“Bu kitap salt madenciliği ve çevreyi anlatan bir kitap değildir…

Kıbrıs adasının kaderine damgasını vuran yer altı zenginliklerinin, özellikle Kıbrıs’ın dünyada tanınmayan tarafında ekonomik, siyasi ve sosyal yaşamına yaptığı etkileri de anlatan bir kitaptır.

Bu kitabın bir köşesinde, Kıbrıs adasında yarım asırdan fazla madencilik faaliyetlerinde bulunmuş bir Amerikan şirketi olan CMC’de çalışmış olan bir tanıdığınızı bulacaksınız.

Medeniyetlerin Kıbrıs’a olan ilgisinin gerçek nedenlerini öğrenirken, savaş sonrası ganimetçiliğin bir başka boyutuna tanık olacaksınız.

Neticede kirletenin kim olduğunu bulmaya çalışırken kirlenenin de yalnızca çevre olmadığını göreceksiniz…”

Kitabın adı  ‘Kirleten Kim’

Yazarı Hakan Oran…

Memleket sevdalısı bir iş insanı!

Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği Başkanı…

Kitabı imzalayıp verinde bir solukta okuma ihtiyacı hissetim!

İyi de ettim…

Hiç  gecikmeden hemen teşekkür ederim!

CMC konusunda ilk kez böyle detaylı bir kaynak yaratmış…

Biz CMC dendiği ne zaman ne biliriz!

Çevre ve kirlilik…

Ama Hakan Oran Öyle demiyor çünkü konuya derinliğine girmiş!

Diyor ki;

Tamam, bir çevre sorunu hatta felaketidir ama…

Anı zamanda mülkiyet sorunudur!

Sağlık sorunudur…

Ekonomik sorundur!

Stratejik bir sorundur…

Ve rant sorunudur!

Israrla okumanızı tavsiye ederim…

Çok kıymetli bir eser çıkmış ortaya!

Ama çok daha önemlisi de var…

Hakan Oran bu kitabın satışından elde edeceği geliri kime bağışlıyor biliyor musunuz?

Kanserin pençesine düşmüş minik yavrularımıza!

İllet hastalıkla mücadele eden çocuklarımıza…

Düşünsenize bir!

CMC kalıntıları ve kanser…

Kansere yenik düşmüş suçsuz günahsız yavrularımız!

Güzel bir insanın vermek istediği mesajı bu kitabı okuduktan sonra çok daha iyi anlayacaksınız…

Ve bu çağrı herkesedir…

Öncelikle toplumun tüm kesimlerine, insanımıza!

Başta da devlet makamlarında oturanlara…

Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar ve tüm birimlere!

Kitabın değeri sadece 25 Türk lirasıdır…

Lütfen bu kitaptan siz de edinin!

Hakan Oran’a bir telefon etmeniz yeter, paketleyip anında adresinize kadar gönderiyor…

İrtibat numarası da, 0 533 861 16 93…

Sadece bir kitap sahibi olmayacaksınız!

Kanserle mücadele eden çocuklarımıza da bir nefes vermiş olacaksınız…

Kendisini bir kez daha kutluyorum.

 “Bekirpaşa Lisesi kantin ihalesinde neler oluyor?”

“850 kişilik öğrenci kapasitesine sahip Bekirpaşa Lisesi kantin geliri, tüm okulun ihtiyacının büyük bir çoğunluğunu karşılamaktadır. Yıllardır ihale sistemiyle çalışan okul kantini bu yıl 10 yıllığına ihaleye çıkmadan peşkeş çekilmeye çalışılıyor. İhaleyi alacak olan kişiler, okulda ihtiyaç ve yer olmadığı halde yeni kantin binası yapma vaadi veriyorlar. Okulda çocukların bahçede oyun alanları yapılacak yeni bina ile neredeyse yok olacak. Bekirpaşa Lisesinde 850 çocuğun teneffüsteki hallerine şahit oldum . Nerdeyse adım atacak yerleri bile yok. İhaleye katılmak isteyen kişilere başvurular Ağustos ayında diyerek okul müdürü tarafından geri gönderiliyor . Ağustos’ta giden vatandaşa ihaleye çıkmayacak deniliyor.

YENİ KÜÇÜK KRALLIKLAR MI KURULUYOR?
Bu benim köylüm , bu benim akrabam mentalitesinin son bulmasını ümit ederken böyle durumlarla karşılaşmak beni oldukça üzdü. Bu konuyla ilgili olarak Bekirpaşa Lisesi Okul Aile Birliği ile görüştüm. Şiddetle karşı çıktılar. Mazaretlerini dinledim. Okulun kantin ihtiyacının olmadığını sadece kantinde hizmet veren kişi sayısının yetersizliğini ve çocuklardan kantinle ilgili çok şikayetler aldıklarını hatta ve hatta bu sebepten dolayı dışardaki büfelerden aşırı derecede yiyecek ve içecek siparişi verdiklerini dile getirdiler. İki yıldır işletmeyi yapan aynı şahıslara kantinin 10 yıllığına peşkeş çekilmesine şiddetle karşı çıktıklarını söylediler. Mevcut kantin geçen yıl okul aile birliği tarafından düzenlendi .Yeni oturma grupları konuldu. Bina olarak çocuklara yeterli hizmeti vermektedir. Bu yıl da müzik odası olarak kullanılan oda ses sistemiyle yeni bir seminer odası olarak düzenlendi. Bu kadar çalışmalardan sonra ısrarla kantinin 10 yıllığına verilmek istenmesi bizi çok rahatsız etti. Bölge halkı da bu durumdan endişeli ve rahatsız diyorlar. OAB şikayetlerini Milli Eğitim Bakanlığı’na ve ilgili makamlara yaptı. İstekleri kantinin eskisi gibi ihale sistemiyle adaletli bir şekilde hak edene verilmesidir. UZUN SÜRELİ KANTİNİN BİRİLERİNE VERİLMESİ ÇOK DAHA BÜYÜK SORUNLARIN ORTAYA ÇIKMASINA SEBEBİYET VERECEK VE 850 ÇOCUĞUN VEBALİNİ KİMSE ÖDEYEMEYECEK…”

(Biray HAMZAOĞULLARI)

“Pandora’nın kutusu açıldı…”

“STG 8.50 bandından sonra artık 9.0 zorlar
Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlı açıklama yaparken USA Başkanının yaptığı basit bir açıklama özünde zaten hiçbir içeriği olmayan açıklamayı sıfır ile çarptı.
Katar USA baskısı ile TC deki 50 milyar USD yi
İran ambargoları sayesinde 49 milyar USD bir anda ülkeden çıktı
Avrupa Merkez Bankası’nın haberleri de ayrı bir etki yarattı. Avrupa’da kurulu ve TC de faaliyet gösteren bankaları Riskli olarak gösterdi

Pandora’nın kutusu açıldı
Bu noktadan sonra konuşulacak pek bir şey yok….”

(Mehmet SAYDAM)

“İrsen Küçük döneminden de kötü…”

“Şu güzelim ülkeyi bakın ne kılığa soktunuz..Kaçan kaçana..

Hükümetiniz döneminde memleketi yangın yerine döndürdünüz bir de kalkıp yağ gibi su yüzüne çıkmaya çalışıyorsunuz..

Görünen köy kılavuz istemez derler! Kuzey Kıbrıs siyasi tarihinin en kötü dönemi olan İrsen Küçük döneminden de daha kötü bir dönem yaşattınız

Kıbrıs Türk Halkına..Şimdi de hamma humma yok ya, yok öyleydi yok böyleydi bir sürü basit martavallar..En ucuz ve iğrenç siyaseti yapıyorsunuz...

Memleketimize gelmek bile istemiyoruz...Yazıklar olsun!..”

(Cengiz-Londra)

“Vizyonsuzluk…”

“Ekonomik çözüm sunarken ekonomiden bahsetmemek yeni nesil politikacıların içine işlemiş. Türkiye'dekiler de Kıbrıs'ın kuzeyindekiler de (mesela hükümet birlik beraberlik çağrısı yapmıştı) aynı doğrultuda hareket ediyor. Batıştan çok bu vizyonsuzluk beni korkutuyor. Kör kuyuya atlamak gibi, sonunda ölüm var ama yol çok karanlık. Çıkış için bir ışık bile yakamıyorlar…”

(Aslı MURAT)

"Kediye maşrappa…"

“Sahi ne idi o "Kedinin kuyruğunda maşrappa olmayız" meselesi. Hah aha işte,"Kedinin kuyruğunda maşrappa" olmak tam da bu halimiz.
Üstüne üstlük de kuyruğuna bağlandığımız kedi kavgacı deli bir kedi, sağa sola çarpa çarpa yarılmadık yerimizi bırakmadı…”

(Mehmet SEYİS)

Durum görünenden de vahim!

Mağusa’da bir otobüs işletmesi…

Öğrenci taşımacılığı da yapıyor!

Ama gelin görün ki devletin kasası tam takır olunca aylardır hiçbir tanesi ödenmedi…

İnsanlar haliyle kendilerine yeni yöntemler arıyor!

Bunların başında da ekmek teknesini satmak bile var…

Otobüslerini satmak için ilan vermiş…

Bu krizden elbette herkes olumsuz etkilenmiyor!

Borçlarını ödeyemeyen vatandaş evini aracını satarken bundan faydalanan, leş kargaları tepede sırıtarak bekliyor…

Ne kadar ucuza kapatırsa artık!