Fileleftheros gazetesi, “Son Mesafe İçin Ortam – Kıbrıs Sorununda Sonbaharda Son Müdahale Koşulları Oluşuyor – ‘Geri Dönüşü Olmayan Yolun Ortamı’” başlıkları altında manşet ve iç sayfalarından yer verdiği haberinde, BM Barış Gücü (UNFICYP)’in görev süresi ve yetkilerinin yenilenmesi raporunun görüşülmesi sırasında yaşananların, Kıbrıs sorununun çözümü sürecinde son dönemece girildiği mesajlarını verdiği iddiasında bulundu. Gazete, UNFICYP raporunun Güvenlik Konseyi’nde görüşülmesi çerçevesinde, özellikle perde gerisinde yaşanan tartışmaların, Kıbrıs sorununun çözümü çabalarında “son fırsat” ifadesini ve Kıbrıs sorununun “yeni müdahalenin bitişinin ardından öyle ya da böyle sona ereceğini” dillendirenlerin sayısındaki artışı da ortaya koyduğunu ileri sürdü. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley’in UNFICYP raporunun onaylanacağı son ana kadar UNFICYP’in çekilmesi veya yetkilerinin değişmesi tezinde ısrar ettiğini belirten gazete, Rum hükümetinin girişimleri sonucunda ABD’ye çok yakın bir ülkenin talebi sonrası Haley’ın bu tezinden vazgeçtiğini öne sürdü. Gazete, ABD’nin bu tutumunun Kıbrıs’la doğrundan ilişkisi bulunmadığını, BM’nin barış misyonlarına ilişkin politikasından ötürü olduğunu da belirtti. UNFICYP raporu için gerçekleştirilen müzakerelerin, Kıbrıs sorununun çözümü sürecinin gelecekteki aşamalarının nasıl olacağının habercisi gibi olduğunu savunan gazete, bu süreçte ilk olarak BM Genel Sekreteri’nin Ekim ayında yayımlayacağı ve geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un temaslarının sonuçlarını içerecek raporun önem taşıdığını vurguladı. Bu raporla Kıbrıs sorununda anlaşmaya ulaşılıp ulaşılamayacağının belirleneceğini öne süren gazete, sonbaharda yeni bir beşli konferans gerçekleştirilmesinin arzulandığını yazdı. Gazete, süreçte ikinci önemli unsurun ise, yine sonbahardan yılsonuna kadarki sürede UNFICYP’in görevinin devam edip etmeyeceğini değerlendirilmesi olduğunu, şimdiki rapora bakıldığında UNFICYP’in görev ve yetkilerinin olduğu şekliyle kalmasının çok zor göründüğünü aktardı. Üçüncü unsur olarak, teknik komitelerde ve sivil toplum örgütlerinde Güven Yaratıcı Önlemlere ağırlık verildiğinin görülmesini ve UNFICYP’in faaliyetlerine de bakıldığında iki toplumlu faaliyetlere daha çok yönelinmesini gösteren gazete, dördüncü unsur olarak ise, çözümün ve görüşmelerin temelinin aşamalı olarak değişmesi olduğunu öne sürdü. Çözümün ve müzakerelerin temelinin değişmesinin Türk tarafınca gündeme getiriliyor olmasına karşın Kıbrıs Rum tarafının buna sert bir tepki vermediğinin görüldüğünü savunan gazete, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in de, resmi ve gayrı resmi temaslarda ve ortamlarda bu ihtimale sıkça değindiği iddiasında bulundu. Gazete, bu tür şeylerin müdahil taraflarca fısıltı halinde dahi dile getirilmesinin, süreçte rol üstlenen üçüncü taraflarca dikkate alındığını ve arabulucuların, tarafların müzakere massında getirecekleri her şeyi görüşmeye açık gözüktüklerini savundu. Gazete, Kıbrıs sorununa “son şans” unsurundan bugüne kadar çokça bahsedildiğini ancak bu sefer durumun farklı olduğunu iddia ettiği haberinde, Kıbrıs sorunu çözülsün ya da çözülmesin sonbaharda her şeyin biteceği mesajının perde gerisinde sıkça dile getirilmekte olduğunu ileri sürdü. Kıbrıs sorununun yine çözülememesi durumunda Kıbrıslı Türklerin statüsünün ne olacağı konusunun ilk kez BM tarafından, fikir sorma şeklinde dahi olsa dile getirilmeye başlandığını belirten gazete, çözüm sürecinde yeni gelişmelerin beklendiği aylarda petrol şirketlerinin Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği MEB’inde araştırmalar gerçekleştireceklerini de hatırlattı. LUTE’UN ANKARA’YA GİTMESİ BEKLENİYOR Gazete haberinin devamında, BM Genel Sekreteri’nin atadığı geçici danışman Jane Holl Lute’un bu hafta içerisinde Türkiye’ye, ardından da Yunanistan’a gitmesinin beklendiğini yazdı. Lute’un Atina ve Brüksel temaslarının Eylül ayında gerçekleşmesinin beklendiğini belirten gazete, bu sebepten ötürü yeni gelişmelerin Eylül ayında yaşanmasının beklendiğini de vurguladı.