<br /> <br /> Fileleftheros “Başı ve Sonu Olan Prosedür... Kıbrıs Müzakereleri Anlaşmayla veya Anlaşma Olmadan Baharda Bitecek” başlıklı haberinde, edindiği bilgilere dayanarak, Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’ın Ankara’da görüştüğü TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na “birkaç ayda bitirelim” dediğini yazdı.<br /> <br /> Gazete, BM’nin beklenmekte olan müzakere prosedürü için, Rum tarafı tepki göstermesin diye tarihlerden söz edilmeden, çalışma uygulaması şekillendirmekte olduğunu yazdı, devamla şunları kaydetti:<br /> <br /> “Aleksander Downer müzakerelerin, BM’nin son kararında da öngörüldüğü gibi ekim ayında başlaması ve Mayıs 2014’teki Avrupa Parlamentosu seçimlerinden önce tamamlanması gerektiğini düşünüyor. Birleşmiş Milletler bu aşamada, müzakerelerin başlaması adımından önce usul konularında anlaşmaya varılmasını isteyecek. Bu hedef başarılamazsa? BM kaynağı, bir şantaj mesajı daha vermeye çalışarak, ‘sonuç her ne olursa olsun Mayıs ayına kadar çabayı tamamlamamız gerek –yani çözümle veya çözümsüz-’ dedi.<br /> <br /> Aleksander Downer’ın geçen hafta Lefkoşa’daki temasları sırasında BM temsilcileri karşılıklı taktik hareketlerini ve ‘kırmızıçizgileri’ not ettiler. Öğrendiğimize göre BM, Kıbrıs Türk tarafına 1963 hikayelerine yapışıp kalmış bir müzakereciyle, Osman Ertuğ’la karşılaşmış olsa da, görüşleri başlangıç, daha çok da müzakerelere yönelik addediyor.<br /> <br /> Kıbrıs Rum tarafının içerisinde hareket edeceği çerçeve Anastasiadis’in Eroğlu’na gönderdiği mektupta büyük ölçüde kaydedildi. Yani, boğucu ve suni takvimlerden uzak, müzakere zemininin BM kararları, 1977-79 Doruk Anlaşmaları, 9 Temmuz 2006 Anlaşması olacağı ve AB içerisinde işleyebilecek bir devlet ortaya çıkması... dahası Avrupa Birliği’nin müzakere prosedürüne temsilci ataması ve çözümün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek temsiliyet ve tek vatandaşlıkla federal devlete dönüşümü...<br /> <br /> Görüş birlikleri /görüş ayrılıkları belgesi, Rum tarafınca hiçbir bağlayıcılığı olmayan bir referans noktası olarak görülüyor. Anastasiadis, önümüzdeki günlerde BM Genel Sekreterliği’ne, Rompuy’a, Barroso ve Schulz’a göndereceği mektuplarda Maraş önerisini yineleyecek. Kıbrıs Türk tarafınca yönetilemeyecek bir konu gördüğü için Maraş önerisine Eroğlu’na gönderdiği mektupta yer vermedi. Ancak aşikardır Davutoğlu’nun Downer’a söylediği üzere Türk tarafı, Maraş meselesini ancak kapsamlı çözüm paketinin parçası olarak gündemde görüyor.<br /> <br /> Aleksander Downer, müzakerelerin yeniden başlamasını başarmak umuduyla Ekim ayında Kıbrıs’a yeniden gelecek. Başlangıç Anastasiadis-Eroğlu yemeğiyle olacak. Şimdilik köprü rolü oynuyor ve hazırlıkları engelsiz ileri götürmeye çalışıyor. İşi çok zor çünkü Kıbrıslı Türk müzakereci Osman Ertuğ, Rauf Denktaş’a çok benziyor. Bu nedenle müzakerecilerin daha ilk görüşmesinde ortam o kadar da iyi değildi. Aleksander Downer’ın Ankara ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile olan iletişim kanallarını ‘daha iyi iletişim’ beklentisiyle tazelediği de açıktır.”<br /> <br /> RUM TARAFININ YENİ ARGÜMANI “BÜTÜNSEL YAKLAŞIM”<br /> <br /> Öte yanan Alithia “Yeni Dinamik, Yeni Prosedür, Bütünsel Yaklaşım” başlığıyla manşete çektiği haberinde Rum tarafının, “bugüne kadar izlenen çözüm prosedürünün olanaklarını tükettiği ve her seferinde çıkmaza götürdüğü, artık terk edilmesi gerektiğine” Kıbrıs sorununun büyük oyuncularını ikna etmeyi başardığını yazdı.<br /> <br /> Rum tarafının, yeni prosedüre, başarı olanağı yüksek olması şartıyla başlamak istediğine, işaret eden gazete “Kıbrıs Rum tarafı taksimi sağlamlaştıracak ve işgal bölgelerini Tayvanlaşmaya itecek bir başarısızlık daha istemiyor, işine gelmiyor. Bu nedenle Anastasiadis müzakereler için iyi hazırlanılmasında, yeni dinamik ve yeni prosedürde ısrar ediyor. Kıbrıs sorunundaki yeni argümanı bütünsel yaklaşım; yani hem kolay hem zor, bütün başlıkların eşzamanlı müzakere edilmesidir” ifadelerine yer verdi.