Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, Genç TV’de “Seçim
Meydanı Özel” programına konuk olarak Mustafa Alkan, Aysu Basri Akter ve Aytuğ Türkkan’ın
sorularını cevapladı, görüş ve düşüncelerini aktardı.
Çözüm yönünde zorlama yapılmazsa, birilerinin iddia ettiği gibi iki ayrı devletli bir geleceğin
değil, alt yönetim algısının daha da pekişeceği bir sürece girileceğini kaydeden Akıncı, aday olma
nedenlerinden birinin de bu tehlike olduğunu söyledi. Kıbrıs Türk halkını kendi özgün kimliğinden
çıkararak, birilerinin istediği yöne gitmesiyle ilgili baskıların daha da artabileceğini gördüğünü
belirten Akıncı, bunlar karşısında aday olmama hakkının olmadığı kararına vardığını belirtti.
Halkına bu uyarıları yapmanın sorumluluğu olduğunu belirten Akıncı, demokratik, çağdaş, laik,
Atatürkçü, avrupai bir yapıya sahip olan Kıbrıs Türk halkının, haklarını da alarak bu değerleriyle
birlikte geleceğini de Avrupa’da gördüğünü ifade etti.

“Cevap Yeri Pazar Gün Sandıklar Olacak”

Seçimlere yönelik müdahalelerin uzunca bir süredir yapıldığını, Maraş ve su borusu tamiratı
konusunda yapılan son törenlerin de yapılan müdahaleleri görmek istemeyenlerin görmesine,
konuşmak istemeyenlerin de konuşmasına neden olduğunu belirten Akıncı, “Maalesef yıllarca
yaşananlardan ders alınmadı. Bu kez çok daha açık müdahalelerle karşı karşıyayız. Köy köy
gezerek ‘Akıncı’ya oy vermeyin’ deniliyor, kulüplere, muhtarlara, belediyelere ihtiyaç listeleri
soruluyor. Kıbrıs Türk halkı bunlara en güzel cevabı verecek, o cevabın yeri de Pazar gün sandıklar
olacak” dedi.
Yapılan müdahalelerin ‘çok yanlış ve vahim bir hata’ olduğunu vurgulayan Akıncı, Kıbrıs Türk
demokrasisine ve seçimlere yönelik müdahalelere karşı halkın kendi özgür ve özgün kimliği ile bu
topraklarda var olma kararlılığını açık bir şekilde ortaya koyacağını, buna da herkesin saygı
göstereceğini söyledi.

“Demokrasi Her Şeyin İlacıdır”

Halkın ortaya koyacağı iradenin Türkiye ile ilişkilerin doğru bir düzleme girmesine de yardımcı
olacağını da belirten Akıncı, “Demokrasi her şeyin ilacıdır. Bizim Türk halkının iradesine saygı
gösterdiğimiz gibi, onların da Kıbrıs Türk halkının iradesine saygı göstermesini bekleriz. Kişilikli
ilişkinin özü eşitlikçi ilişki kurabilmekten geçer. Ben gelecekten karamsar değilim, çünkü doğru ve
sağlıklı bir ilişkiyi savunduğuma inanmaktayım. Seçimlerin ardından ilişkilerin doğru bir düzleme
gireceğine inanıyorum” dedi.
Bir soru üzerine ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar kendisinden de Kıbrıs Türk halkından da
Türkiye düşmanı çıkmayacağını belirterek, “Akıncı ne dedi de kavgacı oldu, düşman oldu” diye
soran Akıncı şunları kaydetti: “Savaş yerine barış, diplomasi dedik, bu söylemimden 3 gün
sonra diploması çalıştı, benim suçum 3 gün önce söylemek miydi? Bir gazetecinin sorusu üzerine
Kıbrıs Türk halkı ilhak istemez, bu zaten Türkiye’nin de yararına olmaz dedim. Başka ne dedim,
federasyon hedefinden vazgeçmek yanlıştır dedim. Bütün mesele bu” diye konuştu. KKTC’nin
tanınma olasılığının olmadığını, uluslararası reel politiğin, Karabağ sorunu nedeniyle Azerbaycan
gibi ülkelerin istese de tanımasına engel olduğunu belirten Akıncı, bizi tanıyan tek ülke
konumundaki Türkiye’nin takımları bizimle ‘dostluk’ maçı bile yapamazken, ‘tanımadığım’ dediği
ülkenin takımları ile ‘resmi’ maç yaptıklarına dikkat çekti.

Türkiye’den su gelmesine herkesin teşekkür ettiğini, bu önemli projeyi takdirle karşıladığını
belirten Akıncı, “Su gelsin ancak diğer yandan da bu topraklara düşen her damla suyu koruyacak
tedbirler alınsın” dedi.

“Maraş, BM ile Çatışma Konusu Haline Getirilmemeli”

Maraş konusunda ise geçmişte yapılan toplantılara bir tek Cumhurbaşkanı’nın davet
edilmediğini, seçimlerin ardından uluslararası aktörlerle bu konuyu görüşecek olan makamın
dışlandığını anımsatan Akıncı, o dönem bu dışlanmışlığa ses çıkarmayarak, toplantılara katılarak
ortak olan hükümet ortaklarının da gelinen aşamada birbilerini dışlar duruma geldiklerini belirtti.
Maraş’ın BM ile çatışma konusu haline getirilmemesi, uluslararası hukuk içinde atılması
muhtemel adımlar varsa o yönde hareket edilmesi gerektiğini kaydeden Akıncı, Maraş konusunda
uluslararası aktörlerle muhatap olacak olan kişinin Kıbrıs Türk halkının meşru temsilcisi olan
Cumhurbaşkanı olacağının unutulmaması gerekliliğine vurgu yaptı. Maraş konusunda bir adaya
puan kazandırılacak diye Kıbrıs Türk halkının haklılığını zedeleyecek adımlardan kaçınılması
gerektiğini kaydeden Akıncı, “Birileri bir senaryo çizecek, Sayın Tatar da figüranlık yapacak. Akıncı
bunları yapmaz, zaten Kıbrıs Türk halkı da bu yapılanları onaylamaz” dedi.
Bir soru üzerine Kıbrıs Türk halkının iradesini ortaya koymasının ardından Türkiye ile ortak
yolun bulunacağına inandığını belirten Akıncı, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da BM Genel
Kurulu’nda videokonferans ile yaptığı son konuşmada “Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliği, hakları ve
güvenliğini sağlayacak her çözüme hazırız” söyleminin ortak noktada buluşulacağına dair bir mesaj
olduğuna dikkat çekti.

“Haklarımızı Söke Söke Almak Zorundayız, Başka Çaremiz Yok”

Kıbrıs konusu ve Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelerin çözümü zorladığını belirten Akıncı,
Kıbrıs’ta bir çözümün Doğu Akdeniz’deki düğümün çözülmesine de yardımcı olacağını kaydederek,
“Çözüm ve paylaşım burayı işbirliği havzasına dönüştürebilir, bu bilinçle çözümü sonuna kadar
zorlayacağım” dedi. Kazanılmış haklarımızdan ‘Federasyon öldü’ diyerek vazgeçilmemesi
gerektiğini, bunun Kıbrıs Türk halkı açısından kötü bir senaryo olacağını belirten Akıncı,
“Haklarımızı söke söke almak zorundayız, başka çaremiz yok” dedi.

“Sonuç; Bu Topraklarda Kök Salacağımızın Göstergesi Olsun”
Konuşmasının sonunda yurttaşlara da seslenen ve mutlaka sandığa gitmeleri çağrısında
bulunan Akıncı, “Birilerinin sesiyle değil, kendi vicdanınızın ve aklınızın sesine kulak vererek
hareket edin. Sağlık açısından da zaten YSK gerekli tedbirleri almış durumda. Oy vermek markete
gitmekten daha riskli olmayacak. Katılımcı bir seçim olsun, sonunda da Kıbrıs Türk halkı olarak
güven ve kararlılığınız ile özgür iradenizi ortaya koyarak bu topraklarda kök salacağımızın
göstergesi olsun” dedi.

Editör: TE Bilisim