UBP-YDP-DP Hükümeti, artan Kovid-19 vakaları karşısında aldığı tedbirler “ya tutarsa misali göle maya çalmaktan” da beter.

Yazılı açıklamalarda kulağa hoş gelen tedbirler kelime oyunları ile yine “dostlar alışverişte” görsün edasında.

KIBRIS MANŞET olarak soruyoruz;

“Bu nasıl kapanma?”

Başkent Lefkoşa ve Girne’de açıklanan tedbirlere ne uyan var ne de uyan var mı denetleyen ve yaptırım uygulayan.

Sormadan edemiyor insan olan, “Devlet nerede?”

Maaş kesintili memura verilen “tatil”den ibaret alınan önlemler.

Sektörlerin birçoğu normal seyrinde faaliyetlerine devam etmekte.

Mesela Lefkoşa ve Girne dışından iş araçları içerisinde tıka basa inşaat çalışanları Girne ve Lefkoşa’da çalışmaya devam etmekte.

Lefkoşa’lı ve Girne’li ise adına ister otorite boşluğu isterse ekonomik örgütleri karşısına almaya cesaret gösterememe densin “tatil” motivasyonu ile özgürce hayatını sürdürmekte.

Kovid-19 vakalarının artışının önünü kesmek amacı ile açıklanan kararlar ne yazık ki “amaca hizmet etmenin” çok gerisinde.

Yazılı açıklamalarda vurgulanan “kapanma”ya dair uygulamada somut hiçbir şey yok.

Kısaca “kapanma” diye bir şey yok, Lefkoşa ve Girne’de.

UBP-YDP-DP Hükümeti ile birlikte Kıbrıs Türk’ü de sadece ve sadece kendi kendini kandırıyor.

İtalya, İspanya ve İngiltere’nin acı dersler ile dolu yaptığı hatalardan ders çıkarmaktan kaçıyoruz.

Kapandığı iddia edilen kentlerde sokaklar ana baba günü.

Belli ki Devlet erkini elinde tutan Ersan Saner Hükümeti işin ciddiyetini ya anlamamış ya da ekonominin aktörlerine söz geçiremediğinden faturanın Kıbrıs Türk’üne kesilme tehdidi karşısında “sağır Sultanı” oynamayı tercih etmiş.

Ve ne yazık ki tüm yaşananlardan tek bir sonuç çıkmakta.

Hükümetin motivasyonu, toplum sağlığını korumaktan önce ekonomik örgütler ve ekonomiye yön veren aktörleri memnun etmek.

Ve alınan kararların vaka sayılarını düşürmeye yaracağını görmek için kahin olmaya da gerek yok.

Kapanma kararı alınan iki şehirde yaşayanların gerekli hassasiyeti göstermesi elbette toplumsal bir sorumluluk ancak öncesinde Devlet erkini elinde tutan UBP-YDP-DP Hükümetinin aldığı kararlar ve uygulamaya çalıştığı tedbirlerde Devlet ciddiyetini ve kararlılığını Kıbrıs Türk toplumuna göstermesi gerek.

Toplum sağlığını yine tehdit eder boyuta doğru tırmanışa geçen vakaların kontrol altına alınması için UBP-YDP-DP Hükümetinin hiç vakit kaybetmeden “arafta” kalma çıkmazından kurtularak daha cesur adımları atması gerek.

Başbakan Ersan Saner’in “artan vakalar ek tedbirleri zorunlu kıldı” açıklaması uygulamada eksik kalmamalı.

Denetleme ve yaptırım konusunda da Hükümetin Devlet otoritesini hissettirmesi  mücadeleye dair yapılması gerekenler noktasında toplumu motive edecek önemli bir eylem.

UBP-YDP-DP Hükümeti, “kapanma” kararına sahip çıktığını ve toplum sağlığı için takipçisi olduğunu ortaya koyacağı kararlılık ile göstermek zorunda.

Ve böylesi bir kapanma ile de vaka sayılarının düşeceğini veya kontrol altına alınacağına inanmak ise Nasreddin Hoca’nın “gölün maya tutacağına” inanması ile ayni şey.

KIBRIS MANŞET olarak uyarıyoruz ;

Gidişat toplum sağlığı açısından olası bir felakete gebe.

Sorumluluk ise Başbakan Ersan Saner ve kabinesinin.

Editör: TE Bilisim