KARAKUŞİ KARARLAR

Adil olmayan kararlar için kullanılan bir deyim vardır: “Karakuşi kararlar”. Bu tip kararların “Karakuş” lakaplı bir kadı tarafından verildiği rivayet edilir. Bu konunun daha iyi anlaşılması için, uydurulmuş bir fıkrayı anlatmakta fayda vardır;

Kadının birisi tembelmiş ve duruşmalara çıkmazmış. Onun yerine mübaşir kürsüye oturup davalara bakarmış. Bu durum şikayet konusu olmuş ve oraya müfettiş gönderilmiş. Müfettiş gizli olarak kasabaya gittiğinde, yapılan şikâyetlerin haklı olduğunu görmüş,

Kadı efendi odasında oturuyor, mübaşir hâkim koltuğuna çıkmış ve duruşmayı yönetiyormuş. O sırada bir hakaret davasına bakılıyormuş. Güya, davalı davacının anasına küfretmiş,

Mübaşir usul gereği tarafları, şahitleri dinlemiş ve davacının kendisine hakaret edildiğine dair iddiasının doğru olduğuna dair kanaat hâsıl olmuş. Durum bu olunca, mübaşir kararını açıklamış;

“Gereği düşünüldü; Davalının davacıya hakaret ettiği sabit olmuştur. Bu sebepten davalının anasına küfredilerek cezalandırılmasına ve bu cezanın infazı için davacının görevlendirilmesine...”

Mübaşir bu kararı verdikten sonra davacıya emretmiş; “Haydi mahkeme huzurunda sen bu cezayı uygula” Davacı bu emre uyarak davalıya; “Ben de senin ananı ......kerim” demiş.

Duruşma bittiği için taraflar salonu terk ederken, mübaşir onları uyarmış: ”Durun bakalım mahkeme masraflarını ödemeden çıkıp gidemezsiniz.”

Mübaşir, tarafların kendisine şaşkın, şaşkın baktığını görünce: “Mahkeme masrafı olarak ben de ikinizin anasını...” demiş.

Bu ve buna benzer yüzlerce hikâyenin uydurulmasının temelinde Osmanlının son zamanlarındaki adalet mekanizmasının çalışmadığı gerçeği yatmaktadır.

Gelelim konumuza

Dün Güne 2 güzel haber ile başladık

1.haber Taşımacılık sektöründen;

Güzelyurt ve Lefke’deki öğrencilerin okullara taşınmasında, Milli Eğitim Bakanlığı ile toplu taşımacılık şirketleri arasında 2016-2017 eğitim ve öğretim yılını kapsayan dönem için imzalanan 40 sözleşmenin 16’sında yolsuzluk tespit edilmiş.

Okulların bakanlığa ulaştırdığı formlara göre öğrenci taşımacılığı için 600 bin 929 TL ödenmesi gerekirken, sözleşmelerde öğrenci sayısının fazla yazılması nedeniyle 1 milyon 19 bin 954 TL ödeme yapılmış.

Fazladan 418 000 TL

152  adet asgari ücretlinin 1 aylık maaşına denk geliyor.

2.haber Sigortacılıkla ilgili .

Şeker Sigorta'da 4 Milyon TL'lik vurgun.

Şeker Sigorta'da harcamaların UBP-DP döneminde  4 milyona yakın paranın bazı medya şirketleri ve danışman şirketlere verildiği ortaya çıkmış.Çok sayıda hasar ödemesindede  problemler yaşanıyomuş.

4 Milyon

Kanser hastalarının bir yıllık tedavisi için ihtiyaç duyulan paraya eşdeğer.

Yarın ve daha sonraki gün  eminim ki dahalarıda çıkacak.

Sonra ne mi olacak .

Olacağı şu;

SİYASET, POLİS ve özellikle SAVCILIK çalışırsa Toplum vicdanı rahatlayacak.

Yapanın yanına kalmaya üstü örtülmeye , karakuşi kararlar alınmaya devam ederse adalet duygusu zedelenmeye , ülkede yolsuzluk kervanına katılanlarda artararak çoğalmaya devam edecek.

Sonuç mu,

Daha çok hırsızlık ve gasp ,daha çok uyuşturucu ,daha çok tecavüz olayı ,daha çok kadına şiddet , daha çok mazbata mağduru  ,daha çok dağılmış aileler,daha çok kundaklama ,daha çok darp,daha çok ağaç katliamı ,daha çok çöp ve kirlilik .

Daha büyük hapishaneler,daha çok göç ve daha çok birbirini sevmeyen insanlar  hem ahlaki hem iktisadi hem de geleneksel anlamda bir çöküş

Ben bir kahinmiyim. Hayır.

Yalnızca Tarihe ve geçmişte yaşanmışlara bakmak yeterli.