Açıklamada, sivil toplum örgütlerinin her yerde olduğu gibi KKTC’de de devletin ve devlet kurumlarının yetersiz kaldığı en hassas konuların iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için topluma büyük bir fedakarlıkla hizmet vermekte olduğu belirtildi.
Pek çok ülkede, kar amacı gütmeyen toplum çalışanlarının sosyal sigorta yatırım primi ve gelir vergisi muafiyeti gibi pek çok ayrıcalıktan faydalanırken Kuzey Kıbrıs’ta, tam tersine, STÖ’lerden devlet tarafından ağır yükümlülükler talep edilmekte olduğu ifade edilen açıklamada, “ İlginçtir; STÖ çalışanlarına yasa dışı bir iş yapıyormuş muamelesi gösterilirken bu gibi ayrıcalıklar yabancı yatırımcılara verilebilmektedir!” ifadesi kullanıldı.
“TOPLUM ÇIKARLARI İÇİN…”
34 sivil toplum örgütünün ortak açıklamasında şöyle denildi:
“Sivil toplum örgütleri büyük özverilerle sürekli gelir güvencesi olmadan çalışan şahsi çıkarlar için değil toplumsal çıkarlar için uğraş veren insanların bulunduğu bir demokratik sivil bir alandır. Dolayısı ile, bu alanda uğraş veren kişi ve örgütlerin hepsini bir potaya koyup aleyhlerine sistematik bir karalama kampanyası yürütülmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bu karalama kampanyasının özellikle siyasiler tarafından başlatılması oldukça ironik bir durumdur.”
“MALİ DESTEĞİN YÜZDE 2.4’Ü..”
Avrupa Birliği’nin STÖ’lere verdiği fonun, tüm mali desteğin sadece yüzde 2.4’ünü oluşturmakta olduğuna dikkat çekilen açıklamada, geriye kalan kısmın altyapı çalışmaları, kırsal kalkınma ve KOBİ’ler için ayrılmakta olduğu, sivil toplum örgütlerine verilen fonların çok ciddi ve istikrarlı bir şekilde izlenmekte ve sürekli denetime tabii tutulmakta olduğu vurgulandı.
Onaylanan her projenin çok ciddi kriterler yerine getirildikten sonra bu fonlardan yararlanmakta olduğuna işaret edilen açıklamada, “Örneğin, AB projelerinde çalışan her kişinin günlük olarak ne yaptığı, kaç saat çalıştığı ve ne ürettiği aylık olarak raporlanıp denetime sunulmaktadır. Ayrıca, ara mali ve uygulama raporları sunulmakta ve Brüksel’den onaylandıktan sonra ödemeler yapılmaktadır. Buna ek olarak şunu da vurgulamakta fayda var: Kamu ve özel sektörün aksine, Sivil Toplum Örgütleri sektöründe vergi açığının bulunması söz konusu olamaz ve tüm vergi mükellefiyetinin (sosyal sigorta, ihtiyat sandığı, gelir vergisi) hiç eksiksiz ödenmiş olması koşuluna her proje işvereni uymaktadır” denildi.
VERGİ DAİRESİ…
34 örgütün açıklamasında, KKTC’de faaliyet gösteren STÖ’lerin AB’ye karşı bahsedilen süreçlere tabii olmasının yanı sıra, Maliye Bakanlığı çatısı altında yer alan Vergi Dairesi’nin sivil toplumdan sorumlu biriminin de tüm projelerle ilgili aylık raporlara sahip olduğu vurgulandı.
Her AB projesinin görünürlüğünün, projenin koşulu olduğu, bu doğrultuda AB projesi yürüten her örgütün sürekli görünürlüğü yüksek faaliyetler yürüttüğü ifade edilen açıklamada şöyle denildi:
“ 2008 yılından beridir sivil toplum örgütleri, AB destekli pek çok faaliyet yürütmüştür. Farkındalık artırıcı çalıştaylar, seminerler, festivaller, eğitimler, araştırmalar ve daha pek çok etkinlik ile sivil toplum örgütleri aktif bir şekilde demokrasinin geliştirilmesi için, her türlü hak savunuculuğu için, kültürel mirasın ve doğanın korunması için topluma hizmet etmiştir ve etmeye devam edecektir. Bugün hesap soran siyasiler veya STÖleri karalamaya çalışan siyasilerin, yukarıda bahsedilen faaliyetlerin hangilerine katıldıklarını kendilerine sormak istiyoruz.
Sektörümüzün başarıya ulaşması için bu projelerin her zaman kamu, özel ve STÖ’lerin ortak çalışmaları gerektiğinin bilincindeyiz. Kapımız her zaman açık! Buyrun, bizleri ziyaret edin, sizlere ne yaptığımızı anlatalım! Toplumsal sorunları birbirimizi eleştirerek değil, birlikte çalışarak çözelim.
STÖ’lerden talep edilen şeffaflığın bir bütün olarak her sektörden talep edilmesini ve gerçekleşmesini sağlayalım!”
STÖ’LER…
POST Araştırma Ensititüsü’nün yayımladığı ortak açıklamada ismi olan sivil toplum örgütleri şöyle:
“Akova Kadınlar Derneği, Barış ve Demokrasi Vakfı (BADEV), Biyologlar Derneği, Büyükkonuk Eko Turizm Derneği, Ensivion Diversity, Esnaf ve Zanaatkarlar Odası, Evrensel Hasta Hakları Derneği, Feminist Öğretmenler İnisiyatifi, Güzelyurt Geliştirme ve Kalkındırma Derneği (GÜKAD), Halk Sanatları Derneği (HAS-DER), Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD), Kemal Saraçoğlu Vakfı, Karpaz Dostları Derneği, Kıbrıs Alternatif Sporlar Derneği, Kıbrıs Havaları Derneği, Kıbrıs Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberler Derneği, Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı, Kıbrıs Türk Yöneticiler Derneği, Kıbrıs Türk Multiple Skleroz Derneği, Kuir Kıbrıs Derneği, Kuşları Koruma Derneği (KUŞKOR), Lefkoşa Folklor Derneği, Mağusa Gençlik Merkezi (MAGEM), Mağusa Kültür Derneği (MKD), Mağusa Suriçi Derneği (MASDER), Management Centre, Mustafa Güvenir Eğitim Vakfı, Naci Talat Vakfı, SOS Çocukköyü Derneği, Sürdürülebilir Kalkınma Derneği, POST Araştırma Ensititüsü (POST RI), Thalassaemia Derneği, Yeşil Barış Hareketi, Youthpower.”
Editör: TE Bilisim
