Ülkemizde Anayasa ve yasalara rağmen denetimsiz ve hesap verebilir olmaktan uzak bir devlet yönetimi anlayışı hüküm sürmektedir. Bu durum, kamuoyuna hukuka aykırılık olarak yansıyan bir çok dosyanın hep sonuçsuz kalmasına ve dolayısıyla “yapanın yanına kar kalıyor” düşüncesinin her geçen gün daha da yaygınlaşmasına neden olmaktadır. KIBTEK ve Sayıştay Başkanlığı arasındaki denetim krizinin de yargı tarafından çözümlenmemiş bu tür bir başka meseleye dönüşmesi tehlikesi vardır.

KIBTEK-Sayıştay krizi konusunda bu güne kadar kamuoyu iki kurumun yetkililerinin karşılıklı açıklamalarıyla haddinden fazla meşgul edilmiş, mesele aydınlanmak yerine magazinsel bir boyut kazanmıştır. Sonuçta vatandaş eldeki verilerle yanıtlanması imkansız olan "Acaba kim doğruyu söylüyor?" sorusuyla baş başa bırakılmıştır.

Oysa bu krizin kamuoyunu asıl ilgilendiren kısmı, tarafların kendi açılarından yaptıkları yorumlar değil, ortada hukuka aykırı bir eylem bulunup bulunmadığıdır. Kuşkusuz krizin çözümlenmesi, tarafların karşılıklı olarak basına verdikleri demeçlere bakılarak değil, objektif bir soruşturmayla mümkündür.

Bilindiği üzere konu hakkındaki Başsavcılık görüşü, Sayıştay’ın ilgili yasa uyarınca KIBTEK’i denetleyebileceği şeklindedir. Bu durumda, Sayıştay denetiminin engellendiği yönünde Sayıştay Başkanlığı tarafından yapılmış olan şikayet, Başsavcılık inisiyatifiyle bir soruşturma başlatılmasını gerekli kılmaktadır. KIBTEK ve Sayıştay arasında yaşanan denetim krizini aydınlatmanın yegane yolunun bu olduğu aşikardır.

Toparlanıyoruz Hareketi, tarafların karşılıklı basın açıklamalarıyla açığa çıkan KIBTEK-Sayıştay denetim krizinin unutulmaması gerektiğini vurgular; ve buradan hareketle, ortada hukuka aykırı bir eylem bulunup bulunmadığını saptamak üzere bir soruşturma için Başsavcılık tarafından girişimde bulunulmasının önem ve aciliyetine dikkat çeker.

Toparlanıyoruz Hareketi

 
Editör: TE Bilisim