Çok uzunca bir süredir, ülke gerçeklerinin dışında yaşayan siyasilerin, yaratmış oldukları kaos gün geçtikçe derinleşmeye devam ederken, her gün yeni materyaller eklenen bu döngü hız kesmeden büyüyor. Önce bu sistem partilerinin içerisinde kaos başladı zaten hatırlayacaksınız, daha sonra o geldiydi bu gittiydi, biri istendi diyeti istenmediydi, ülke dışından müdahale vardı diyenlere yok o iş parti içi kimse karışamaz açıklamaları yapanların, daha sonra hafifletici sebepler argümanı kullanılarak taraflarınca kabul görmüşlüğü.
* * *
Kovidi, jeti, uçaktı, hayatımızda bir çok şey, başladıydı, bittiydi derken, hükümetsiz başa yağan zamlarla o kaos daha da halkı kaderine itti. Bu durumdan yararlanmak isteyen, sistem partileri zaten yılmış ve her şeyden el etek çeken halkın üstüne seçimi musallat etti. Seçime katılım oranını düşünmeksizin katılımın oy çoğunluğunu alanlar, tüm yığıntının üstüne bayraklarını dikip süslü sözlerle kutlamalar yaptılar.
* * *
Yine müdahale olduydu, olmadıydı tren kaçtıydı, bozulduydu derken, işte sizin oylarınız ile, ya da oy kullanmama hakınızı sonuna kadar kullanıp, sandığı boykot edenlerin iradesinden doğan hakla, bizimle dalga geçer gibi kaosu daha da ülkenin başına musallat ettiler. Ama bilmeliyiz ki doğa ya da daha geniş kavramla evren zıtlıklarla var olur. Diğer bir adı ise dualite olan bu zıtlıklar, her şeyin var olmasına sebeptir.
* * *
Bu zıtlıkların kafa karıştırmadan en basit şekilde örnekleyeceksek, doğum, ölüm bir olmasa diğeride olmaz, uzak yakın biri olmazsa diğeride yok, ışık karanlık gibi bir çok örnek verilebilir. Bizim burada işlediğimiz konu ise kaos ve dinginlik biri yoksa diğeri yok.
* * *
Peki biz bu kadar kaosla boğuşup hayata tutunarak yaşamaya çalışırken, dinginlik kime hediye? Uzak değil yine bu kaosun yaratıcılarına bakmanız yeterli. Kendi halleri ile bile dalga geçen siyasiler, gayet dingin ve mutlulular, çünkü tüm keder kendilerini seçen emekçiye yüklenmiştir bile.
* * *
Demokrasinin en belirgin özelliklerinden biri, çoğunluğun faydasına göre fikir ve ya icraatlar üretilmesidir. Bu çoğunluk seçilmiş azınlıklık karşısında her daim en yüksek iradeye sahiptir ve de olmalıdır, demokrasi gereyi bu böyle olmalıdır. Ancak bu ada yarısında, bir grub azınlık tüm ada imkanları ile servetlerine servet katarken, çoğunluk olan emekçi ise kölelik sistemi ile devam etmektedir.
* * *
Sevgili okur; sizin elinizle seçilmiş siyasilerin, azınlık halde olan sermayedarların himayesini girmesi onları haklı kılmaz, çünkü doğası gereği çoğunluğun hak ve fayda sağlayamadığı her sistem kölelik getirir.

Kaosu bize, dinginliği sermayedara hediye edilmiş bu ada yarısına , yakışan en büyük umut barış ve peşi sıra gelecek olan gerçek demokrasidir….

Behiç Anibal