Kelepçe ile gelip ameliyata giriyor!

Eski karısını ve onun erkek arkadaşını av tüfeğiyle vurmuş…
4 yıl hapis cezası almış ve halen yaptığının bedelini ödüyor!
O şimdi devlet hastanesinde ameliyatlara girmeye başladı…
Hem de çok büyük ameliyatlara!
Çünkü o bir perfüzyonist…
Kalp ve damar ameliyatlarında kalp akciğer makinesi kullanarak beden dışı kan dolaşımını kontrol altında tutuyor!
Ve bunu yapabilen ülkede sadece 3 tane hemşire var…
Bir tanesi yeterli değil, çünkü 16-18 saat süren ameliyatlarda mutlaka iki perfüzynist olmalı!
Cerrahlar olmazsa olmaz diyor…
Bir tanesi üroloji servisinde ama sağlıklı değil ameliyatlarda bayıldığı biliniyor!
Bir tanesi de mahkum…
Onun için hastane de ona mahkum!
Böyle bir şey başka bir ülkede olabilir mi bilemem ama büyük ihtimal olamaz…
Sadece bizde olur çünkü görev gelen Sağlık Bakanlı bile sağlıktaki sistemin sistemsizlik üzerine kurulduğundan şikayet ederler hep!
Ya tembellikten ya da bakanların çok erken değiştiğinden kimse sisteme çomak sokmaz, yeni bir sistem kurmaz ve gelinen nokta ortada…
Cezaevinde olan bir mahkum elinde kelepçeyle ameliyathanenin kapısına kadar getirilir, kelepçeleri çıkarılır ve büyük ameliyatlara sokulur!
Hayati ameliyatlar yapılır…
Ameliyat bitince de yine kelepçelenip cezaevine teslim edilir!
Bunu çağdaş ülkeler duysa bize bilmem şeyleri ile güler…
Filmlere konu ederler!
Bir de olayın yasal olup olmadığı boyutu var…
İlgili sendika yetkilileri bunun kesinlikle yasal olmadığını zira Merkezi Cezaevi Tüzüğü’nün 97’nci maddesinin ilk iki maddesinde mahkumların sadece iş gücü olarak yani temizlik, kol ve bedenen güç isteyen işlere gönderebileceğini söylüyorlar!
Bu olayın ileride emsal teşkil edebileceğini iddia ediyorlar…
Ama burada üzerinde durmak istediğimiz aslında yasalardan daha çok vicdani bir durum!
Hadi yönetenler tembel çıktı, beceriksiz çıktı, basiretsiz çıktı…
Mahkum da olsa bir hemşire çok ciddi ameliyatlara girmeli mi girmemeli mi!
Yasalara göre olamaz…
Ama konu bir hayat kurtarmaksa elinizi vicdanınıza koymak zorundasınız!
Umarız bu olayla birlikte şimdiki Sağlık Bakanlığı bu skandal duruma el koyar da ne kadar ihtiyaç varsa bu özellikte çalışan yetiştirilir…
Peki geçmiş dönemlerde niçin bu düşünülmedi!
Sadece bu işi yapan 3 hemşire var…
Biri tek başına idare ediyor!
Birisi hasta…
Diğeri de mahkum!
Şimdiki hastane yönetimi de bu mahkuma mahkum ki onu cezaevinden getirip ameliyata sokmaktan başka bir şey yapamıyor…
Kelepçeler sökülüyor ve ameliyata sokuluyor!
Sonra doğru koğuşa…
 
 
Dizdarlı:Bütün sorumluluk benim…
 
Dr. Bülent Dizdarlı…
İki gün önce Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde başhekimlik görevine atandığını biz de dün kendisinden öğrendik.
Konu tabi ki bir mahkumun ameliyat katılmasıydı!
İlk sözleri şöyle oldu;
“Bütün sorumluluk benim…”
Ondan da zaten böyle bir cevap beklerdik!
Parmağının arkasına filan saklanan bir kişi değil zaten…
Akıllı da…
Bana sordu;
“Senin annen baban böyle bir acil ameliyata alınca mahkum bir hemşireyi kabul eder misin etmez misin” diye…
Can bu tabi ki!
Kim etmez ki zaten…
Zaten şu anda kimsenin onu yargılamaya da hakkı yok!
O bir hekim ve yönetici olarak inisiyatifini kullandı ve ‘vicdanen rahatım’ diyor…
Sorumluluğu da üzerine alıyor!
Asıl sorum sistemi değiştirmek için seçilip sistemi değil değiştirmek içine edenleredir zaten…
Vicdanları rahat mı diye de hep düşünürüm!
 
 
“Evet demeyeceğim!”
 
“Lefkoşa Türk Belediye'sinde son çıktığımız ihaleye gelen teklifler şu şekildedir:
- KAYAS Construction - 324.000 TL + KDV
- Denko İşletmleri LTD - 328.491 TL + KDV
- Wide City Cons. Ltd - 249.351 TL + KDV
İhale sonucunu onaylarken sorduğum keşif miktarı bana ilk önce 260 bin TL olarak söylemiş ve ben de olumlu oy kullanmıştım . (Keşif miktarı belediye meclisine bildirilmiyor)
Yanlışlık olduğunu ve asıl keşif miktarının 250.000 TL olduğunu öğrendiğimde teklifin keşfe çok yakın olduğundan ve diğer iki teklifin istikrarlı bir şekilde farklı olduğundan dolayı konunun araştırılmasını istediğimi belediye başkanına bildirdim.
Aldığım cevap 'sen polis misin' ve 'kanıtın varsa getir değerlendirelim' şeklinde olmuştur. Bu cevap beni tatmin etmemiştir. Dahası keşfi bilmeden ihale onaylamanın ne kadar yanlış olduğunu bana bir kez daha göstermiştir.
Bu sebepten ötürü artık keşfi belediye meclisine yazılı olarak bildirilmeyen hiçbir ihaleye çıkılmasına/onaylanmasına evet demeyeceğimi buradan beyan ederim.
Şeffaflık ilkesi adına,
Saygılarımla…”

Onur OLGUNER
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Hasan SADIKOĞLU, Poligon Projesine hiç gecikmeden başlamışsınız ama Belediye Meclis Üyeleri’nin bundan haberi bile yok! İhaleye çıkmadan bu işler olursa altında başka şeyler aranır haberiniz olsun istedik! Umarız bu hatadan erken dönersiniz!
Sayın Erkut ŞAHALİ, Mağusa’da ilçe başkanlığı için kılıçlar çekildi ve kanlı bir senaryo çiziliyor. Sağduyulu partilileriniz sırf bu nedenle bile yeniden ilçe başkanlığına aday olmanızı isteyen mesajlar gönderiyor. Değerlendirin deriz…
Sayın Bülent DİZDARLI, inisiyatif gösterip bir mahkumu ameliyata sokmanıza ancak saygı duyar eve alkışlarız. Aynı anda siyasetçilerin ayıbını da böylelikle örtmüş oldunuz. Bu arada başhekimlik görevinizi kutlarız, büyük katkılarınız olacağından hiç kuşkumuz yok! Tabi ki siyasiler izin verirse…
Sayın İsmail ARTER, çok sayıda belediye başkanının teşvik ve isteği ile Belediyeler Birliği Başkanlığı’na aday olacağınızı duyduk. Ahmet Benli’yi devirmeye karar verdiler mi dersiniz acaba! Hayırlı olsun, gazanız da mübarek…
Sayın Mustafa AKINCI, sizin korumalara ve şoföre tembihleyip kırmızı ışıklarda yol kesmeseler sanki de daha iyi olacak gibi geldi bize! Halkın içinden çıkan bir başkan halkın yolunu kesince biraz tuhaf geliyor vatandaşa!
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, TÜK’ü kurtarmak için uygulanacak olan yüzde 3’lük fon uygulaması daha yürürlüğe girmeden fiyatlara yüzde 18 zam bindiren uyanık işletmeler için yaptırımda bulunmayı düşünüyor musunuz!
Sayın Kutlu EVREN, muhaceret affı için ara emri alınınca Türkiye’den gelen insanların Ercan’da kodese sokulması sizce normal bir durum mu! Hele de bebeklerin kodes fotoğrafları yürekleri burkuyor. Bir el atın lütfen…
Sayın Ahmet HAVUÇTU, devlete karşılıksız çek keserek 3 Milyon TL zarara uğratanların ellerini kollarını sallayarak gezmeleri sizce normal bir durum mudur! Ciddi bir önlem almazsanız bu tür çeteler ot biter gibi bitecek diyorlar…
Sayın Özdemir BEROVA, Türkiye çok yakında devlet okullarında tam gün eğitime başlıyor. Hazır onlar bu konuda çalışma başlatmışken bir ziyaret gerçekleştirip bizde de uygulanmasını sağlasanız diyoruz, fena mı olur!
Sayın Cemal ÖZYİĞİT, Mustafa Emiroğluları’nın Mağusa İlçe Başkanlığı görevinden alınıp disipline verilmesi olayında başka bir partilinin bel altı konularının etkili olduğu konuşuluyor. Bu konuda çok daha hassas olmanız bekleniyor!
Sayın Serhan KOMBOS, benim arabanın kilometresi 30 bini gösteriyor. Yenisi hazırlayıp telefonunuzu bekliyorum. Yoksa ara emri için mahkemeye müracaat edeceğim bilesiniz. Bu konuda hiç şakam yok bilesiniz…
Sayın Kenan AKIN, Yeniden Doğuş Partisi start aldı ve sizden hala tek kelimelik bir açıklama yok! Yakında büyük bir transfer bombası patlayabilir mi yoksa artık riske girecek kadar kendinizi genç hissetmiyor musunuz!
Sayın Doğuş DERYA, ülkede bir yılda 184 kadın erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor ve sizden hala bir açıklama yok! Sanki de çabuk yoruldunuz gibi geldi bize yanılıyor muyuz acaba! Biraz daha hareket lütfen!
Sayın Barış SEL, uyuşturucu operasyonlarına öyle bir hızlı girdiniz ki günde sadece birkaç saatlik uykuyla idare ettiğinizi öğrendik. Bu arada kuyumcu soygununda da büyük emeğiniz var ve umarız kıymetinizi bilirler!
Sayın Sibel SİBER, yasalarının zamanında çıkmaması konusunda çok önemli açıklamalarda bulundunuz ama acaba diyoruz dikkate alındı mı! Yeni dönemde size çok daha büyük sorumluluklar düşüyor, biraz daha cesaret diyoruz!
Sayın Biray Hamzaoğulları, bölgenin önde gelen vekillerinden birisi olarak parti rozetini de bir yana koyarak özellikle yerel yönetimlere destek vermeniz bekleniyor. Özellikle de genç yerel yöneticiler haksızlık yapmayın olur mu!