4.12.2012 tarihinde Türkiye ve KKTC arasında imzalanan ve toplumca “ekonomik paket” olarak adlandırılan protokol genel anlamda Kıbrıs Türk toplumu yararına hükümler içermediği için bugünkü hükümet mensupları tarafından şiddetli bir eleştiriye tabi tutulmuştu.

UBP Hükümeti’nin marifeti olan bu yıkıcı protokol o dönem meclisteki muhalefet partileri tarafından sert bir eleştiriye tabi tutulmuş ve bu protokolün iptali, yeniden yazılması, tekrar masaya yatırılarak esaslı bir değişikliğe tabi tutulmasına kadar paketi kabullenmediklerini ortaya koyan iddialı söylemlerde bulunmuşlardı.

Eski muhalafet partileri hükümet olunca ekonomik paket konusundaki fikirlerini değiştirmiş veya çok yumuşatmış görünmektedir. Bu partiler şimdi esasta bu ekonomik paketi benimsediklerini söylemekte ve imkan olursa bazı yerlerinde rötüş yapabileceklerini ifade etmektedirler.

Bu görüntü meclisi içi siyasetin samimiyetsizliği yanında halka karşı güven vermeyen bir yapıda olduklarını ortaya çıkartmıştır. Dün çok sert tavır ortaya koyanların hükümet olunca yumuşamaları bize meclis içi siyasetin birbirinden farksız olduğunu göstermektedir.

Oysa bu protokol hukuka aykırı olarak düzenlendiği için mevcut hükümetin bu hukuksuzluğa dayanarak daha sonuç alıcı ve halkı rahatlatıcı icraat yapması gerekirdi.

Uluslararası sözleşmeler, devletlerarasında bir hukuki ilişki doğurmak veya mevcut bir ilişkiyi değiştirmek veya ortadan kaldırmak üzere, karşılıklı irade beyanlarının örtüşmesiyle yapılan hukuki işlemlerdir.

Uluslararası sözleşmelerin taraf devletleri hukuken bağlayabilmesi için yetkili temsilciler tarafından imzalanması ve usulüne uygun olarak bu devletlerce yürürlüğe konması gerekmektedir. Türkiye ve KKTC tarafından imzalanacak bu tip ekonomik protokollerde KKTC’yi hangi makamların temsil edeceğini ve hangi usulle bunun ülkemizde yürürlüğe gireceğini kendi hukukumuz belirlemektedir. Çünkü bu hususta KKTC’nin uymak durumunda olduğu herhangi bir uluslararası sözleşme de bulunmamaktadır ( Ör: Viyana Sözleşmesi).

Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı 2013-2015 başlıklı protokol açık olarak hukuka aykırıdır ve bu manada geçerliliği de yoktur, şöyle ki:


A) Protokol Yetkisiz Makamca imza edilmiştir.

Ekonomik Protokol, KKTC’yi temsilen yetkisiz kişilerce müzakere edilip imzalanmıştır. Bu nedenle hukuki geçerlilik arzetmemektedir. KKTC Anayasası’nın 3(2) madde fıkrasına göre egemenlik yetkili organlar eliyle kullanılabilir. Devlet makamlarının kullanabilecekleri yetkinin Anayasa veya yasalarda açıkça belirtilmesi hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. KKTC Anayasası’nda Başbakan’a uluslarararası andlaşmaları imzalama yetkisi bahşedilmediği gibi 15/1981 Sayılı Başbakanlık (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası’nda dahi Başbakana bu yönde verilmiş herhangi bir görev veya yetki bulunmamaktadır.

KKTC’yi uluslararası andlaşmalarda müzakere etme ve imza atma yetkisi 19/1983 sayılı Yasa’nın 3(2) ve 5(4) maddelerine göre münhasıran Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Dışişleri Dairesi’ne verilmiştir. Bu hukuki durum karşısında Başbakan işbu protokolü müzakere etme veya imzalama yetkisi olmadan yani tamamen yetkisiz bir konumda iken imzalamıştır. Bu sebeple yetkisiz elde imzalanan bu andlaşmanın KKTC açısından hukuken bağlayıcılığı yoktur.


B) Ekonomik Protokolün süresi 3 yıllık olduğu için Meclis’in onayına muhtaçtır.

Anayasa’nın 90(1) ve 90(2) madde fıkralarına göre ekonomik ilişkileri düzenleyen ve süresi 1 yılı aşan uluslararası sözleşmelerin KKTC Meclisince bir yasayla onaylanması gerekmektedir. Sözkonusu ekonomik protokolün yani T.C-KKTC arasındaki ekonomik ilişkileri düzenleyen bu andlaşmanın süresi 3 yıllık olduğu için Anayasa’nın emredici kuralı ışığında mutlaka meclis tarafından onaylanması gerekmektedir. Bu andlaşmanın meclis onayı olmadan yürürlüğe girmesi ve hukuken hayat bulması mümkün değildir.

Yine iki devlet tarafından imza edilen işbu andlaşma, Anayasa’nın 90(3) fıkrası tahtında uluslararası bir sözleşmenin uygulanmasına veya herhangi bir yasanın verdiği yetkiye dayanmadığı için de hukuken yürürlük kazanabilmesi için mutlak surette KKTC Meclisince onaylanmak zorundadır. Bu meclis onayı olmadan paketin içeriğindeki hiçbir maddenin KKTC açısından hukuki bağlayıcılığı da olmayacaktır.


C) KKTC Yasalarında değişiklik getiren hükümleri olduğu için de bu protokol Meclis tarafından onaylanmak zorundadır.

Bahis konusu bu Protokol maddelerine bakıldığında kamuda reform, toplu iş sözleşmeleri, işçilerin kıdem tazminatları ve daha başka konularda KKTC Yasalarında köklü değişiklikler gerektiren hükümler olduğu görülmektedir. Anayasamızın 90(4) madde fıkrası, bu gibi hükümler içeren uluslararası andlaşmaların da meclis tarafından onayını kati bir kural olarak düzenlemektedir. Bu sebeple sözkonusu protokol meclis tarafından usulüne uygun olarak onaylanmadığı taktirde bu protokole dayanarak yasalarda değişiklik de yapılamaz.


Görüleceği üzere “Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı 2013-2015” başlıklı bu protokol KKTC’yi temsilen yetkili makamlarca imzalanıp ardından KKTC Meclisi tarafından bir yasayla onaylanmadığı için hukuksuzluk içermektedir ve iptali konusunda hiçbir tereddüt olmamalıdır.


Barış Mamalı
(LEFKOŞA BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLİ ADAYI)
 
Editör: TE Bilisim