ÇMO Başkanı Nilden Bektaş bugün yaptığı yazılı açıklamada, olayın ülke gündemindeki yerini hala koruyan Petrol Dolum Tesisi tartışmaları devam ederken yaşandığına işaret etti.

Bektaş, bu küçük kazanın, yapımında ısrar edilen ve var olan  tesislerin toplamının kat ve kat üstünde olan Petrol Dolum Tesisinin yaratacağı tahribat hakkına iyi fikir verdiğini belirtti.

Bektaş, denize petrol sızmasının 12 Mart Salı akşamı başladığının tahmin dildiği ve  yaklaşık 10 saat sonra müdahale edilmeye başlanan olayda 2 bin litre petrolün denize karıştığının tahmin edildiğini belirtti.

Nilden  Bektaş, bu tür kazaların dünyanın her bölgesinde meydana gelebildiğini ifade ederek, “Önemli olan erken müdahale ile kirliliğin kontrol alınması ve ortadan kaldırılmasıdır. Ancak meydana gelen kaza akşam saatlerinde olmasına karşın müdahale 10 saat sonra yapılabilmiştir” dedi.

Bektaş, kimyasal kökenli bir kaza meydana geldiği an Çevre Bakanlığı ile Çevre Koruma Dairesi’ne bildirilmesi gerekliliği üzerinde durarak, bu birimlerin de gerekmesi halinde Türkiye, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği çevre komitesi UNEP gibi yerlerden hemen yardım talep etmesi gerektiğini kaydetti.

“BİLDİRİM YAPILMADI”

“35/2008 Sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Yasası kapsamında da, Risk Değerlendirmesi Tüzüğüne göre, her yıl risk değerlendirmesi hazırlanarak  ve Acil Eylem Planları  yapmakla  ve  Çalışma Bakanlığı, Çalışma Dairesi’ne beyan etmekle yükümlüdür” diyen Nilden Bektaş şöyle dedi:

“Böylesi kazalarda yatırımcı firma anında ilgili birimlere bildirim yaparak acil müdahale planını uygulamalıdır. Böylece bir kaza olması durumunda yatırımcı firma nasıl ve ne şekilde müdahale edeceğini plan sayesinde bilecektir. Ne yazık ki böyle bir bildirim yapılmadığı gibi, ilkel ve bilimle bağdaşmayan şekilde temizleme çalışmaları yürütülmüştür.”

ÇMO Başkanı Nilden Bektaş, “temizlik amacıyla denize boşatıldığı düşünülen deterjan türevi kimyasallar ile kirliliğin arındırılmasının söz konusu olmadığını” ifade ederek, bu tür deterjanların  petrol  türevlerinden elde edilen, temizleme, arıtma özelliği bulunan kimyasallar olduğuna işaret etti.

Bektaş, tür kimyasalların içeriğinde hidrofobik ve hidrofili gruplar olduğunu belirterek, “Yani petrol sızıntısı olmuş bir suya döküldüklerinde hidrofili yapısı nedeniyle suya karışırken , hidrofobik yapısıyla nedeniyle de suya karışmayan türevi Petrolu bünyesine çekmektedir. Daha basit bir deyişle petrol sızıntısı olan bir denize, deterjan veya deterjan türevleri döküldüğü zaman kirlilik yüzeyden dibe çökmektedir. Deniz yüzeyi temiz ve şeffaf olarak görünürken dibe çöken petrol yayılarak devam etmektedir” ifadesini kullandı

“Bu yöntem , asla kabul edilemez ve deniz dibini büyük oranda kirliliğe maruz bırakan bir uygulamadır” diyen Nilden Bektaş, vidanjörle deniz yüzeyinden çekilen suların nasıl ayrıştırılacağı ve suyun ne olacağının da aydınlatılmadığını kaydetti.

Editör: TE Bilisim