“Kendi halkına şiddeti reva gören, coplarla, biber gazı ile barışçıl direnişçileri saldıran AKP ile Kıbrıslı Türklerin ortak bir fikirde buluşması artık mümkün değildir. Biz Kıbrıslı Türkler hak ve özgürlükleri için sokakta sesini duyuran Türkiye halkları ile ayni mücadeleyi benimsiyoruz.”

AKP İLE İŞBİRLİĞİNDE OLMAK İSTEYENLERİ AFFETMEYECEĞİZ


AKP’nin kuklası işbirlikçi UBP hükümeti gider ayarak bütçeyi 188 milyon eksi yerel gelir farkına ulaştırarak, seçimle ilgili toplumu cezalandırmayı seçmiştir. 2013 yılının ilk beş ayında ve ne ilginçtir ki tam da seçimlerden önce bütçenin yerel gelirlerinin 188 milyon TL eksiye düşürülmesi bir rastlantı değil, planlı bir stratejidir. Kıbrıs Türk toplumunun geleceğini işbirlikçilerin yağcıların ve yalakaların belirlemesi artık kabul edilemez.

Ankara’dan aldığı talimatları harfiyen yerine getiren Sn. İrsen Küçük, Sn. Erdoğan’ın emir eri olduğunu bir kez daha göstermiştir. Seçimlere giderken bütçeyi boşaltarak, kendine avantaj sağlamaya çalışan ve AKP’ye en iyi hizmet edenin kendisi olduğunu göstererek seçimlerde destek talep etmesi Kıbrıs Türk Toplumu için büyük bir utançtır. Toplumu her yönü ile Recep Tayyip Erdoğan’ın dikta yönetimindeki şeriatçı AKP’ye bağımlı kılan ve yalakalığı siyaset yapma olarak değerlendiren bu anlayış, tek bir şekilde tanımlanabilir o da “işbirlikçiliktir”. Dışa dayalı ve başkalarının desteği ile koltukta oturmak halkın siyasi iradesine saygısızlıktır.

Ekonominin uçtuğundan ve on beş bin dolarlık kişi başına düşen milli gelirden bahsedenler, şimdi “ay sonu maaşlar ödenmeyebilir” iddiasını ortaya atmaktadır. Seçimleri demokrasi değil, manipülasyon aracı olarak kullanan “kula kulluk etmeyi” alışkanlık haline getirenlerden bu topluma yarar gelmez. Biz koltukta kalırsak AKP ile daha iyi geçinir ve daha çok para koparırız anlayışının modası geçmiştir.

İşbirlikçi UBP hükümetinin başbakanı Sn. İrsen Küçük ne sıfatla ve hangi kaynakları kullanarak kendi halkına zulümü reva gören AKP ile görüşmeye gitmektedir. Giderayak “maaşları en iyi biz öderiz, AKP ile en iyi biz anlaşırız” söylemleri de aslında seçimlerin halk iradesine değil AKP’nin ve onun diktatörü başkanının hükmüne bağlı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Kendi halkına şiddeti reva gören, coplarla, biber gazı ile barışçıl direnişçileri saldıran AKP ile Kıbrıslı Türklerin ortak bir fikirde buluşması artık mümkün değildir. Biz Kıbrıslı Türkler hak ve özgürlükleri için sokakta sesini duyuran Türkiye halkları ile ayni mücadeleyi benimsiyoruz. Kıbrıs’tan bazı siyasi parti, siyasetçi, kişi ve kurumların AKP ile işbirliği arzu etmesi bizi şaşırtmaz. Tarih, zulüm edenleri çekici kılmış, işbirlikçilerini, yalakalarını yaratmıştır ve aynı tarih sahnesi zulüm edenleri de tarihin sahnesinden silmiştir.

Kıbrıslı Türklerin iradesini AKP’nin coplu, biber gazlı, kanlı ellerine teslim etmeye gidenleri, Kıbrıslı Türkleri ekonomik anlamda seçim malzemesi yapanları protesto ederken, çözümün Ankara’da değil Dikilitaş’da olduğunu vurgularız.
KTÖS olarak halkına zulüm eden AKP ile işbirliği içinde olmak isteyenleri affetmiyoruz, affetmeyeceğiz.

Saygılarımızla

Şener Elcil
KTÖS
Genel Sektreteri
 
Editör: TE Bilisim