Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, Türkiye’nin AB müzakere başlıklarını karşılıksız açmalarının söz konusu olmadığını belirtti ve Türkiye’nin istemesi durumunda Kıbrıs sorununun çözüleceğini iddia etti.<br /> <br /> Alithia gazetesinde yer alan söyleşisinde Kasulidis, Kıbrıs sorunu ve Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin yanı sıra Rusya’yla ilişkiler ve ekonomi konularına da değindi.<br /> <br /> Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerine ilişkin olarak Kasulidis, Türkiye’nin istemesi durumunda Kıbrıs sorununun çözüleceğini, istemezse de çözülmeyeceğini iddia ederek, Türkiye’nin çözümü istemesi için Kıbrıs Rum tarafının ilk olarak, Türkiye için teşvik olabilecek unsurları, ardından da Türkiye’nin yürüttüğü Kıbrıs politikasında bedel olabilecek unsurları oluşturmaları gerektiğini savundu.<br /> <br /> Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Türkiye’nin Kıbrıs sorunundaki tutumunun değişip değişmeyeceğini, ancak müzakere masasındaki tutumun ne olacağını gördükten sonra anlayabileceklerini iddia eden Kasulidis, “Özersay’ın müzakere masasındaki bugünkü tutumuyla Kıbrıs sorunu çözülmez” şeklinde konuştu.<br /> <br /> Gazetenin “Neden Sn. Eroğlu’nun tezleri değil de Sn. Özersay’ın tezleri diyorsunuz” şeklinde sorusuna ise Kasulidis: “Çünkü ben gerçeği söylüyorum” yanıtını verdi.<br /> <br /> Türkiye’nin AB müzakere başlıklarının açılması konusunda baskı görüp görmedikleri sorusuna ise Kasulidis, bu yönde baskının her zaman olduğunu ancak Adalet ve Özgürlükler konularına ilişkin 23-24 numaralı başlıkların açılmasıyla Türkiye’nin AB ilkelerini çiğnemekten vazgeçeceğini sananların yanıldıklarını iddia etti.<br /> <br /> Kasulidis, ayrıca bu başlıkların kapalı kalması için ortaya koydukları sebeplerin var olmayı sürdürdüklerini savundu.<br /> <br /> Kıbrıs Rum tarafının kapalı bölge Maraş’ın açılması yönündeki önerisinin Türkiye’nin AB müzakere başlıklarıyla ilişkilendirilmesi durumunda ne olacağının sorulması üzerine ise Kasulidis, kapalı bölge Maraş’ın açılması önerisinin tek başına olmadığını, karşılık olarak Kıbrıslı Türklerin doğrudan ticaretine izin vermeye hazır olduklarını belirterek, bu durumda Türkiye’nin Ankara Protokolünü uygulamama sebeplerinin ve akabinde AB müzakere başlıklarının Güney Kıbrıs tarafından kapalı tutulması sebeplerinin de ortadan kalkacağını öne sürdü.<br /> <br /> Kasulidis, kapalı bölge Maraş konusunun kendileri için her zaman gündemde olmayı sürdüreceğini ve bu önerinin mantığının yabancılar tarafından da kabul gördüğünü iddia ederek “Türklerin, çözüm yolunun mantığına girmedikleri sürece Maraş’ı bize vermeyecekleri aşikardır” şeklinde konuştu.<br /> <br /> Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin İngiltere ve ABD temaslarına da değinen Kasulidis, Nami’nin bu temaslarıyla KKTC’nin düzeyinin yükseltilmiş olmayacağını, bu temasların amacının “yabancıların, Nami’nin cesaretlendirilmesi gereken ılımlı bir politikacı olduğu tezini kuvvetlendirmek olduğunu” iddia etti.<br /> <br /> Kasulidis, yabancıların KKTC’yi hiçbir zaman tanımayacaklarını da iddia ettiği röportajında, KKTC’nin yabancılar tarafından tanınmasının, uluslararası hukukun ve uluslar arası kararların çiğnenmesi anlamına geleceği ve örnek teşkil edeceğini, uluslararası toplumun kendi kararlarının geçersiz duruma gelmemesi için KKTC’yi tanımasının söz konusu olmadığını savundu.