Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu toplantısında ilk olarak Başkanlığın sunuşlarına yer verildi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültürel İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin (Onay) Yasa Tasarısı’nın ele alınması oylandı ve oyçokluğuyla kabul edildi.

ÇELER

Daha sonra TDP Milletvekili Zeki Çeler, mükellef askerlerin izin haklarını kullanamamaları hakkında konuştu. Aralık ayından bu yana izin kullanamayan askerler olduğunu ifade eden Çeler, “Çocuklar dışarı çıkabilsin diye talepte bulunurken Komutanlık aile görüşlerini de kaldırdı” dedi.

Muhalefet vekillerinin yaptıkları konuşmalarda bu konuyu gündeme getirdiğini anımsatan Çeler uzmanlar, subay, astsubaylar eve gidip gelebilirken bu askerlere neden izin verilmediğini sordu.

Hafta sonu izinlerinde zaten sokağa çıkma yasağı olduğunu anlatan Çeler, disiplin ve organizasyon ile bu konuda gereğinin yapılmasını istedi.

Turizm emekçilerinin sıkıntılarından da bahseden Çeler, açılımı sağlarken bu sıkıntılar konusunda da gereğinin yapılmasını istedi, yapılacaklara destek olacaklarını belirtti.

ÖZERSAY

HP Genel Başkanı Kudret Özersay da söz alarak, turizm hakkında konuştu. Hükümetin salgını iyi yönetmesi gerektiğini dile getiren Özersay kapatmanın yönetmek olmadığını vurguladı.

Kapatma  noktasına gelmeden durum iyi yönetilse kapatma noktasına gelinmeyeceğini anlatan Özersay, Türkiye ile yapılan Mali İşbirliği Anlaşmasında ülkenin lokomotif sektörü olan turizme yeterli pay ayrılmadığını savundu.

Sektörün beklediğinin sadaka değil, krizin iyi yönetilmesi olduğunu söyleyen Özersay, kapalı devre turizm yapılacaksa da bunun iyi denetlenmesi gerektiğini anlattı. Eğer yapılacaksa bunun charter uçuşlarla yapılması gerektiğini de dile getiren Özersay, bu işletmelerin işten personel çıkarmama sözünü de vermesi gerektiğini kaydetti.

Sektörün bir takvimlendirmeye ihtiyaç duyduğunu anlatan Özersay, aşılama konusunda bilimin ışığında hareket edilmesini istedi.

Konuşmasında bankacılık sektörüne de değinen ve Kooperatif Merkez Bankası’nın batık kredilerle zarara uğratıldığını ileri süren Özersay, bu konuda hukuki süreç için gerekli adımların atılmasını istedi.

Özersay bu konuda hazırlanan raporda kötü yönetimle kurumun zarara uğratıldığının açıkça belirtildiğini dile getirdi.

Kalkınma Bankası yönetimine Merkez Bankası ve Bankalar Birliği rahatsızlığına rağmen belli isimlerin atandığını söyleyen Özersay, “Bize gelen duyumlar var, lütfen dikkatli olun” dedi.

Özersay, yerel bankaların bankacılık mevzuatına aykırı işlemleri için savcılığın işlemleri bağlamında gerekli siyasi iradenin ortaya konmasını istedi.

Gerek kapalı devre turizm gerek, ev karantinasını düşünce olarak desteklediklerini dile getiren Özersay öte yandan denetlemenin nasıl yapılacağının detaylarının paylaşılması gerektiğini anlattı.

ERHÜRMAN

Daha sonra CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman kürsüye çıktı.  Erhürman sürecin başından beri alınacak kararlarda, o kararlardan doğrudan etkilenecek ilgili kesimlerle istişare edilmezse, öngörülebilirliği sağlanmazsa, o kesimler kamu sağlığı için fedakarlık yaparken kendilerine destek verilmezse kararlara uymama gibi durumların gündeme geleceği uyarısını yaptıklarını hatırlattı.

Gelinen noktanın bu uyarıyı haklı çıkardığını anlatan Erhürman, turizm emekçilerinin eylemine işaret ederek “bıçak kemiğe dayandı diye dışardalar” dedi.

Bu dönemde özel sektörün ayakta tutulması gerektiğini, Türkiye ile Mali İşbirliği Anlaşması imzalanmaya gidileceğinde defalarca dile getirdiklerini söyleyen Erhürman, buna rağmen 3 milyarlık kaynağın 30 milyon TL’sinin turizm emekçilerine ayrıldığını belirtti.

Turizm emekçilerinin kredi çekmesinin beklenemeyeceğini anlatan Erhürman, ancak salgın desteğiyle yardım yapılabileceğini söyledi.

 Seyahat acentelerinin 12 aydır kapalı olduğuna işaret eden Erhürman, bu insanlar ne yaşıyor, nereden para bulup çoluk çocuğuna ekmek götürüyor bunun sorulması gerektiğini belirtti.

1,500 TL’lerin 5 ay sonra ödendiğini dile getiren Erhürman, “peki bu insanlar o 5 ayda ne yapıyor buna dair bir kaygımız var mı” diye sordu.

“Bu, süreç yönetimi değildir” diyen Erhürman, ülkede yıllardan beri ilk kez sivil itaatsizliğin dile getirilmeye başlandığını belirtti.

LAÜ atamasıyla ilgili konuşan Erhürman, ilgili kişinin milletvekili adaylığıyla ilgili YSK’nın koyduğu engele de işaret ederek, en azından başsavcılığa uygun mudur diye sorulmasını istedi.

Erhürman CTP’nin derdinin asla ilgili şahıs olmadığını belirtti.

ARIKLI

Cevap vermek üzere Başbakan Yardımcısı Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı kürsüye çıktı.

LAÜ’ye yapılan atamaya değinen Arıklı, ilgili şahsın geçmişte Güvenlik Kuvvetlerinden emekli olduğunu, sevilen sayılan bir kişi olduğunu söyledi.

Bu atamayla ilgili hukukçularıyla konuştuğunu ve kendisine bir engel olmadığının belirtildiğini anlatan Arıklı, suçluların topluma kazandırılmasının önemine değindi.

2018’de önceki hükümet tarafından yapılan Mahkumların Topluma Kazandırılması Projesine de değinen Arıklı’nın sözleri üzerine Meclis’te sözlü tartışma çıktı.

Arıklı sözlerini tamamlayıp yerine oturduktan sonra milletvekillerinin talebiyle soruları yanıtlamak üzere tekrar kürsüye çıktı.

Yerinden söz alarak hukuk düzeni içinde şartların önemli olduğunu dile getiren Özersay, “bir üniversite yönetimine evrak sahteleyerek dolandırıcılık yaptığı sabit olan birini atamak doğru mudur? Bu kurum rehabilitasyon merkezi midir? İlgili atamanın yapılabilmesi için gereken şeref ve haysiyetini ilgilendiren suçtan mahkum olmama şartını yerine getirir mi?”diye sordu.

Arıklı da ilgili kişinin emekli olduktan sonra bir işletme açtığını, yanında çalışan birinin evrak sahtelediğini, bu kişinin mezun olacak durumda bir genç olduğu için evrak sahteleme suçunu atanan kişinin üstlendiğini söyledi.

Herkes tarafından sevilip sayılan bu kişinin, sırf bir gencin hayatı kaymasın diye üstlendiği bir suçtan dolayı ömür boyu cezalandırılmasını kabul edemeyeceğini anlatan Arıklı, iki hukukçusunun da konunun hukuka aykırı olmadığını söylediğini ancak isteyenlerin konuyu hukuka taşıyabileceğini belirtti.

Arıklı’nın ilgili kişiyi bu göreve atayarak bir vefa borcu ortaya koyduğunu düşündüğünü dile getirmesi üzerine Meclis’te sözlü tartışma yaşandı.

Editör: TE Bilisim