Dünya’da petrol fiyatları dipte.

Varil başı petrol fiyatları tarihin en düşük değerini yaşarken Kuzey Kıbrıs yeni bir güne akaryakıta yapılan okkalı zam ile uyandı.

Hükümet, kamu çalışanlarının maaşlarını ödeyebilmenin faturasını veya daha açık bir ifade ile bedelini Kıbrıs Türk’üne çıkarmakta.

Ay geçmiyor ki kamu maliyesinin açıklarını daha açık bir ifade ile memur maaşlarının denkleştirilmesi için zam yapılmasın.

Petrol fiyatları düşerken akaryakıta yapılan zammın gerekçesi açıklanmadığı müddetçe kamu vicdanındaki yara gün geçtikçe artacak.

Nedeni ise yapılan zamların nedeninin kamu çalışanlarının maaşlarını korumak uğruna yapılması.

Kamu çalışanları ile özel sektörde maaşlı kesimler arasında her alanda ortaya çıkan adaletsizlik böylesi bir zihniyet ile Devlet erkini elinde tutan UBP-HP Hükümeti tarafından daha da katmerlenmekte.

Özel sektörde maaşlı kesimlere bir kez daha Devlet ana tarafından üvey evlat muamelesi yapılıyor.

Toplumun neredeyse tamamını oluşturan maaşlı kesimler arasında toplumsal barış’ı sağlama görevi ilk önce tüm Hükümetlerin ardından da muhalefet yanında ilgili sendikaların olduğu şüphe kaldırmaz bir gerçek.

Ancak kamu maaşlarının ödenmesi uğruna bütçedeki açıkların, Kıbrıs Türk’ünün sırtına eklenen zam kamburları ile çıkarılmasının ne kabul edilebilecek ne de açıklanacak bir yanı var.

Üstelik dünya petrol fiyatları düşerken.

Peki dünya petrol fiyatları düşerken, UBP-HP Hükümeti, elektrik üretiminde kullanılan fuel oil’i daha ucuza ve daha fazla alarak bir nebze elektrik üretiminin maliyetini düşürmeyi aklına getirdi mi?

Akaryakıta getirilen zammın ardından elektrik zammının gelmesi ise sürpriz olmaz.

İcraat ve halka hizmet yanında kamusal fayda odaklı projelere kaynak yaratılması adına yapılacak zamlar, her ne kadar da acı reçete olsa da, kamu vicdanında yara açmadan toplumun tüm kesimleri tarafından anlaşılabilirdi.

Ancak kamu maaşlarının ödenmesine yönelik yapılan zam ve benzeri girişimlerin toplum tarafından anlaşılmasını beklemek sadece hayalciliktir.

Ülke ekonomisinin can damarlarından olan özel sektör sıkıntılı bir ruh hali içerisinde.

Ekonominin belirsizliği karşısında sıkıntılı bir ruh hali içerisinde olan özel sektörün can damarı olan özel sektör çalışanları ise yaşam kavgasının kıyısında.

Covid-19 sonrası ekonomide görülen daralmanın yarattığı buhrandan kurtulamayan maaşlı kesimler, bu kez de Devlet eliyle yapılan zamların ağırlığı ile geçim güçlerini kaybetmenin eşiğine doğru sürüklenmekte.

Ve petrol fiyatları düşerken dünyadaki tüm ekonomik prensiplere inat akaryakıt’a yapılan zam sonrası sormadan ve sorgulamadan edemiyor insan, ekonomik protokolün gereği olan kaynak akışında sorun mu yaşanıyor diye.

Ve şayet ekonomik protokolün gereği olan kaynak akışından sorun yaşanıyorsa böylesi bir olgunun daha büyük bir soruna neden olmaması adına UBP-HP Hükümetinin hiç vakit kaybetmeden adım atması gerek.

Ve UBP-HP Hükümetinin adım atması gereken bir diğer nokta ise kamu maaşlarının ödenmesi yönelik alınması gereken tedbirlerin zam’lar ile Kıbrıs Türk’ünün sırtından ödenmesi ile kamu vicdanında yara açan ve kamu ile özel sektör çalışanlarını karşı karşıya getirecek böylesi kararlar üzerinden günü kurtaracak hamlelerden uzak durması.

Dünya petrol fiyatları düşerken Kıbrıs Türk’ünün sırtına eklenen akaryakıt zammının ne kabul edilebilecek ne de açıklanacak bir yanı var.

UBP-HP Hükümeti akaryakıt zammını gerekli kılan gerekçelerini açıklamak zorunda.

Zira kamu vicdanındaki yara kritik Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde büyümeye devam edecek.

Editör: TE Bilisim