"10 BİN YIL ÖNCE DÜN"

1.ULUSLARARASI AKDENİZ PİŞMİŞ TOPRAK SEMPOZYUMU ÇERÇEVESİNDE Akdeniz Köyü'nde buluşan Mısır, Letonya, İran, Romanya, Bulgaristan, Türkiye ve Kıbrıs'tan 41 katılımcı, 10 bin yıl önce yapılan heykelleri, çıkarıldıkları yerde, aynı toprakla, o günün tekniğiyle yeniden canlandırıyor.

Akdeniz Köyü'nde biraraya gelen 41 özel insan, dünyada bugüne kadar benzeri yapılmayan bir projeyi hayata geçiriyor. Dünyanın yakından tanıdığı Çin Hükümdarı Qin Shihuang'ın ölümsüz ordusu: Taş askerlerinden 500 yıl öncesine işaret eden tarihi ile, çok daha özel bir yere sahip olan Akdeniz Köyü'ndeki heykeller, bu proje ile yeniden hayat buluyor.
Fikir babası Rauf Ersenal olan proje, 1.ULUSLARARASI AKDENİZ PİŞMİŞ TOPRAK SEMPOZYUMU ile dünyaya açıldı. Mısır, Letonya, İran ,Romanya, Bulgaristan,Türkiye ve Kıbrıs'tan 41 katılımcı ile uluslararası bir boyuta taşınan proje bugün(7 Eylül) itibarıyle başladı. O dönemin teknik imkanları ile yapılacak heykeller, aynı teknik kullanılarak fırınlanacak. Tabiri caizse 41 katılımcı, 10 bin önce dün, aynı yerde aynı heykelleri yapmak için işbaşı yaptı.

22 EYLÜL tarihine kadar devam edecek proje ile 1000 tanesi Güney'de, kalan bin tanesi de, İsveçte olan toplam 2000 heykelin çıkarıldıkları topraklara kazandırılmasını amaçlıyor. Heykellerin tamamlanması ile orijinalleri yurtdışında olan 2000 heykelin kopyaları kendi vatanında olacak.

Gazeteciler Birliğinde Basın duyurusuyla basına anlatılan projede, farklı kültürlerin uluslararası sanatçıları, Kıbrıs’ta Akdeniz’de bir araya gelerek Arkaik Dönem’e ait 1929 yılında İsveçli arkeologların yaptıkları kazıda tapınak alanında buldukları pişmiş topraktan işlerin kopyalarını yapıyor. Yurt dışına kaçırılan işlerin kopyalarını yapmaktaki en büyük neden, Akdeniz Köyü’nün ve dolayısıyla Kıbrıs’ın uluslararası platformda "Kültür ve Sanat" yolu ile tanıtılmasını köyün turizme kazandırılmasını sağlamak. Proje tamamlandığında yapılan heykeller köyde yapılacak bir müze ile sergilecek.

SERGİ 20 EYLÜL'DE
13 Eylül ve 18 Eylül tarihinde fırınlamalar yapılırken 20 Eylül akşamı saat 18.00 de yapılan işler seyirciyle buluşacak. Yine ayni akşam tarihçi bilim adamı Nezih Başgelen “Neolitikden Arkaike isimli bir sunum gerçekleştirecek. Sempozyum alanı ve sergi kazıların yapılarak buluntuların yapıldığı noktada AKDENİZ köyünde gerçekleşecek.

HEYKELLER NASIL BULUNMUŞTU;
1929 yılı Kasım ayında, o dönemin köy papazı Prokopios tarafından kilise yakınındaki tarlasında çalışırken rastgele bulunan bir heykel parçası, yine o dönemde Kıbrıs'ta kazılar yapmak için bulunan İsveçli arkeologların (SCE) büyük bir keşif yapmasına sebep olur.

Kilise yanındaki bu tarlada, yarım daire şeklinde ortaya çıkarılan tapınağın çevresinde insan boyutlarına ulaşan 2000 heykel, yapıldıkları ilk günkü gibi el değmeden bulunmuştu. Çoğu erkek olan ve başlarında konik başlık bulunan bu heykeller tanrılara sunulmak üzere bırakıldığı düşünülüyor. MÖ. 750-500 yılları arasındaki tarihi yansıtan eserlerin büyük çoğunluğu, o dönemin Koloni İngiliz İdaresi izniyle İsveç'e götürülmüş ve bugün Medelhavet müzesinde sergilenmektedir, geriye kalan kısmı da Güney Lefkoşa'da bulunan Kıbrıs Müzesi’nde sergilenmektedir.

Proje sorumlusu Rauf ERSENAL;
"Binlerce yıllık kültür mirasımızın yurt dışındaki bir çok ünlü müzede sergilendiğini görmek aslında bana ayrı bir haz ve gurur verdi kaçırılmalarına tepki koysam da. Bu ülkenin nimetlerinden 10 bin yıldır sadece Kıbrıslılar değil, dünyanın birçok büyük ülkesi de yararlanmaktadır. Peki bizler ne yapıyoruz bu günlere şahitlik edenler olarak? Elbette yapacak şeyler vardı bu güzel ada için. Ve dünyada bir ilki gerçekleştiriyoruz ve bu topraklardan sökülen köklerimizi yeniden yeşertiyoruz. " Kıbrıs, pek çok eski uygarlığın eline geçirmek için uğraş verdiği ve adayı eline geçiren bu uygarlıkların her birinin geride önemli kültür mirasları bıraktığı bir cazibe merkezi olmuştur.

Proje küratörü; Ayhatun ATEŞİN;
“Sanata dair sorularının cevabı bazen, sanat tarihinde,arkeolojik miraslarda, primitif kültürlerin içinde bulunabiliyor.. Terracotta en cazibeli malzeme. İnsanın hiç değişmeyen gerçeklikleri, doğa ile bütünlenen primitif kültürlerin sadeliğinden, malzeme bilgisinden ,teknolojisinden , içtenliğinden etkilenerek yeniden doğuşlara yolculuk yapabiliyorsunuz. “
Akdeniz dostluğunun ve dünya uygarlıklarının senteze ulaştığı Akdeniz köyün de, Geçmiş uygarlıkların izlerinde dolaşırken üretmek… Dağların denizle buluştuğu muhteşem sahil manzarasında tarihe tanıklık etmek gelecek sanatçılar heyecan taşımaktadır.….

Bin yıllar öncesinden miras kalmış dokusu ve çamlarla çevrili ormanlık alanlarında soluklanarak ,çamura yeniden ruh katacaklar, hayat verecekler……
Hepimizi giderek güç ve inanç kaybına sürükleyen yabancılaşmaya ,teknolojik rüzgarla sürüklendiğimiz duyarsızlaşmaya karşı, sanatın ve insanın bilgeliğini, iyiyi ve güzeli yaymada yaratıcı gücünün önemiyle ada halkını ve herkesi bekliyoruz “..
 
Editör: TE Bilisim