Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, çalışma yaşamında iki ciddi
adaletsizlik bulunduğunu kaydederek, bunlardan birisinin özel sektör ve kamu
sektörü arasında, ikincisinin ise kamu sektörünün kendi içinde, beyin göçüne
neden olabilecek bir nitelikte olmasından ötürü haklı olarak ‘Göç Yasası’ diye
adlandırılan yasayla yaratıldığını vurguladı.
Akıncı dün (5 Şubat Perşembe) Telekomünikasyon Dairesi Çalışanları Sendikası
(Tel-Sen), Gümrük Çalışanları Sendikası (Güç-Sen) ve Aydınlık Yarınlar
Hareketi’ni (AYH) ziyaret etti.
Akıncı Tel-Sen ziyaretinde Sendika Başkanı Tamay Soysan ve yönetim kurulu
üyeleriyle bir araya geldi. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren
Soysan, bunun Akıncı’nın sivil toplum örgütlerine verdiği değerin bir göstergesi
olduğunu söyledi. Tel-Sen’in ülkenin ve çocuklarının geleceği için kurumlara
sahip çıkma uğruna mücadele eden bir sendika olduğunu kaydeden Soysan, bir
cumhurbaşkanının da sadece Kıbrıs sorununa odaklanmaması gerektiğini söyledi.
Soysan, Kıbrıs’ta iki bölgeli iki toplumlu bir federasyonu öngördüklerini ve
adanın üzerinde yaşayan tüm toplumları sığacak kadar büyük olduğunu da ifade
ederek, “Bu coğrafyadaki tüm ülkelerin birlikte ortak çıkarlar ama öncelikle kendi
ülkemizin yararına bir anlaşmayla kalıcı barışa ulaşabileceğimize inanıyorum”
dedi.
Soysan’ın ifade ettiklerinin kendisinin de vizyonunu oluşturan sözler olduğuna
dikkat çeken Akıncı ise “Dört Boyutlu Siyaseti’nde aynen Soysan’ın ortaya
koyduğu gibi “Yaşadığımız bu topraklarda dini, dli, rengi, ırkı kökeni ne olursa
olsun, hepimiz yarınlarımızı birlikte şekillendireceğiz” şeklinde bir ifadenin yer
aldığını vurguladı. Akıncı, Kıbrıs’ın da çeşitliliği barındıracağını, ancak iki ana
toplumun uzlaşmayı sağlamak zorunda olduklarını kaydetti. Akıncı, “Bunun da adı
sizin de söylediğiniz gibi iki toplumlu iki bölgeli federasyondur. Mümkün olan da
budur” diye konuştu. Akıncı, 11 Şubat tarihli belgede de bunun yer aldığının altını
çizdi.
Akıncı, “Biz kendi evimizi ne kadar iyi hazırlarsak, federal yapıda ve AB içinde
daha yaşayabilir, daha yarışabilir olacağız. O anlamda sizin gibi sivil toplum
örgütleri ve sendikaların çok büyük önemi var. Bu ülkenin yönetiminde olanların
sizlerle kuracağı diyalogların sürekliliği, hatta barış süreçlerinde sizlerin de
sesinizin duyulur olması son derece önemlidir” dedi.
Enerji gibi iletişim sistemlerinin de kopuk olması nedeniyle Kıbrıs’ın iki coğrafya
gibi düşünülmeye başlandığını kaydeden Akıncı, Türkiye Başbakanı Ahmet
Davutoğlu’nun Türkiye ve Yunanistan’ın tek coğrafya olarak düşünülmesi çağrısını
hatırlatarak şöyle konuştu:
“Böyle bir dönemde Kıbrıs gibi 9 bin kilometre karelik bir alanı tamamen ayrı
iki coğrafya gibi düşünmenin yanlış olduğuna inanıyorum. İki ayrı siyasi idare
başkadır ama bu, dağı, ovası suyuyla tek bir ada ve bir coğrafya.”
Akıncı’nın bir sonraki ziyareti Güç-Sen’e oldu. Güç-Sen Başkanı Erol Emin,
yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Akıncı’yı aralarında görmekten mutlu olduklarını
ifade ederek, “sizin dik duruşunuz, bu toplumun da dik duran liderlere ihtiyacı
var” diye konuştu.
Ziyarette kapalı Maraş konusu ve “Göç Yasası” olarak adlandırılan yasa gündeme
geldi.
Kapalı Maraş konusunda Güç-Sen’in kendisiyle aynı görüşleri paylaştığını
görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Akıncı, kapalı Maraş’ın BM
gözetiminde açılmasını bütünlüklü çözümü tetikleyen bir unsur olarak
gördüğünü söyledi. Akıncı, Mağusa Limanı’ndan doğrudan ticaret yanında Ercan
Havaalanı’ndan direkt uçuşların yapılmasının da başarılmasının çok önemli bir
başlangıç yaratacağını, kapalı Maraş’ta yıllarca sürecek inşaatların gündeme
geleceğini kaydetti. Kapalı Maraş’ın yılanlardan ve farelerden kurtarılarak
insanlığın ortak malı haline getirilmesi; Kıbrıs Türk ve Kıbrıslı Rumların işbirliği
geliştirmeleri çok büyük yararları olacağını sözlerine ekledi.
“Biri özel sektörle kamu sektörü arasında, diğeri ise kamu
sektörünün kendi içinde olmak üzere iki ciddi adaletsizlik var”
Akıncı göç yasasıyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede ise çalışma alanında iki
ciddi adaletsizlik olduğunun altını çizdi. Bunlardan birisinin özel sektör ve kamu
sektörü arasında; ikincisinin ise kamu sektörünün kendi içinde, beyin göçüne
neden olabilecek bir nitelikte olmasından ötürü haklı olarak ‘Göç Yasası’ diye
adlandırılan yasayla yaratılan adaletsizlik olduğuna dikkat çeken Akıncı sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Özel sektörle kamu sektörü arasındaki ciddi adaletsizlik, özel sektörün tamamen
sahipsiz olmasındandır. Özel sektörde sendika namına bir şey yoktur. Kamuda
örgütlü sendikalar var, ancak orada ciddi bir örgütlenme yok ve maalesef o
insanların ya asgari ücret, ya da yer yer asgari ücretin altında çalıştırıldığını
hepimiz biliyoruz. Kamu sektörünün içinde ise şöyle bir durum ortaya çıktı. 2010
Ekim’inde işe girenlerle 2011 Ocak’tan sonra işe girenler arasında çok ciddi
bir anomali doğdu. Aynı işi yapmalarına karşın 1-2 ay farkla işe giren iki insan
arasında bile bu kadar ciddi bir fark doğdu. Bu önerilen ücretlerle artık kamuda
yeterli nitelikte insan çalıştırmak da zorlaştı. Mühendisten doktora kadar insanlar
bu noktadırlar ve gelirlerini başka yerde arayacaklardır. Bu şekilde devam
ederse, biz bundan sonra kamuda nitelikli kaliteli insan gücünü istihdam etmede
çok zorlanacağız. O konuda sizinle aynı düşüncedeyim. Ancak şu da bir gerçek
ki Cumhurbaşkanı hükümet demek değildir. Ben bugüne kadar kendimi hükümet
yerine koyarak vaatlerde bulunmadım; ancak şunu söyledim: Cumhurbaşkanının
rehberlik görevi vardır. Toplumlararası müzakerelerin ağırlıklı görevi olduğunun
bilincinde hareket etmek zorundadır. Kıbrıs sorunu bizim için son derece önemli
olan konudur. Diğer konularla ilgili olarak da elbette rehberlik görevini yapmamız
gerekir. Konunun muhataplarıyla birlikte çalışmak ve bu adaletsizliği bertaraf
etmemiz gerekir. Bu adaletsizliktir ve sosyal demokrasiye inanan insanlar olarak
sosyal adaleti gözetmemiz, bu konuda çaba harcamamız lazım.”
“Belirsizliğin sonlanması için mücadele edeceğim”
Akıncı daha sonra Aydınlık Yarınlar Hareketi’ni (AHY) ziyaret ederek Başkan
Anıl Kaya ve yönetim kurulu üyeleriyle görüştü. AHY Başkanı Kaya, Akıncı
ve beraberindeki ekibine “hoş geldiniz” diyerek, Akıncı’nın adaylığının
Cumhurbaşkanlığı seçimine anlam ve değer katarak çıtayı yukarıya çektiğini
söyledi. Kaya, “Kıbrıs Türk siyasetinde iyi bilinen yüreği insan sevgisi yurt
sevgisiyle dolu sevdiğimiz bir kişi olarak hem cesaretiniz hem hizmet aşkınızdan
ötürü sizi kutlarım” diye konuştu. Kaya, Kıbrıs’ta yıllardan beri süregelen
belirsizlik karşısında siyaset kurumunun çözüm yerine mazeret ürettiğini
kaydederek, “Uluslararası toplumun bir parçası olmak, yaşadığımız sıkıntıları
çocuklarımıza yaşatmamak için artık ezberi bozmalıyız” diye konuştu.
Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı ise Kaya’nın sözlerinin, yola
çıkmasının bir özeti olduğunu kaydederek, “Bir toplum daha ne kadar belirsizlik
içinde yaşatılabilir; bizden sonraki kuşaklar daha ne kadar bu belirsizliği
yaşayacaklar?” diyerek, Kıbrıs sorunu bağlamında mücadeleyi sürdürerek bir
sonuca bağlamak için çaba göstereceğini vurguladı. Görüşmede AYH’nin başkan
ve üyeleriyle fikir alış-verişinde bulunarak ilkelerini anlatan Akıncı göreve gelmesi
durumunda sivil toplum örgütleriyle birlikte çalışmaya büyük önem vereceğini
sözlerine ekledi.
Rotary Kulübü toplantısına katıldı
Akıncı dün akşam ise Girne St. Hilarion Rotary Kulübü’nün düzenlediği toplantının
konuğu oldu. Burada çeşitli Rotary kulüplerinden gelen ve aralarında yabacıların
da bulunduğu üyelere “Dört Boyutlu Siyaseti’nin” ilkelerini Türkçe ve İngilizce
olarak detaylarıyla açıkladı. Üyelerin kendisine yönelttiği soruları da yanıtlayan
Akıncı’ya toplantı sonrasında belge ve kulübün flaması hediye edildi.
Editör: TE Bilisim