Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkan adayı, Gazimağusa Milletvekili Ahmet Kaşif, “etkin, doğru bir parti ve hükümet yönetimiyle kısa sürede yaşanan sorunları aşacaklarından ve Başbakan İrsen Küçük sayesinde hükümet ve parti aleyhine oluşan güvensizliği ve inançsızlığı aşacaklarından emin olduklarını” ifade etti. Kaşif yazılı açıklamasında, “ekonomik, sosyal ve siyasal tüm konularda projeleri, planları ve ekipleri ile UBP Genel Başkanlığı ile ülke yönetimine talip olduklarını” yineledi. Kaşif, “21 Ekim’de gerçekleştirilen UBP 19’ncu Olağan Kurultayı’na herkesin takdir ettiği ve İrsen Küçük’ün çalışmasından çok daha kapsamlı ve güzel bulduğu bir seçim bildirgesi ile gittiklerini, şu anda da geniş bir ekibin partide ve ülkede yapılacaklarla ilgili çalışmalarını sürdürdüğünü” kaydetti. Ahmet Kaşif, “ UBP’yi bölerek başka parti kuran, parti tek başına iktidara gelmesine rağmen kendi bakan atanmadı diye hükümet listesinin okunacağı Meclis toplantısına katılmayarak partiyi zora sokan İrsen Küçük’ün kendisini hizipçilikle suçlamaya kalkışmasının asla tutmayacak bir yanlış değerlendirme olduğunu” ifade etti. “TEHDİTLER BOŞUNA ÇABA…” Kaşif, açıklamasında şunları kaydetti: “Sayın İrsen Küçük belli ki siyaseten iyi durumda değildir. Halkımızın ve UBP’lilerin kendisini Genel Başkan ve Başbakan olarak görmek istemediklerini duydukça daha da saldırganlaşıyor ve diline ne gelirse demeç olarak veriyor. Yaptıklarını, partiye, ülkeye, insanımıza yaşattığı olumsuzlukları her halde unutuyor veya unutturabileceğini zannediyor. Her halde UBP 19’ncu Olağan Kurultayı 2’inci tur Genel Başkanlık yarışının 24 Şubat’ta Yüksek Mahkeme kararı ile yapılacağını ve benim de Genel Başkan adayı olduğumu göz ardı ederek bana hizipçilik damgası vurmaya çalışması, tehditler savurması boşuna bir çabadır. Bize hiç bir tehdit sökmez; çünkü UBP ve ülkemiz için doğruları söylüyor, iyi niyetle çaba gösteriyoruz. Kıbrıs Türk tarihine en başarısız Başbakan olarak geçeceği kesinleşen Sayın İrsen Küçük’ün bana bakanlık dönemimde şaibeler olduğu suçlamasında bulunması devletimiz ve partimiz adına büyük bir ayıptır.” Verilemeyecek hesabı olmadığını, ancak varsa neden Küçük’ün gereğini yapmadığını soran Kaşif, “Sayın Küçük önce hala gazetelerde yayınlanmakta olan kendisi ile ilgili şaibeli işler yapmakta olduğu iddialarına yanıt versin, sonra böyle demeçler vermeye kalkışsın” dedi. Kaşif şu ifadelere de yer verdi: “Ben koltuk sevdalısı değil, Kıbrıs Türk halkına ve partimize hizmet aşkı ile dolu bir Kıbrıs Türk politikacısıyım. Politikada koltuk hırsı, bakanlık, Başbakanlık, hatta Cumhurbaşkanlığı aşkıyla yanıp tutuşan kişinin, bunlar için yapamayacağı şey, başvuramayacağı yol olmadığını herkesin bildiği şahsiyetin İrsen Küçük olduğu açıktır. Ben eğer UBP Genel Başkanlığı’na aday olmasaydım şu anda bakanlık koltuğunda oturuyordum. Ben koltuktan kaldırılabileceğimi bile bile, sırf UBP Genel Başkanı olarak halkıma daha yararlı hizmetlerde bulabileceğim için aday oldum.” Kaşif, bildirgelerinin ortada olduğunu; ekonomik, sosyal ve siyasal alanda yapacaklarını kamuoyuyla, delegeleriyle paylaşmaya da devam ettiklerini belirterek, “Etkin ve doğru bir parti ve hükümet yönetimi ile kısa sürede yaşanan sorunları aşacağımızdan en önemlisi Sayın İrsen Küçük sayesinde hükümet ve partimiz aleyhine oluşmuş bulunan güvensizliği ve inançsızlığı aşacağımızdan eminiz” dedi. “HALA BAŞARILIYSA DÜZELTİLMESİ GEREKEN BİR DURUM VAR” Hükümetin son icraatlarını da eleştiren Kaşif, şunları kaydetti: “8 ayda Meclis’ten 3 tane yasa geçti. Esnaf ve Zanaatkarlar Odası yapılan bir anketi ortaya koyarak son bir yıl içinde batan işyeri sayısının yüzde 50 arttığını iddia ediyor. Lefkoşa Belediyesi’nin UBP’li Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi’nin UBP’li üyeleri yaklaşık 8 aydır süren kriz sonucu istifa ediyor. bir ay içinde Kurultay’a yönelik olarak nasıl ödenecekleri meçhul 400 kişi istihdam ediliyor. Ve Başbakan Küçük hala başarılı olduğunu iddia edebiliyorsa burada düzeltilmesi gereken bir durum vardır demektir. Halkımız ve Ulusal Birlik Partililer Sayın Küçük’ün Genel Başkanlık ve Başbakanlık’tan gitmesini istiyor. UBP delegesi buna göre kararını verecek. Kim ne derse desin bu gerçek değiştirilemez…”