Cumhurbaşkanlığı seçiminin 3 aday arasında geçeceği şimdiden belli.

Mustafa Akıncı, Ersin Tatar ve Tufan Erhürman.

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ana muhalefet partisi başkanı eski Başbakan.

Son iki Hükümetin Başbakan yardımcısı Kudret Özersay ise şimdiden seçimi kaybetmiş durumda.

Kızacaktır yazılanlara ve iddialı yorumlara ancak kurulduğu günlerde büyük umutlarla kamuoyu nezdinde sempati toplayan partisinin 2 dönem Hükümette olması ve önemli bakanlıkları elinde tutmuş olması bile, Kudret Özersay’ın şansını artırmıyor.

Partisini, “bir gençlik kolları” görüntüsünden çıkaramaması, ülkenin kaderini değiştirecek bir yapıya kavuşturamaması yanında Hükümette olduğu 2 dönem boyunca, gerek icraat gerekse dış ilişkilerde sergilediği performans, Kudret Özersay’ı  Cumhurbaşkanlığı seçiminde yarış dışı bırakan etkenlerden sadece bazıları.

Ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair yarışın ise sağ ve sol oyların bölüşüleceği bir zemin üzerinden yaşanacağı da ortada.

Tüm siyasi söylem ve politikalarını, geçmişe dair eleştirilerini ve geleceğe dair yeni politikalarını Türkiye düşmanlığı veya daha masum bir ifade ile Türkiye karşıtlığı üzerine kuran Mustafa Akıncı ve Kıbrıs Türk sağının adayı olarak Ersin Tatar arasında duran Tufan Erhürman’ın ise en büyük avantajı her kesimden oy alacak olması. En büyük ve belki de tek dezavantajı ise Kıbrıs Türk solunun büyük partisi, kendi partisi CTP’den beklediği desteği göremeyecek olması.

Tek suçu ! ise, Türkiye ile ilişkilerde yapıcı bir siyasi dil kullanması yanında anavatan ile tarihsel ve kültürel bağları ret eden bir duruşu olmaması.

Mustafa Akıncı’nın ise korkulu rüyası, Tufan Erhürman.

Saray ve sarayın akil adamlarının bugünlerdeki tek dertleri, Tufan Erhürman ile ikinci tura kalma olasılığını ortadan kaldırma yanında Kıbrıs Türk soluna Tufan Erhürman’ın Türkiye’nin adayı olduğunu ispatlamak.

Ki bu noktada şimdiye kadar da sosyal medya üzerinden yaptıkları küçük dokunuşlarla başarılı olduklarını da kabul etmek gerek.

Başkanlığını yaptığı kendi partisi CTP içerisinden hatırı sayılır bir oy oranının Mustafa Akıncı’ya kayma eğilimi içerisinde olması en büyük gösterge.

Tufan Erhürman’ın kaderini, CTP içerisindeki kararsızların belirleyeceği de ortada.

Mustafa Akıncı’nın en büyük şansı ise CTP içerisindeki karasızlardan öte Kıbrıs Türk sağının en büyük partisi UBP içerisinde yaşanan motivasyonsuzluk ve dağınıklık.

UBP kadrolarının yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçiminin öneminin farkında olduklarını bugün itibari ile söylemek çok zor.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında UBP tabanının ivedilikle yapması gereken ise tarihi misyon ve vizyonuna uygun yeni kadrolar ile merkez sağa yeni tavan kazandırmak olmalıdır.

Doğu Akdeniz patlamaya hazır bir bomba, ülkenin etrafı yangın yeri, Türkiye tek başına Suriye, Irak ve Akdeniz’de dünya devletleri ile mücadele ede dursun UBP kadroları, siyaset kurumunun sağ tarafında yer almalarından dolayı üzerlerine düşen sorumluluktan bihaber.

Akdeniz’in kaderini değiştirecek olaylara bakma becerisini, anavatan Türkiye ile birlikte Kıbrıs Türk’ü de vardır iradesini ortaya koymaktan uzak olan kadrolar, uzak oldukları kadar da umursuz bir fotoğraf ortaya koyuyorlar.

Sıradan bir Cumhurbaşkanlığı seçimi olmadığını görmeleri ve anlamaları için herhangi bir çaba da ortaya koymuyorlar.

Tam da bu sebepten dolayı, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mustafa Akıncı’nın en büyük şansı, UBP’den bir başkası değil.

Editör: TE Bilisim