Kamu-Sen, Barış Sinir Ruh Hastalıkları Hastanesi’nde “son iki gündür yaşanan olayların” ülkedeki uyuşturucu gerçeğini yetkililerin suratına bir kez daha vurduğunu savunarak, bundan ders çıkarılacağına inanılmaz sıkıntılar çeken hasta durumdaki bağımlıları “cezalandırmanın” ne insanlığa, ne insan haklarına ne de tıp etiğine sığmayacağını belirtti.

Kamu-Sen, bu tutumlarından dolayı hastane yetkilileri ve bağımlıları dinleyip kılını bile kıpırdatmayan başta bakan ve bakanlık yetkililerini protesto ederek, soruna bir an önce çözüm bulunmasını talep etti.

Kamu-Sen, Bağımlılık ile Mücadele Komitesi Başkanı İzzet Türkmen yaptığı açıklamada, “Kuzey Kıbrıs’ta her geçen gün büyüyen uyuşturucu sorununa karşı hiçbir ciddi önlem alınmaması nedeniyle her gün yeni bir huzursuzluğa ve skandala şahit olunduğunu” öne sürdü.

“Tüm veriler ülkeye uyuşturucu girişimini engellenemediğini, bu nedenle uyuşturucu kullanan ve bağımlılık girdabına yakalanan kişi sayısının arttığını göstermesine karşın, gelmiş geçmiş tüm hükümetler bu sorunu görmemezlikten gelmeyi sürdürüyorlar” diyen Türkmen, son günlerde uyuşturucu bağımlılarına yönelik olarak Barış Sinir ve Ruh Hastalıkları Hastanesi’nde sergilenen tutumun, “insanlık dışı ve kabul edilmez” olduğunu savundu.

Yıllardan beridir idame tedavisi ile yaşama tutunmaya çalışılan bağımlılara, hasta değil de suçlu muamelesi yapılmasının dünyanın hiçbir yerinde görülmüş bir şey olmadığını belirten Türkmen, “Belli kişilerden aldığı görüşlerle yıllardır kullandıkları ilaçları bir anda değiştirerek”, bağımlılara; “Ya bunları kullanırsınız, ya da nereye isterseniz gidin” şeklinde tutum sergilenmesi üzerine bağımlıların verdiği tepkileri soğukkanlılıkla karşılaması gereken Barış Sinir ve Ruh Hastalıkları Hastanesi yetkililerinin, bir gün sonra yeterli olmadığı için yeniden ilaç talep etmeye giden bağımlıları polis çağırarak hücreye attırmasının haklı gerekçesi olamaz” dedi.

Türkmen, 1 gün boyunca suçlu olmamalarına ve haklarında yönetilen tüm suçlamaların kamera kayıtları ile asılsız olduğu ispatlanmasına rağmen bu insanların hücrede bekletildiklerini söyleyerek, bu durumun ilgili polis teşkilatının kendini bu konuda öz eleştiriye tabi tutması gerektiğini, suçsuz insanları soruşturma bitene kadar hücrede bekletmenin ne insani ne de kabul edilebilir bir uygulama olmadığını kaydetti.

Türkmen açıklamasına şöyle devam etti;

“Tüm dünyada ayrı tedavi ve rehabilitasyon merkezleri kurularak uyuşturucu bağımlılarını tedavi ederek topluma kazandırmaya çalışılırken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, akıl rahatsızlığı olanlar ile uyuşturucu bağımlılarını aynı ortamda tutulması yetkililerin bağımlılara bakış açısını göstermektedir.

Bağımlıların yaşadığı, sıkıntıları ve komplikasyonları bilen hiçbir doktor bu kişileri polis çağırıp hücreye tıktırmaz.

Hastane yetkilileri bağımlılara buldukları yeni hapın o kadar etkili olacağından eminselerdi bağımlıları toplayıp bu değişikliği sakin ve onların anlayacağı şekilde anlatmaları gerekirdi.

Uyuşturucu bağımlılarını aşağılamak, itelemek, dibe itmek anlayışı en büyük insanlık ayıbıdır. Bu ayıp bugünkü yöneticilerin hanesine yazılmıştır.

Yöntem onları hücrelere hapsetmek değil topluma kazandırabilmek adına adım atmak olmalıdır.” 
Editör: TE Bilisim