Kamiloğlu'nun açıklaması şöyle:

Dün, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi toplantısında saatlerce fikir yürüttük. Pandemide görevli doktorlar adına, tek bir talebimiz vardı, o da iç bulaşı sıfırlayacak kararların alınması.
Ne ek mesai, ne prim, ne para. Bunları gündeme bile getirmedik. Zaten, öyle bir tempoda çalışıyoruz ki, tek motivasyonumuz hastane. Ne ev, ne çocuk, ne para, ne de başka bir şey.
Derdimiz, iç bulaşın bir an önce ortadan kaldırılması ve hastanemizin diğer hastalara hizmet verecek unsurlarının ortadan kalkmaması.
Dün, 16 maddelik bir karar aldık ve oy birliği ile karar defterine geçirildi. Ne işe yaradı? Takdir kamuoyunundur.
Bildiğim bir şey var, bir hekim olarak bu uyarıyı yapmak tarihi sorumluluğum: Bakanlar Kurulu'nun bugün aldığı u kararlarla iç bulaşın önlenmesi mümkün değildir. Dün, beş- 5, sonra 10- 10, derken 20- 20 gelen vakalar, şimdi 30 ve 40'lı rakamlara çıktı. Çıkacaktır demedim, çıktı. Nasıl önlenecek peki? Bakanlar Kurulu toplantıdayken, biz adresinde bulunamayan ama pozitif olduğu kesinleşen üç vakanın peşindeydik, daha buna çare bulunamadı.
Biz öneri yapmadık, karar aldık. Tamamı insan sağlığı ile alakalı kararlar. Ne oldu? Kocaman bir hiç.
Tekrar ediyorum, kişisel hiçbir talebimiz yoktur. Hiç tanımadığımız ama bu ülke insanı olduğu için sevdiğimiz bir çok insan için endişeliyiz. Şu anda sağlık alt yapımız bunu karşılayacak noktada değildir. Ekonomi önemlidir, siyaset önemlidir, seçim önemlidir belki ama insan sağlığı da önemlidir.
Bugün bunu göz ardı edenler, pandemide aylardır mücadele eden bizlerin çabalarını hiçe sayıp, uyarılarını da dikkate almayanlar, gün gelecek bir parmağını ısıracak, hepsi birden ağrıyacak. Konu, "siyasi bedel ödeyecekler" demek kadar da basit değildir, zira bedeli belki sağlık çalışanları, belki halk, sağlığı ile, hatta canı ile ödeyecektir.
Bu şartlarda biz sağlık çalışanlarının da radikal kararlar verme zamanıdır.
Dün aldığımız "kararlara" daha imzamız kurumadan "öneri" diyerek küçümseyenlerin, bugün bakanlar kurulunda farklı karar almasını beklemiyorduk.
Bu noktadan sonra, bir hekim olarak, Tıp- İş ve Kıbrıs Türk Tabipler Birliği'nin "halktan yana, halk sağlığı" için atacağı tüm adımların yanında olacağım.
Belki, bu yolla durumun ciddiyetini anlatmış oluruz.

Editör: TE Bilisim