İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Anayasa’da bazı değişikliklerin yapılmasını çok olumlu gördüğünü belirterek, Anayasa’nın ilk kez ele alınabildiğine dikkat çekti ve emeği olan herkesi kutladı.

Talat, Kıbrıs görüşmelerinde “kafaların karışık, durumun vahim” olduğunu savunarak, esas hedefin çözüm olması gerektiğini vurguladı.

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın ofisinden verilen bilgiye göre, Talat, katıldığı bir TV programında çeşitli konuları değerlendirdi.

Müzakerelerle ilgili bir soruyu yanıtlayan Talat, ortak açıklama hakkında, Rum tarafının “eldeki tek metin olduğu” iddiasının gerçeklerle bağdaşmadığını söyledi. Talat, metindeki birçok konu üzerinde zaten daha önceden anlaşıldığına dikkat çekerek, ortak açıklamanın, müzakere sürecinin metinlerinden sadece biri olduğunu kaydetti.

Kendisi ile Hristofyas arasında ulaşılan yakınlaşmaların yer aldığı çok sayıda metni hatırlatan Talat, bunların varlığında tek metnin ortak açıklama olduğunu söylemenin doğru olmadığını, yapılan onca çalışmanın boşuna olmadığını söyledi.

Dönüşümlü başkanlıkla çapraz oyun birbirini bütünleyen konular olmadığını ama çapraz oya yapılan itirazlara dayanarak Rum tarafının bu hususu öne çıkardığını kaydeden Talat, halbuki dönüşümlü başkanlığın daha çalışma grupları aşamasında kabul edildiğini anımsattı.

Bütün bunların Ocak 2010’da Türk tarafınca sunulan paketle çözülmesinin hedeflendiğini kaydeden Talat, o pakette anlaşmaya çok yakınken, Eroğlu’nun seçilmesiyle, önce bırakılan yerden devam edileceğinin söylendiğini, ancak görüşmeler başladığında çapraz oya karşı çıkıldığını ve bunu da Rum tarafının sonuna kadar kullandığını anlattı.

Başka bir soru üzerine Talat, görüşmelerde “safha” denilen şeyi vatandaşların anlamadığını, bu gibi terimler ifade edilerek insanların kafasının karıştırıldığını söyledi ve aylar önce al-ver sürecinin başlamak üzere olduğu yolunda açıklamalar yapıldığını hatırlattı. Talat, şimdi ise “ikinci safhaya geçiliyor” denildiğini ifade ederek, “müzakere süreçlerinin en başında yer alması gereken kağıt alışverişlerinin yapıldığı açıklandı; kısacası, kafalar karışık, durum vahim” diye konuştu.

Uluslararası hukukun dışında bulunan ve sadece Türkiye kanalıyla dünya ile temas edebilen Kıbrıslı Türklerin aslında derin bir kimlik bunalımı yaşadıklarını ifade eden Talat, son yaşanan AP seçimlerini bu bağlamda yorumlamanın doğru olacağını söyledi.

Talat, “Gerek aday olanlar gerekse de oy kullananlar farklı yaklaşımlar gösterseler de hiçbirisi Kıbrıs Türk halkına karşı herhangi bir kötü niyetin içerisinde olamazlar. Tümü de Kıbrıslı Türklerin uluslararası ve Avrupa hukukunun dışında olmasını hazmedemeyen ve ‘belki, acaba’ diyerek AP’de yer alınabildiği takdirde sesimizin daha iyi duyulacağını düşünen insanlar... Tabii, aslında bu yaklaşım bir romantizme dönüşerek neredeyse bir toplumsal kavgaya dönüşüyordu. İyi niyetle yola çıkan bu insanlarımız en küçük bir eleştiriye kırılan bir ruh hali yaşadılar” diye konuştu.

Gerçeklerin acı olabileceğini ifade eden Talat, sonuçta “siyasi romantizmin” çöktüğünü, ancak görevlerinin bu yaşananları iyi analiz etmek ve dersler çıkarmak olması gerektiğini vurguladı.

Talat, 2004’ten beri her beş yılda tekrarlanan AP seçimlerine ilgi ve katılımın Kıbrıslı Türkler arasında artmakta olmasının nedenleri, sonuçları ve geleceğinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

Talat, “Unutmayalım ki AP seçimlerinin bugün yer alan şekli, federal çözüme de iki kurucu devletin varlığına da ve en önemlisi iki toplumun siyasi eşitliğine de aykırıdır, BM parametrelerine aykırıdır” dedi.

Cumhurbaşkanının ise bu önemli toplumsal yönelim karşısında susmayı tercih ettiğini söyleyen Talat, “Cumhurbaşkanı, seçim günü ‘bana ne bu Rumların meselesidir’ diyerek sorumluluğundan kurtulamaz” şeklinde konuştu.

BIDEN’IN ZİYARETİ

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın ziyaretinin bugüne kadar çok fazla göz önüne dökülmeyen hususları açığa çıkardığını söyleyen Talat, Biden’ın sadece Kıbrıs Türk lideri ile görüşmek üzere kuzeye geçtiğini ve doğal olarak Türk heyetinde kimin olacağını onların belirleyemeyeceğini belirtti.

Bunu ima etmenin bile korkunç bir zafiyet olduğunu söyleyen Talat, Eroğlu’nun suçu Amerikalılara atmasının nedeninin hükümeti dışlayarak içine düştüğü ciddi yanlıştan kurtulmak olduğunu savundu.

Talat, “Eğer Amerikalılar, Kıbrıs Türk liderinin heyetinde Özkan Yorgancıoğlu ve Özdil Nami olamaz dedilerse ve Sayın Eroğlu da buna boyun eğmişse, vay halimize” dedi. 
Editör: TE Bilisim