Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, Rum tarafının tek yanlı bir karar ile 4 geçiş noktasını kapatma kararının hiç bir haklı gerekçesi olmadığını, ortak sağlık komitesinin kararlarına da ters ve bilimsellikten uzak olduğunu yeniden vurguladı.

Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, bölgesel toplantılarına dün gece Beyarmudu’nda devam etti.

Akıncı Coronavirüs nedeniyle yaşanan gelişmelere değinerek süreçle ilgili bilgi verdi. İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi’nin kendi çağrısı ve Rum Lider Anastasiadis’inde katılımı ile 3 Şubat’ta yaptığı ilk toplantıda, iki taraftan uzmanların bilimsel yaklaşımları ışığındaki tavsiyeleri uyarınca, geçiş noktalarında herhangi bir tedbir alınmasının değil, ülkeye giriş limanlarında sıkı denetimlerin yapılmasının gerekli olduğu konusunda uzlaşıldığını, 20 Şubat’taki ikinci toplantıda da bu kararın teyit edildiğini anlatan Akıncı, bu karara rağmen Rum Yönetiminin hiçbir bilimsel zemini olmayan kararla bazı sınır kapılarını kapatma kararı aldığını kaydetti.

Komitenin dün üçüncü kez gerçekleştirilen toplantısında Kıbrıslı Türk üyelerin, ilk toplantıda alınan kararların geçerliliğini değiştirecek yeni bir gelişmenin olmaması nedeniyle sınır kapılarıyla ilgili tedbir alınmasını gerekli görmediklerini dile getirdiklerini kaydeden Akıncı, Kuzey Kıbrıs’ta okuyan İranlı öğrencileri öne sürerek bu kararı alan Rum Yönetimi’nin, hastalığın oldukça yayıldığı İtalya’dan Rum tarafına yapılan uçuşlara yönelik herhangi bir tedbir almamasının kararın inandırıcılığını sorgulattığına dikkat çekti.

Ölüm oranının yüksekliği, aşısının halen bulunamaması ve hızla yayılma potansiyeli nedeniyle dünyanın doğal olarak paniklediğini belirten Akıncı, “Bizler de gereken tedbirleri almalıyız, ancak ülkede herhangi bir vaka olmadığından dolayı şu anda sınır kapılarında tedbire gerek yoktur, ancak hava ve deniz limanlarında tedbir almak zorundayız. Eğer sınır kapılarında da tedbir alınmasını gerektirecek bir durum olursa, komite oturur ve karar verir, doğru olan budur” dedi.

“Kapıların Kapatılması Kararını Değil Ama, Maraş Toplantısını Basından Öğrendim”

Başbakan Tatar’ın “Akıncı kararı basından öğrendi” söylemine de yanıt veren Akıncı, “Sn. Anastasidis karar alındığı anda telefonla beni arayarak bilgi verdi, yani kararı basından duymadım. Kararı elbette onaylamıyoruz ama bize bilgi verildi. Ancak, örneğin hükümetin Maraş’ta yapacağı envanter çalışması ile TC’den bazı yetkililerle Maraş’ta toplantı yapılacağını basından öğrendim. Bu ülkenin Cumhurbaşkanına, üstelik de o makamın yürüttüğü Kıbrıs sorunu ile ilişkili bir konuda yapılacak toplantıya haber verme gereği bile duymadılar. Rum tarafının şu aşamada sınır kapılarını kapatma kararı ne kadar yanlışsa, Maraş konusunda yapılanlar da o kadar yanlıştır” dedi.

“BM ve AB Nezdindeki Girişimlerimiz Sürüyor”

Bir başka adayın ise kapıların kapatılması konusunda “Sadece demeç vermek yetmez, BM ve AB ile de temas edilmesi gerekir” şeklinde söylemde bulunduğunu anımsatan Akıncı, ilk günden beri BM ve AB temsilcileri ile diyalog halinde olduklarını, konuyu diplomasi yoluyla aşmaya çalıştıklarını kaydetti. Akıncı, “Bunları yapmadığımızı nereden çıkardınız, önce bir sorun araştırın, ona göre konuşun” dedi. Sınır kapılarındaki sorunla ilgili BM ve AB nezdindeki girişimlerin süreceğini belirten Akıncı, Brexit’in ardından üslerde çalışan kişilerle ilgili olarak da İngiliz Yüksek Komiserliği nezdindeki temasların süreceğini, bu kişilerin bir sorun yaşamamaları için uğraşlarını sürdüreceklerini ifade etti.

“İnsanlığın Gelişmesi İçin Barış Ortamına İhtiyaç Vardır”

Kıbrıs’ı konuşurken bölgede olup bitenlerin görmezden gelinemeyeceğini kaydeden Akıncı, Suriye’de savaşın yıllardır sürdüğünü, son olarak 36 Türk gencinin şehit olduğunu belirtti, şahsı ve Kıbrıs Türk halkı adına Türkiye’ye başsağlığı, acılı ailelere sabırlar diledi. Savaş ve çatışmanın nerede olursa olsun insanlığı geriye götürdüğünü belirten Akıncı, “Savaş demek canların yitirilmesi, aile ocaklarının sönmesi, yavruların öksüz kalması demek. İnsanlığın gelişmesi için barış ortamına ihtiyaç vardır. Suriye dahil savaşın olduğu her yerde sorunlara diyalog ve diplomasi yoluyla çare bulunmasını istiyoruz. Barışı istemek insanlık görevidir. Atatürk’ün dediği gibi bizler de dünyada ve ülkemizde barış istiyoruz” dedi.

“Buradan Yükselen Ses Toplumun Geçek Sesidir”

Nisan’daki seçimlerin kendi kişisel geleceği ile ilgili değil, toplumsal gelecekle ve adanın geleceği ile ilgili olduğunu belirten Akıncı şunları kaydetti: “26 Nisan Kıbrıs Türk halkının nasıl yönetilmek istediğine karar vereceği gün olacaktır. Bu seçim aynı zamanda adanın geleceği açısından da son derece önemlidir. Seçimlerin ardından Kıbrıs sorununun çözümü bağlamında fırsat yeniden kapımızı çalacak. Ya Berlin’de netleşen zemin çerçevesinde gelecek kuşakların eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde yaşamaları için bu yolu yürüyeceğiz, ya da bağımlılığımız daha da artacak. Biz özgür bir toplum olarak ne güneye yama ne de Türkiye’ye bağımlı bir alt yönetim olmak isteriz. Toplumun çok büyük bir çoğunluğu da böyle düşünmektedir. İnsanlarımız bu adada kendi özgün kimlikleri ile özgürlük, barış ve huzur içinde yaşamak istiyor. Buradan yükselen ses Kıbrıs Türk halkının gerçek sesidir, 26 Nisan’da sandıktan çıkacak ses da bunun teyidi olacaktır.”

Dnyada ve adada barış dostluk olmasını, bu coğrafyanın bir bütün olarak Türkiye ile Yunanistan’a da dost olmasını istediğini aktaran Akıncı, ”Dostluktan, barıştan herkes kazanır, barışın olmadığı ortamda herkes kaybeder, savaşların kazananları değil mağlupları olur, dünya tarihi de bunun örnekleri ile doludur” dedi.

“Hep Beraber Daha Güzel Bir Geleceğe Uzanacağız”

Nisan seçimlerinin toplumusal gelecekle ilgili olduğu bilinciyle hareket ederek, toplumun farklı kesimlerinden bir araya gelen binlerce kişinin beraberliğinin seçimlerin ardından da sürmesinin son derece önemli olduğunu belirten Akıncı, çok daha güzel bir gelecek için, çözüm, barış, insan hakları ve demokrasi için bunun önemini vurguladı ve “Bunu çocuklarımız ve gençlerimiz için yapacağız” dedi.

“Gerekli Dersleri Çıkararak Geleceği Kurgulamalıyız”

Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde yaşanan yangın olayına da değinerek yangın sonrasında yaşamlarını yitiren kişilere başsağlığı, ailelerine de sabır dileyen Akıncı, yaşanan olayın hastanemizi bile yangından koruyacak ve anında söndürebilecek kapasiteye sahip olmadığımızı ortaya çıkardığına dikkat çekti. Kıbrıs sorununun çözümünü beklemeden aşmamız gereken sorunlar olduğunu belirten Akıncı, “Kimse bize hastanelerinizi yakın, çevrenizi temizlemeyin, yollarınızı onarmayın demez. Bir yandan Kıbrıs sorununun çözümü için uğraşırken, diğer yandan da yapısal sorunlarımızın çözümü için adımlar atmalıyız. Yangın olayından da gerekli dersleri

Editör: TE Bilisim