Kesinlikle hoş bir başlık değil.

Yaşanan gerçekse başlık da böyle olmalıydı.

Bu olay, birkaç ay önce bir belediye sınırlarında yaşanmış gerçek bir olaydır.

Bir haftasonu ailecek gezerken, terk edilmiş bir barınağın yanından geçiyorduk.

Belediyenin adı bizde saklı kalsın.

Bir karartıya gözümüz ilişti, durduk…

İki siyah yavru köpek.

Bir de cansız yatan siyah yavru köpek.

Biri nefes almakta güçlük çekiyor.

Diğeri, yerde yatan 2-3 aylık kardeşinin bedeninden ağzı ile parçalar koparıyor.

Bırınak terk edildiğinde orada mı unutulmuş yoksa birileri bu yavruları o barınağa terk edip mi gitmiş bilemiyoruz.

İki köpeğimiz olduğu için önce eşe dosta sorduk, sahiplenen olmadı.

Sonra aktif hizmet veren diğer belediyelere ait barınaklara sorduk.

Farklı nedenlerle alınmadılar.

Ancak, daha önceden barınak tecrübesi olan bir tanıdığım, sihay köpekleri eğer cins değillerse uyutuyorlar deyince işler değişti ve iki yavruyu kalıcı olarak sahiplendik. Diğer iki köpeğimizin yanına koyduk.

Şimdi dördü de çok iyi anlaşıyor.

Ülkemizde sayılarını bilemediğimiz kadar sahipsiz köpek ve kedi var.

Sadece onların canları sağlıkları tehlikeye atılmıyor, bakımsız, aşısız ve çoğu hasta dolaştığı için çevre, insan ve diğer hayvanların da sağlıkları için risk teşkil ediyorlar.

Başıboş hayvanların sayılarının çok olmasının temel nedeni, ülkemize öğrenim ve çalışmak için gelenlerin bu hayvanları önce sahiplenip sonra ülkelerine geri dönerlerkenonları sokağa terk etmeleri.

İnsanlıkla ilişkili bir durum yani.

Önlem nasıl alınabilir?

Bu kişilerin evcil hayvan teminini belirli kurallara bağlayarak.

Yani, her önüne gelen hayvan sahibi olamamalı.

Sahiplenecekse de kayıt altına aldırma, çip veya benzeri uygulamalarla takip altında olma şartları getirilmeli.

Tabiri caizse, hayvanlar da sahiplerinin nüfuslarına geçirilmeli.

Ülkemizde harnup, zeytin, selvi, hurma ağaçları nasıl zimmetli ve kesilmeleri yasak ise, hayvanlar da aynı şekilde zimmet altına alınmalı ve terk edilmeleri yasaklanmalı.

Ama herşeyden önce, mecliste bekleyen Hayvan Hakları Yasası bir an önce geçirilmeli…

Ve barınaklar.

Nedense her belediye, hayvan barınağı yapmayı bir icraat olarak Kabul ediyor.

Bir belediyeye ait o terk edilmiş hayvan barınağını görünce fikrim değişti.

Barınak açmak her belediyenin harcı değildir.

Madem belediyeler hayvanlar için gerçekten birşeyler yapmak istiyorlar, o zaman barınakları tek tek küçük küçük yapacaklarına, enerjilerini ayrı ayrı bu işlere harcayacaklarına, bir araya gelerek, gerekirse proje destekleri alarak gerçek anlamda bir barınak yapmayı denemelidirler.

Buralarda hayvanları tedavi, kısırlaştırmaları yapıp, sahiplenmek isteyen ailelerin sahiplenmelerini sağlayabilirler.

Dahası, birlikte böyle bir organizasyon yaptıklarında, veterinerlik öğrencileri için de harika bir Pratik merkezi de olurlar.

Belediyelerimiz hayvansever gibi görünmek yerine gerçekten hayvansever olmalıdırlar.

Toplumun ve hayvanların sağlığını ilgilendiren başıboş hayvanlar ve barınaklar konusunda, tek başına başarı öyküsü yazma gailesi yerine, birlikte birşeyler yapma gailesi gütmelidirler.

Diğer türlü, o barınaklarda nelerin olup bittiğini bir çalışanlar bir de yaşadıklarını anlatacak dilleri olmayan zavallı hayvancıklar bilirler.

Kimileri sessizce öleceği günü beklerken, kimileri de ölmemek-hayata tutunmak için mecburen kardeşlerini kemirirler…