Çıkmaz durumlar üzerine söylenmiş olan bu sözün hikayesi şöyle;

Bir Sultan, suç işlemiş olan birisine vereceği cezayı seçme hakkı tanıyarak sormus, ‘kırk katır mı istersin kırk satır mı’? 
Kırk satır ile idam edileceğini düşünen kişi kurtuluş yolu olabilir diye kırk katır demiş. Sonuçta bedeninin her bir parçası katırlara bağlanan kişi, ayrı ayrı yönlere giden katırların kırbaçlanmasıyla parçalara bölünerek öldürülmüş.

Geçenlerde uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. 

Kıbrıstaki gelişmelerden ve olası bir referandumdan iki taraftanda nasıl evet çıkabileceğinden.

 Konu ortaya çıkacak plandan büyük bir çoğunluğun memnuniyet duymamasına rağmen dış güçlerin istemeleri halinde eveti nasıl çıkartabileceğine geldi.

AB’ye  güven eskisi kadar net değildi.Artık havuzlu villalara inanda kalmamıştı.

O zaman zorla bu iş  nasıl olabilir diye düşündük.Açıkçası ilk aklıma sultanın Kırk katır yada kırk satır hikayesi geldi.

Konunun detaylarına girmeyeceğim zaten son 40 yılda hepimiz iyi birer ululararası ilişkiler ve Kıbrıs müzakereleri  uzmanı olduk.

Kısaca izah edeyim.

Konumuz tabi ki Kıbrıs meselesi .Usansakta bıksakta ne yazık ki kaderimiz.

Koptuğu düşünülen görüşmelere devam kararı var.

Ne bitmek bilmezmiş bu Kıbrıs sorunu diyeceksiniz .Zorla zorla ilede bizi birleştirecekler.

Evet haklısınız.Bu kez zorlama her zamankiden daha çok gibi görünüyor.

Zorla güzellik olmaz ya .Olsada sürmez ya diyeceksiniz ama bu kez böyle.

Görünen o ki dış güçler bu sorunu bitirmek için bu kez eskisine göre daha kararalı yada bize öyle gösteriliyor.

Sonuçta ,döğünsekte hergün birbirimize bağırıp çağırsakta ne Kıbrıslı Türklerin nede Rumların son noktayı koyup karar vereceği bir süreç yok ortada …

Diyelim ki yaşananlar bir algı operasyonu ve diyelim ki dış güçlerin özellikle en büyükleri burada mevcut durumun sürmesinden yana .

O zaman zaten bir şey yapmamıza çok fazla gerek kalmadan olası bir referandumdan istenen müsbet sonuç çıkmaz.

Yok ama durum tamda bunun tersi ise ve diyelim ki bu dış mihrakların bu kez Kıbrıstaki sorunu bitirmek için ortak menfaatlerinin kesiştiğ bir zemin  oluştu ise o zaman ne yapacağız.

Ne bileyim belki Amerika, Rusya, Fransa, İngiltere bundan bir şeyler kutardılar.Türkiye ve Yunanistanda istediklerini aldılar..

Gel gelelim durum bu mecrada iken tüm uğraşlara rağmen referanduma sunulan plandan ne Türkler nede Rumlar memnun değil ise 

Ve Lakin birileri aba altından sopa göstererek buna evet diyeceksiniz diyor yoksa…….

Yoksa burayı yıkarım yakarım Suriyeye çevirir istediğimi alırım mesajı veriyor ise..

 Yani Ölümlerden ölüm beğen hali.. Felaketlerden felaket seç durumu..var ise ne yapacaksınız.

Zaten üzerinde yaşayan siz Türkler ve Rumlar değil bu topraklar benim için değerli diyorsa ne yapacaksınız. 

Hiç düşündünüzmü.

Ama Kıbrıs gibi bir coğrafyada yaşıyorsanız ve Ülkesinde Dışişleri ve bugünkü NATO Genel Sekreterine ülkesinde savunma bakanlığıda  yapmış Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth  Eide bile ''Evet çıkmazsa iyi olmaz'' deyip ağzında birşeyler geveliyosa düşünün derim.

Şimdi daha ortada bir plan yok .Daha doğrusu okuyup anlayacağımız anlatacağımız ve tartışarak sonuçlar çıkaracağımız.

Ama görünen o ki olacak ve okuyup anlamamız için önümüze konacak.

Evet o zaman siz  tüm memnnuniyetsizliğinize rağmen hangisini tercih edeceksiniz.

Adına Barış diyerek  mi evet yoksa Suriye olmasın diye mi  evet diyeceksiniz.

Yani kırk katırı mı yoksa kırk satırı mı tercih edeceksiniz.

Hayır mı .

Diyebilecek misiniz.