Kıbrıs Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (KEMA), Kıbrıs’ın Dünya Çölleşme Haritası’nda, çölleşme tehlikesinin en yüksek olduğu bölgede yer aldığını ve Mesarya ovasının da çöl olduğunu belirtti. Vakıf, çarpık inşaat patlaması ile doğal yapının tahrip edilmesi, dere, tepe, ağaçlık, her yere inşaat izni verilmesi, toprak erozyonu tehlikesinin boyutlarının daha da arttığını kaydederek bu olumsuz gidişatın durdurulabilmesi için mutlaka Toprak Kullanım Yasası’nın çıkarılması ve toprakların sıkı disiplin altında kullanılmasının sağlanması gerektiğini vurguladı. KEMA Başkanı Orhan Aydeniz 17 Haziran Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü nedeniyle yayımladığı mesajda BM’nin kararıyla 1994’ten beri kabul edilen bu günün, çölleşmenin önemini anlatmayı, sorunun ciddiye alınmasına katkı koymayı ve çözüm için harekete geçilmesini sağlamayı amaçladığını vurguladı. BM’nin bu gün için bu yılki sloganının “Toprağımız, evimiz, geleceğimiz” sloganını belirlediğini bildiren Aydeniz, çölün “yıllık 250 mm’den az yağış alan bölgeler” için kullanılan bir tabir olduğunu ve bu tanıma göre Mesarya ovasının çöl olduğunu kaydetti. Orhan Aydeniz, küresel bir sorun olan çölleşmenin ekonomik boyutunun da oldukça büyük olduğuna dikkat çekerek dünyadaki çölleşmenin boyutuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Halen dünya yüzeyinin üçte biri yani 4 milyar hektar arazi çölleşme tehdidi altındadır. Birleşmiş Milletler raporuna göre küresel düzeyde, çölleşmeden doğrudan etkilenen bölgelerdeki yıllık gelir kaybı 42 milyar Dolar’dır. Halbuki çölleşme ile mücadelenin yıllık bedeli sadece 2.4 milyar Dolar’dır. Ülkemiz, ‘Dünya Çölleşme Haritası’nda, çölleşme tehlikesinin en yüksek olduğu bölgede yer almaktadır. Ülkemizin de yer aldığı Akdeniz bölgesinin büyük bir kısmı, kuraklık artışı, tarımda verim düşüklüğü ve küresel ısınmanın zararlı etkilerinin en önce ve en şiddetli olarak görüleceği yer olarak gösterilmektedir. Yine çölleşme ile Mücadele Eylemi Planı raporuna göre, ülkemizin yer aldığı bölge çölleşme tehlikesinin en yüksek olduğu sınıftadır. NASA verilerine göre erozyon olayının şimdiki şiddette devam etmesi ve önleyici tedbirler alınmaması halinde, 2040 yılında Kıbrıs’ın da bulunduğu geniş bir alan çölleşecektir.” KEMA Başkanı Orhan Aydeniz, KKTC topraklarını oluşturan ana kayaların yapısının, arazilerin büyük bir kısmının engebeli olmasının, bitki örtüsü yetersizliği nedeniyle toprakların korumasız olmasının ve yağışların genellikle sağanak düşmesi nedeniyle erozyonun çevredeki ülkelere göre daha şiddetli olduğunu da bildirdi. Ellerindeki verilere göre halen 70 bin hektar arazinin toprak erozyonu tehdidi altında bulunduğunu açıklayan Aydeniz, toprağın insan yaşamının sürdürülmesi için önem taşıyan ancak yenilenemeyen, yeniden üretilemeyen ve para harcanarak tekrar kazanılamayan bir kaynak olduğuna dikkat çekti “Bu nedenle, toprağı korumak, ıslah edip geliştirmek ve verimli kılmak gerekmektedir” dedi. KEMA Başkanı Aydeniz, ülke topraklarının korunması, geliştirilmesi, verimli ve bilinçli bir şekilde kullanılması amacı ile yıllar önce hazırlanan Toprak Kullanım Yasa Tasarısı’nın bütün uyarılarına karşın işleme konulmadığını belirtti. Aydeniz, son yıllarda herkesi düşündürmeye başlayan çarpık inşaat patlaması ile doğal yapının tahrip edilmesi, dere, tepe, ağaçlık, her yere inşaat izni verilmesi, toprak erozyonu tehlikesinin boyutlarının daha da arttığını kaydederek bu olumsuz gidişatın durdurulabilmesi için mutlaka Toprak Kullanım Yasası’nın çıkarılması ve toprakların sıkı disiplin altında kullanılmasının sağlanması gerektiğini vurguladı.