilkesini kendi koydukları sübjektif kriterlerle bozamaz.

Değerli basın mensupları,

Geldiğimiz noktada yaşadığımız haksızlıklara, yargı yoluyla karşı durmaya çalışıyoruz. Adaletin tecellisi için üç ayrı dava açtık bizleri yönetenlere karşı.

Bunlar:

  1. Bakanlar Kurulunun 31/2009 sayılı "ŞANS OYUNLARI YASASINA" aykırı olarak iki özel şirkete "Şans Oyunu Salonu Ön İzni" vermesi nedeniyle, verilen izinlerin iptali için "YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNE",

  1. KKTC Bakanlar Kurulu, 12 Nisan 2020 tarihinde aldığı kararda Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında "Faaliyeti Durdurulan" sektör çalışanlarına yapılan "İstihdam Destek Ödemesinden" önce Şans Oyunu Salonu Sektörü (Casino)çalışanlarını kapsam dışında tutmuş, 17 Nisan 2020 tarihli kararla ise bunu değiştirerek "İşverene Bazı Şartlar" getirmiş, personele yapılacak ödeme rakamlarını ise neredeyse yarıya düşürerek Şans Oyunu Salonu sektörü çalışanlarının diğer sektörlerden ayrı tutularak adil olmayan bir uygulamaya imza atmıştır. Bu kararın iptal edilmesi ve/veya tadil edilmesi için "ANAYASA MAHKEMESİNE",

  1. Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında 13 Mart 2020 tarihinde Bakanlar Kurulunun aldığı kararlarla birçok sektörle beraber Şans Oyunu Salonları da kapatılmıştır. Maliye Bakanlığı ülkede salgın durumunun hâkim olduğu ve Şans Oyunu Salonu Sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararlarla kapalı tutulduğu dönemlere ait bu işletmelerden haksız olarak "VERGİ VE HARÇ" talep etmekte, işletmelerini faaliyete geçirmek isteyen kişilerin bu vergi ve harçları ödemeden faaliyete geçmesine izin vermemektedir. Bu durumun da yürürlükteki yasalara aykırılığı tespit edilmiş olup, uygulamanın düzeltilmesi için "YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNE" dava açılmıştır.

Değerli Basın mensupları,

Konuşmamı bitirirken devletin ötekileştirdiği, Birliğimize üye işletmelerimizin, çalışanlarına sahip çıkma adına aldıkları birkaç girişimden örnekler vermek isterim:

  • Birçok üye Casino çalışanlarına “Devletin Vermediği” para desteğini vermiştir,
  • Birçok üye Casino çalışanlarına “Devletin Vermediği” yarım maaş desteğini vermiştir,
  • Birçok üye Casino çalışanlarına “Devletin Vermediği” lojman ihtiyacı desteğini vermiştir,
  • Birçok üye Casino çalışanlarına “Devletin Vermediği” İaşe desteğini vermiştir,

Geceye katılımınızdan dolayı herkese ayrı ayrı teşekkür ederiz.

Saygılarımızla.

Ekonomilerin dinamoları sektörlerdir.

Kuzey Kıbrıs Ekonomisinin dinamosu da Turizm sektörüdür.

*
Sektörler; kendi içlerinde kol saatinin birbirine bağlı çarkları gibi işlerler.

Çarkların düzgün işlemesinin temel prensibi, dişlilerin sağlam olmasıdır.

Turizm çalışanları bu çarkın dişlileridir.

Şayet bu dişliler kırılırsa –saat; yani ekonomimizin dinamosu bozulur.

*

Biz turizm çalışanları olarak;

Çatladık, yıprandık ve kırılmak üzereyiz.

Özellikle pandemi döneminde,

Turizm çalışanlarına yönelik oluşturulan negatif algı neticesinde,

Toplumun tüm öfkesi bilinçli olarak üzerimize kanalize edildi.

Tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı olağanüstü bu pandemi döneminde,

Hedef olarak gösterilmek -biz turizm emekçilerini derinden sarsmış, yaralamıştır.

*

Ambargo baskısı altında olan ülkemize gelen turistlere karşı, biz turizm emekçileri;

Ülkemizin elçisi olduğum bilinci ve ilkesiyle çalışmaktayız.

*

Dünyanın dört bir tarafından,

Kıbrıs’a, hizmet sektörünün en zor alanında çalışmaya gelip hayatlarını kuran bizler, 

Her insan gibi “hayatta kalma mücadelesi” veriyoruz.

Üstelik ülkemize gelen her misafire karşı da elçilik misyonunun verdiği,

Sorumlulukla bu mücadeleyi sürdürüyoruz.

Tüm dünyanın içinden geçtiği bu zor dönemde biz isterdik ki;

Ötekileştirilmeden, farklılaştırılmadan,

Adil bir şekilde birbirimize destek olalım,

Bu zor süreç ile mücadele edelim.

Ne yazık ki bunu göremedik.

Temsilcilerimiz Casino İşletmecileri Birliği ve Kıbrıs Türk Otelciler Birliği’nin yaptığı sayısız girişimler neticesinde ortaya çıkan,

Sizlere Patronlarınız Baksın” yaklaşımı kalbimizi kırmış, bizi derinden sarsmıştır.

*

Yan sektörlerle beraber neredeyse 20.000 kişinin emek verdiği,

Sektör kazancını küçük ve orta ölçekli alanlarda ekonomiye aktaran,

Herkes gibi;

Seçme ve seçilme, ifade özgürlüğü ve adil bir yaşam hakkı olan turizm çalışanları

Ne yazık ki görmezden gelinmiş, “Yahu Bunlar Zaten Kumarcı” diyerek adeta ormana terk edilmiştir.

Tüm görüşmeler ve tartışmalar neticesinde bir takım yardım paketleri açıklandı.

Yanlışım varsa düzeltin ama bu ödeneklerin çıkması için 40’dan fazla toplantı yapıldı.

Turizm çalışanlarının bu ülkenin bir parçası olduğunu anlamak için;

Bu kadar toplantı mı yapılması gerekiyordu?

Oy hesabı yapan hükümetin, kamuda yeni başlayanların bile haklarını en üst seviyede koruduğu bu dönemde “Memur Olamamak mıdır” bizim suçumuz?

Diğer bir deyişle “Oy Hesabına mı Kurban Gittik”?

*

Evet, tüm dünya olağanüstü koşullardan geçiyor.

Evet, hepimiz için zor bir dönem.
Neden biz bu zor dönemde,

Birbirimize destek olarak, adil bir şekilde birlikte mücadele edemiyoruz?

Neden “Bu Turizmcilere Patronları Baksın” gibi ilkel bir baskı ile karşılaşıyoruz…

Bu patronlar, bizlerin sigortasını yatırmıyor, vergilerini mi vermiyor?

Elbette patronlar vazifelerini yapıyorlar!

Lakin şirketlerin de imkânları bellidir, sınırsız değildir.

Hepimiz buranın bir Amerika veya Avrupa olmadığını biliyoruz,

Fakat elinizi vicdanınıza koyun.

Casino çalışanlarına 800 lira yardım yapıldı, bu kararı da şartlı olarak aldılar.

Bir insan 800 lira ile nasıl geçinir?

Otel personellerine nispeten daha insaflı davranıldı diyelim.

Tüm turizm çalışanlarını ele alacak olursak,

Açlık sınırının 3 kat altında bir ödenek ile bizler nasıl hayatta kalabiliriz?

İnsanlık olarak artık avcı-toplayıcı toplum olmanın çok ötesinde bir noktadayız.

Turizm çalışanları “Memur Değil” maaşları garanti değil,

Maaşlarımızı alabilmemiz için çalışmak zorundayız.

*

Biz demiyoruz ki önümüze geleni ülkeye alalım, test yapmayalım,

Turizm çalışanları olarak bizler “hayatta kalma mecburiyeti ile

Alınan önlemler noktasında, en büyük dikkati ve özeni gösteren sektör olduk,

Lakin gelin görün ki fatura yine bize kesildi!

*

Bizim işimiz insanlarla, ülkemize gelen misafirlerimizle,

Onlara güvensiz bir ortam sunmuş olsak neden tatil için bizi tercih etsinler?

Alınan önlemler ve belirtilen koşullarda ülkemizi temsil ediyor,

Ülkemizden uğurlarken mutlu ayrılmaları için en fazla özveriyi göstererek,

Bayramsız, tatilsiz toplam fayda için hizmet veriyoruz.

Fakat karşılaştığımız tavır maalesef dehşet vericidir.

Sıfır empati ile “Patronları Baksın” yaklaşımı insanlık adına ayıptır.

Soruyorum size,

Yıllarını bu sektöre vermiş, Kıbrıs’a adamış, 20.000’nden fazla insana karşı takınılan bu tavır – Vicdanen ne kadar doğrudur?

*

Sosyal hayatımızda nerede çalıştığımızı söylemeye korkar olduk,

Resmen “Denetimsizliğin Faturası” bizlere kesildi.

Kendi kendimize soruyoruz;

Sağduyulu bir halk olmamız –Adilane mücadele etmemiz,

Birbirimize destek olmamız gereken bir dönemde,

Neden bize cüzzamlı muamelesi yapıldı?

Neden biz “Denetimsizliğin” faturasını ödemek zorunda kalıyoruz!

*

Gelin çalıştığımız Otelleri ve Casinoları denetleyin!

Otel ve Casino işletmeleri kadar korunaklı ve steril bir mekan daha bulamazsınız.

*

Özelde Casino genelde Turizm sektöründe emek veren tüm arkadaşlarım adına tekrar belirtmek isterim,

Bizler bu süreçte;

  • İlkel bir ahlak anlayışıyla yargılanmaktan,
  • Günah keçisi ilan edilmekten,
  • Açlık sınırı altında yaşamaya zorlanmaktan ötürü,
  • Çok kırıldık,
  • Çok yıprandık.

Herkese teşekkür ederim.

Editör: TE Bilisim