Çevre Mühendisleri Odası, ülkede yaşanan atık su sorununun, çevre felaketi yaratmaya devam ettiğini ve toplum sağlığını da tehdit ettiğini belirterek, ülkedeki kanalizasyon sistemi ve atık su arıtma tesislerinin, uzun vadeli ve tüm yerleşim alanlarının ihtiyacına karşılık verebilecek kapasiteye çıkarılması gerektiğini vurguladı.

Oda yönetim kurulunca yapılan yazılı açıklamada, son olarak Lefkoşa-Mağusa arasında yaşanan kirlilik gerginliğinin, atık su sorunu konusunda gelinen noktanın en açık göstergesi olduğu ifade edildi.

“Yaşanan sorunların uzun zamandır bilinmesine rağmen bu konuda iyileştirme yapılmaması kirliliğin artık bölgesel değil ülkesel bir sorun olmasına en büyük nedendir” denilen Çevre Mühendisleri Odası açıklamasında, şu görüşlere yer verildi:

“HALEN SEPTİK TANK VE EMİCİ KUYU SİSTEMİ KULLANILIYOR”

“Hızlı nüfus artışı, çarpık kentleşme, bilinçsiz su tüketimi, yetersiz kanalizasyon sistemi ve yetersiz atık su arıtma tesislerinin neden olduğu atık su kirliliğine çözüm getirilemezken ülkenin çok büyük bir kısmında halen daha septik tank ve emici kuyu sistemi kullanılmaktadır.

“YERALTI SULARI KİRLENİYOR”

Kuyuların taşıyabileceği ihtiyaç çoğu zaman aşılmakta ve zaman içerisinde sızıntı ile yer altı sularımızı da kirletebilmektedir. Atık su Arıtma tesisleri olan bölgelerimizde de ne yazık ki çözüm bekleyen birçok sorun vardır. Örneğin, Haspolat Arıtma Tesisi; klasik bir biyolojik arıtma tesisi olup evsel nitelikli atık sular için dizayn edilmiştir. Ancak endüstriyel nitelikli atık sular zaman zaman hiçbir ön arıtmadan geçirilmeden bu tesise veya dere yataklarına verilmektedir. Sanayi tesisleri, fabrikalar, organize sanayi bölgeleri gibi kuruluşların üretim prosesleri sonucu oluşan atık sularını geri kazanılması ve bertaraf edilmesi amacıyla endüstri nitelikli atık su arıtma tesislerinin kurulup işletilmesi gerekmektedir.

Bu atık su arıtma tesislerinin de sektör ve atık su karakterine göre özel olarak planlanması gerekmektedir. Örneğin noro suyu olarak bilinen peynir altı sularının özel tasarlanacak bir endüstriyel nitelikli arıtma ile arıtılması çok önemli bir husustur. Gelinen noktada bu ve bunun gibi endüstri nitelikli atık suların zaman zaman Haspolat Arıtma Tesisi’ne verilmesi tesisin verimini yüksek oranda düşürmektedir. Diğer önemli husus ise vidanjör sularının buraya yönlendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Tesis kapasitesinin üzerinde çıkmakta ve istenilen düzeyde çalışamamaktadır.”

Çevre Mühendisleri Odası açıklamasında, Mesarya’yı etkileyen ve Gazimağusa sahillerini de etkilemesi beklenen kirlilik için bir an önce gerekli önlemlerin alınması gerektiği vurgulanarak şu önerilerde bulunuldu:

“Şu an bölgede birikmiş olan kirlilik lokalize edilmeli, yayılmaması için önlem alınmalıdır. Atık su içeriği bilinmediğinden analizi yapılmalıdır. Atık suların vidanjörler vasıtasıyla alınması sağlanmalı, sızıntı ve yer altı suyuna karışmasını önleyecek alanlara geçici bir süre için yönlendirilmesi yapılmalıdır. Bölge rehabilite edilip dere yatağı ıslah çalışması yapılmalıdır. Kanlıdere ve dere kollarına boşaltılan vidanjör suları için çok sıkı önlemler alınmalı ve ceza uygulanmalıdır. Vidanjörlerle atık su taşıyan tüm araç sahipleri kayıt altına alınması gerekmektedir. Kayıt altına alınmayan araçlar tespit edilerek, lisans almaya zorlanmalı, kayıt altına alınanlara ise çok sıkı denetimler uygulanmalıdır.  Endüstriyel atık sular için özel arıtma tesisleri kurulmalı, kirliliği yaratanlar atık su dâhil doğaya verdikleri tüm diğer zararlarla ilgili önlem almaya zorlanmalıdır.  Kanalizasyon kurmakla yükümlü olan nüfus eşdeğeri 2000 üzerinde olan yerleşim birimleri, bir an önce atık su toplama ve arıtma tesisleri konusunda gerekli projeleri hazırlamalı, yeterli finansmanı ayırmalı ve projeleri uygulamalıdır. Kanalizasyon sistemi kuramayan belediyeler vidanjör atık sularını arıtacak tesisler kurmalıdır.”

“KAPASİTE ARTIRILMALI”

Çevre Mühendisleri Odası açıklamasında, büyük çevre problemi yaratan kanalizasyon sistemi ve atık su arıtma tesislerinin, uzun vadeli ve tüm yerleşim alanlarının ihtiyacına karşılık verebilecek kapasitelere erişmesi için gerekli maddi kaynağın bulunması ve hayata geçirilmesi için en kısa sürede çalışmalara başlanması istendi.

Altyapı olmadan üst yapının elbet bir gün çökeceğini öngörerek, bu tip altyapıların hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, Çevre Koruma Dairesi’nin de kirliliğe neden olanları tespit edip sorumluları cezalandırması; hükümetin de finansal destek sağlayarak gerekli yaptırımları uygulaması talep edildi.

Editör: TE Bilisim