Kıbrıs Türk İşadamları Derneği (İŞAD) Başkanı Metin Şadi, halkın Cumhurbaşkanlığı seçiminde açık bir şekilde siyaseten ve ekonomik olarak “değişim” ve “dönüşüm” talebinde bulunduğunu vurguladı.<br /> <br /> Şadi, yaptığı yazılı açıklamada Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını değerlendirdi. Şadi, Kuzey Kıbrıs’ta yeni bir dönemin ve paradigma değişiminin çok önemli bir işareti olarak gördüklerini ve sonuçları bu bakımından önemsediklerini kaydetti.<br /> <br /> <strong>“KIBRIS SORUNUNDA ÇOK GÜÇLÜ BİR ÇÖZÜM İSTEĞİ”</strong><br /> <br /> Metin Şadi, beklentilerinin, sivil toplum örgütlerinin, özellikle demokrasinin mihenk taşı partilerin, halkın “değişim” ve “dönüşüm” talebini iyi analiz ederek, siyasetin ve halkın önüne yeni bir yol haritası koyması ve rehberlik etmesi olduğunu ifade etti.<br /> <br /> Şadi, halkın seçim sonuçlarıyla “Kıbrıs sorununda çok güçlü bir çözüm isteği” ortaya koyduğunu vurguladı.<br /> <br /> “Halk açık ve net olarak talepkardır” diyen Şadi, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Dışişleri Bakanı Özdil Nami’yi görüşmeci olarak atamasını ve onun kabul etmesini ise, bu talebe paralel mükemmel bir hamle olarak gördüklerini söyledi.<br /> <br /> Şadi, halkın seçim sonuçları ile çözüme giderken ve her halükarda “daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi, daha fazla refah, daha fazla adalet,daha fazla şeffaf ve hesap verebilir bir devlet ve daha fazla fırsat eşitliği” taleplerini de devletten ve hükümetlerden beklediğini açık olarak ortaya koyduğuna dikkat çekti.<br /> <br /> Metin Şadi, halktan gelen bu taleplerin gerçekleşmesi için “ kurumsal iç yapılanmada ” bazı eşzamanlı açılımların gerçekleşmesi gerektiğine de inanç belirtti.<br /> <br /> Şadi, bu açılımları şöyle sıraladı:<br /> <br /> “Halkımız, siyaset ve siyasetçi kalitesinde artış ve değişim istiyor. Halkımız, devlet yönetiminde-idari sistemde de değişim ve kalite istiyor. Halkımız, ekonomide gerçek bir dönüşüm-değişim ve yeni bir hikâye istiyor. Halkımız, daha fazla refah ve daha fazla istihdam istiyor. Bunun için de, değişim ve dönüşüm için yapısal reformları ve eşzamanlı ülke olarak potansiyellerimizi açığa çıkaran güçlü büyüme öngören yeni bir ekonomik hikâye istiyor.”