Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs Türk tarafı olarak biz müzakere masası kurulsun
ve bundan sonuç üretelim istiyoruz” dedi. 50 yıldır nice masalar kurulup
dağıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle dedi:
“Halk beni 5 yıl boyunca müzakere etmem için seçmedi. Ben buraya sonuç almak
için geldim. Onun için çözümsüz bir sürecin ardından sürüklenip gitmek
istemiyorum. Çözümsüz bir sürecin ardından sürüklenip gitmeyi ne ben ne de
toplum ister”.
İngiliz Dışişleri Bakanı Boris Johnson’ı kabulünün ardından basına açıklama
yapan Cumhurbaşkanı Akıncı, 5’li konferans için bir tarih üzerinde uzlaşılması
gerektiğini, hemen ardından da geriye kalan konuların şimdiden konuşulmaya
başlanabileceğini vurguladı.
TARİH SAPTANMALI
5’li konferans tarihi saptanması durumunda “Rum tarafı da niyetlidir, 2016
hedefine hala bağlıdır. Onun için bu çabayı sürdürmeye değer” sonucunun ortaya
çıkacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Ama eğer böyle bir tarihi
düşünmekten uzaktaysalar, bu işi yıllarca sürer ve hiçbir sonuca da gidilemez”
dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, konuşmasına şöyle devam etti:
“Şimdi gelinen aşamada 2016 sonu itibarıyla eğer çözüm kararlığı, politik irade
ve iyi niyet varsa Kıbrıs Rum tarafının atması beklenen bu adımların yine
atılabileceğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Akıncı, “5’li konferansın tarihini
saptarız, o güne kadar çalışmalarımızı yine yaparız. 5’li konferansta da bir
anlaşmayı artık ana hatlarıyla ortaya çıkarmış oluruz” dedi.
“Yeter ki Aralık ayı içerisinde bu 5’li konferansın, yani paralel masalarda bu
konuların konuşulacağı bir modalitenin üzerinde ve tarihleri üzerinde bir
mutabakat sağlayalım” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, aksi taktirde eğer bunun
üzerinde bir mutabakat sağlanmadan yeniden müzakereler başlarsa olacak
olanın belli olduğunu belirterek, “Sürgit bir şekilde, yıllardır sürdürülen sürecin
yeniden devam ettiğini görürsünüz. Bu da bizi bir yere götürmez” diye konuştu.
“BU ANLAYIŞ TERK EDİLMELİ”
Mont Pelerin’deki ilk buluşmada Kıbrıs Türk tarafının çok ciddi bir açılım
yaparak adım attığını söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Toprak yüzdelikleriyle
ilgili attığımız bu adıma onların da bir karşılık vermesini bekliyorduk. Kriterlerin
diğer hususlarında onların da bize yaklaşacak bir adım atmasını bekliyorduk. Bu
olmadı. Bu adımı atamadılar. Ne yazık ki bir tıkanıklık yaşandı” dedi.
Mont Pelerin’de çıkmazı yaratan konunun, Kıbrıs Türk toplumunun siyasi
eşitliğinin iki temel unsuru olan dönüşümlü başkanlığa ve kararlara etkin
katılımını sağlamayı öngören hususlara henüz evet denmeden, güvenlik-garanti
bağlamında Kıbrıs Türklerinin kendilerini güvende hissedecekleri
düzenlemelere henüz ulaşmadan toprak başlığını nerdeyse her şeyiyle,
haritasıyla da dahil en son şekliyle bitirmeye çalışma çabası oldu. çıkmazı
yaratan bu oldu” diye konuşan Akıncı, bu anlayışın terk edilmesi gerektiğinin
altını çizdi.
Kıbrıs sorununun çözümü için tarihi bir fırsatın olduğunu belirten
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bunun yitirilmemesi için elimden geleni yapıyorum.
Zaman zaman bu konularda haksız eleştirilere uğradığımı da biliyor, görüyorum.
Olabilir. bunları da sineye çekiyorum” dedi.
MUTABAKATLARA UYGUN YÜRÜNMELİ
Kıbrıs’ta her iki tarafın da haklarını koruyan her iki tarafın da eşitlik, güvenlik ve
özgürlük içerisinde yaşayabilecekleri federal bir Kıbrıs’ı kurma dışında bir çabası
olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Akıncı, “Ancak varılan mutabakatlara da
uygun hareket edilmesini gözetmek de benim görevimdir. Daha işin başında,
toprağı ayrıntılı konuşmaya başladığımız ilk toplantında, nihai hedef olarak
kendi ön gördüklerini cebe koyup ‘ben haritada istediğimi aldım, hade bakalım
Allah kerim güvenlik-garantileri konuşurken sizin siyasi eşitlik meselelerine de
bakarız’ yaklaşımını kabul edemezdim ve etmeyeceğim de. Kıbrıslı Türk bir
liderin böyle bir şeyin altına imza atması mümkün değildir” dedi.
BAŞKA SÖZCÜK YOK
“Maksimalist kelimesini kullanmamızdan rahatsız olan arkadaşlarımız oldu”
diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle konuştu:
“Bu tavır maksimalizm sözcüğünden başka bir sözcükle ifade edilebilseydi, onu
bulur onu kullanırdık. Ama bu anlayış maksimalist bir anlayıştır. En fazlasını
daha işin başından alıp, Kıbrıslı Türklere siyasi eşitlik hakkını bile vermeden
bunu alıp bütün bu konuyu kendi istediği gibi halledip, ondan sonra da bakarız
anlayışından başka bir anlayış değildir
Editör: TE Bilisim