Başbakan Küçük, “beklentimiz, adada biran önce barış görüşmelerinin yeniden başlaması ve Kuzey Kıbrıs’ın dünya platformunda yerini alabilmesidir” dedi.
Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre Başbakan Küçük, El Cezire TV’ye Kıbrıs konusunda yaptığı açıklamalarda, “1960 anlaşmaları ile müşterek kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti 1963’e kadar zor yaşatıldı. Kıbrıs Cumhuriyetinin ortağı Rum Toplumu 1960 anayasasının 13 maddesine itiraz edip, değişmesi için Türk toplumuna dayatma uyguladı. Anayasa konusundaki değişiklikleri 1963’de kabul etmeyince Rum toplumu Kıbrıs Türk toplumuna karşı saldırıya geçti ve Adada 1963 olayları patlak verdi” dedi.
Başbakan İrsen Küçük, Rum tarafının Adada büyük katliamlar yaparak ortaklık Cumhuriyeti’ni tek taraflı olarak işgal ettiğini belirtti.
2004 yılında yapılan Referanduma ilişkin bir soruya da yanıt veren Başbakan Küçük, Annan Planı Referandumunun Kıbrıs Türkü için bir anlaşma ümidi teşkil ettiğini ancak Güney Kıbrıs’ın olumsuz yanıtı ile planın hayata geçemediğini söyledi.
Başbakan Küçük, Annan planı sonrasında donan müzakere sürecinin Türk toplumunun girişimleri ile 2008 yılında yeniden başlayarak 2012 yılına kadar sürdüğünü belirtti.
Güney Kıbrıs’ta yaşanan ekonomik kriz ve başkanlık seçiminden dolayı yaklaşık 9 aydır müzakere sürecinin bekletildiğine dikkati çeken Başbakan İrsen Küçük, liderlerin 9 aylık süreden sonra ilk kez geçtiğimiz gün 30 Mayıs’ta Birleşmiş Milletler’in girişimleri ile akşam yemeğinde buluştuğunu ancak görüşme takviminin henüz belirlenmediğini kaydetti.
“BİR AN ÖNCE GÖRÜŞMELERİN BAŞLATILMASINDAN YANAYIZ”
Başbakan Küçük, Anavatan Türkiye’nin ve KKTC’nin Kıbrıs konusundaki tutumunun bir an önce görüşmelerin başlatılmasından yana olduğunu söyledi.
Başbakan İrsen Küçük, “BM aynı yöntemle Kıbrıs konusundaki çalışmalarını sürdürüyor. Yeni seçilen Rum Lider Anastasiadis’in karar verip de görüşmeleri başlatmasını bekliyoruz. Türk toplumunun beklentisi bir an önce barış görüşmelerinin yeniden başlaması ve Kuzey Kıbrıs’ın da dünya platformunda yerini alabilmesidir” dedi.
Kıbrıs konusunda işlerin zora girmesinde Avrupa Birliği’nin tutumunun da dikkate alınması gerektiğini belirten Başbakan Küçük, “Avrupa Birliği, Annan Planı referandumunda tarafların evet ve hayır oylarını kullanmalarına göre Kıbrıs ile ilgili politika geliştireceğini söylemesine rağmen hayır diyen tarafı ödüllendirerek, AB’ye aldı. Evet diyen Türk tarafını ise AB’nin dışında bıraktı” şeklinde konuştu.
Başbakan Küçük, El-Cezire muhabirinin, tanınma konusundaki beklentinin ne olduğu ve Arap ülkeleri ile ilişkiler konusundaki sorusuna da yanıt verdi.
“ÖNCELİKLİ TERCİHİMİZ YENİDEN KIBRIS’IN BİRLEŞMESİ VE YAN YANA YAŞAMAK”
Kıbrıs Türk tarafının Adada 30 yıldır bir barış ve anlaşma için ümit beslendiğine vurgu yapan Başbakan İrsen Küçük, “Öncelikle tercihimiz yeniden Kıbrıs’ın birleşmesi ve bir barış Adası haline gelip burada birlikte yan yana yaşamamızdır. Ama tabii ki bu belli bir süre içerisinde gerçekleşmeyecekse o zaman KKTC’nin yaşatılması ve tanınması konusu gündeme gelecektir. Bunun belli bir süresi vardır. Tahammül süresi vardır. Bugün güç durumda olan Kuzey, tüm imkanlardan yararlanan ise Güney Kıbrıs’tır. Kurucu devletler olarak ortak federal devlet kuracaksak bunun beklentisi içindeyiz. Kuramayacaksak da tabii ki ilerde KKTC’nin tanınması için İslam ülkelerinden destek almayı o zaman bekleyeceğiz” dedi.
“BİRLEŞME OLMAZSA MÜSLÜMAN KARDEŞ ÜLKELERDEN TANINMA İÇİN DESTEK BEKLİYORUZ”
Başbakan İrsen Küçük, Kıbrıs Adası’nın yeniden birleşmesi ve bir barışa kavuşmasının öncelikli tercih olduğunu ancak bunun mümkün olmaması halinde ise Müslüman kardeş ülkelerle görüşerek, tanınma konusunda destek görmenin beklendiğini ifade etti.
Başbakan İrsen Küçük konuşmasının sonunda bugüne kadar KKTC’yi tanıyan ve yanı başında olan tek ülkenin de Türkiye Cumhuriyeti olduğuna işaret etti.
Editör: TE Bilisim
