Bir dairede işim var sıraya girdim bekliyorum…

Kuyruk da epey uzun!

Elinde evraklarla başka birisi giriyor içeri doğru oradaki sorumlunun masasının önündeki koltuklara oturuyor…

Evraklar ise işleme gönderiliyor!

Ardından kahveler geliyor…

Kahvelerin son yudumu alınırken adamın işlemi bitiyor sorumlu kişi ile kucaklaşıyorlar adam gidiyor…

Biz hala sıradayız!

Bu tür olayları hazmedemiyoruz ya sıradan çıkıp sorumlunun yanına gidip karşısına oturuyoruz…

Çünkü şimdi hesap sorma zamanı!

Sorumlu şaşkın buyurun diyor, bir sade kahve söylemesini istiyorum…

Şaşkınlığı daha da artıyor, yüzü asılıyor!

Onun konuşmasına fırsat vermeden az önceki olayı hatırlatıyorum, biz sırada beklerken o vatandaşın torpil gerekçesini öğrenmek istiyorum…

Önce dili tutuluyor, konuşamıyor sonra köylüsü olduğunu söyleyerek geçiştirmeye çalışıyor!

Kuyrukta bekleyenleri tümü bizi üzerimizde…

Sonra daireden bir çalışan bizi tanıyor olsa gerek hızlı adımlarla gelip sorumluğunun kulağına bir şeyler fısıldıyor!

Sonra sorumlunun yüzünde sahte gülücükler beliriyor kendine bir şeyler fısıldanan memura hemen işini halledin talimatı veriyor…

Ben devreye gidiyorum, kuyruktaki insanları işaret ediyorum!

Sorumlunun yüzü yine asılıyor…

Hiçbir şey söylemeden kalkıp kuyruğa yeniden giriyorum!

Bu sadece benim yaşadığım bir örnek…

Devlet dairelerinde işi olanların hep kaderidir!

Torpilin varsa kahveni içerken işini halledersin…

Yoksa istersen yüzlerce kilometre uzaktan gel kimse yüzüne bakmaz saatlerce kuyruk beklersin, arada torpilliler anında işini bitirirken…

Ya köylüsü olacaksın birisinin!

Ya komşusu bir tanıdığı filan…

Ya da partili!

Hatta bizim bazı dairelerde çaycılar kahveciler bile iş bitiricidir bazı zamanlar…

Köylüsü gelmiş ta nerelerden işini halletmesin olur mu?

Oradaki sorumluya önce mis gibi bir Türk kahvesi ya da çay, ardından koltuk altındaki evraklar uzatılır…

İşlem tamam!

Kuyrukta bekleyenler eşek başı ya…

Hepsi de sürünsün saatlerce!

Şu anda kamuda verimliliği filan tartışıyoruz onun için bu konuya bir kez daha değinmek istedim…

Gelen de giden de kamunun hantallığından şikayet ediyor!

Muhalefet oluyorlar kamunun hantallığı ve verimsizliği…

İktidara gelince yine aynı terane!

Hele bu son hükümet…

Arı kovanına çomak sokacaktı ya!

Bir türlü sokamadı gitti…

Çünkü arıların önce kendilerini sokacaklarını çok iyi biliyorlar!

Yapmaları gereken sadece cesaret…

Bir adım atsalar arkası kendiliğinden gelecek!

Arılar sokacaksa da soksun…

Başbakan geçenlerde kamuda kaytaranları rakamlarla açıkladı ya…

Bu bile kamu çalışanları arasında epey etkili oldu!

Dairelerde çalışanlardan duyuyoruz bizde…

Son bir haftadır neredeyse tam kadro çalışıyormuş memur kesimi!

Kaytarmalar en aza inmiş…

Çalışma saatlerine eskiye nazaran çok daha fazla riayet ediliyormuş!

Anlaşılan bir diş göstermek bile yetti hepsine…

Şimdi artık dahası gelmelidir bu saatten sonra!

Şu yılan hikayesine dönen kamu reformu örneğin…

Tamam çalışanlar hatta en fazla da sendikalar bu işten rahatsız olacaklar belki ama!

Madem ki bu düzen doğru düzen değil reform neyse o yapılacak…

Elbette bütün doğumlar sancılı olduğu için bu konuda da bir takım sancılar yaşanacak ama!

Ne olacaksa olsun artık…

Görüldüğü üzere atıp tutmakla olmuyor bu işler!

Lafazanlığa herkesin karnı tok…

Söylemlerin yerini artık eylemlerin almasını istiyoruz hepsi bu kadar!

“Bazı kesimler mi yoksa toplumun geneli mi?”

“Alt yapısız, plansız çok katlı binalar yaparak kazanılacak finansal getiri ile bu binaları yapmayarak tarihi ve doğal güzellikleri planlı bir şekilde koruyarak kazanılacak hem parasal hem de para ile doğrudan ölçülemeyen toplumsal ekonomik faydaların hesaplanması, değerlendirilmesi ve karşılaştırılması yapılmalı.

Amaç sadece bazı kesimlerin finansal gelir kazanması mı yoksa toplumun genelinin ekonomik fayda elde etmesi mi? Bilimsel olarak çalışılması gereken bir konu…”

(Hasan Ulaş ALTIOK)

Sadece Merak İşte?

Avcılık bu mu?

Aslında absürt bir soru oldu başlıktaki…

Çünkü artık bu toplumun çoğunluğu cinnet geçiriyor ya da geçirmek üzere!

Dipkarpaz’da av tüfeğiyle vurulan eşeğin akıbeti de toplumun ruh haliyle doğru orantılı…

En sakin, en ılımlı ve hoşgörülü insanların bile ne zaman ne yapacakları bilinmiyor!

Yine de artık avcı kesimi kendi içinde bir otokontrol sistemi kurmalı ve doğa düşmanlarını aralarından dışlamalıdır…

Önce düzenleme sonra indirim!

Hükümet ve ona yakın olanlar ve tabi ki medya kesimi…

Akaryakıt zamlarında taraflı olduklarını her zaman ortaya koyabiliyorlar!

Örneğin zam mı yapıldı?

Düzenleme diyorlar…

Ama konu indirim olunca işler değişiyor!

Ülkede yaşanan gerçekleri ifade etmekten niye bu kadar korkuyorlar ki?

Aynı iklimde yaşamıyor muyuz?

Artık Güney’den arpa ithal etmeye başlamışız ya ne mutlu bize…

Sanki de çok uzak ülkeymiş gibi, iklimleri değişik!

Aramızda sadece birkaç metre var hepsi o kadar…

Orda yağmur varsa burada da var yoksa yok!

Hatta şimdi su bizde daha fazla…

Ama tabi ki denize dökülüyor!

Sonra da komşuya muhtaç oluyoruz…

Ağlasak mı gülsek mi bilemiyoruz artık!

4 kişilik kadroda kimler var?

Uyuşturucu ile Mücadele Komitesi’nde bildiğimiz kadar yeni kadro oluşturuyor…

Burada 4 kişi istihdam edilecek!

Ama kulağımıza fısıldananlar da yok değil…

Bu kadroda uzmanların değil de dost ahbap ve partililerin olacağı iddia edilmeye başlandı!

Böyle hayati bir konuda eğer bunda da partizanlık yapılıyorsa vay halimize demektir…

MESAJ KUTUSU

Sayın Ayşegül Baybars KADRİ, işletmelerinde 3 bin kişiyi istihdam eden bir iş insanına bir daire müdürünüzün hakarete varan söylemlerinin soruşturma kapsamına alınıp alınmadığı merak konusu olmuş ki hem bakanlıktan hem de vatandaştan bu konuda sorular gelmeye başladı!

Sayın Süleyman MANAVOĞLU,polis teşkilatında dün bazı çalışanlara terfi verildiği ancak bunların bir çoğunun yine mahkemeden geri döneceğini öğrendik. Olay dallanıp budaklanmadan bir daha gözden geçirmeniz isteniyor…

Sayın Derviş EROĞLU, önce kurultay sonra genel sekreterlik seçimleri şimdi de yeni atamalar ile UBP’de ağırlığınızı iyice hissettirmeye başladığınız konuşuluyor. Bu arada Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de adaylık konusunda büyük tartışmalar yaşanacağı iddia edilmeye başlandı, haberiniz olsun istedik…

Sayın Serdar DENKTAŞ, ailesi ülkede ikamet ettiği halde kendisinin ikametgahı yok diye gençlerin hapse atılması büyük çelişkiler yaratırken artık bu konuda bazı yasaların değiştirilmesi için girişim başlatmanız isteniyor. En usta bakan olarak sorumluluk da sizin üzerinizde…

Sayın Bülent YÜKSEKBAŞ, birileri bazı kişilerin havale işlerinde sizin de adınızı karıştırmaya çalışıyor, bu sıralar dikkatli olmanızda yarar görüyoruz. Sizin gibi değerli yatırımcı insanlarımıza zarar gelmesine gönlümüz razı gelmez!

Sayın Fazilet ÖZDENEFE, kadına şiddet olaylarında basına yansıyanların sadece buz dağının üstü olduğu konusundaki açıklamanızda tam isabet yaptınız. Bu konuda öyle entelektüel insanlar da şiddet mağduru ama nedense ifşa olmamak için dayak yemeyi tercih ediyor.

Sayın Suphi COŞKUN, bölgenizdeki hür eşekler artık ruh hastası bir takım avcılar tarafından hedef tahtası haline getirilmeye başlandı. Polisle işbirliği yaparak bu tür insanlık dışı olaylara önlem almanız bekleniyor!

Sayın Tahir SEROYDAŞ, sizinkisi de tam görünmez kaza türünden oldu sanki değil mi? Büyük geçmiş olsun der bundan böyle gerekirse  makam şoför kullanmanızı tavsiye ederiz. Verilmiş sadakanız varmış ki bilanço ağır olmadı!

Sayın Fikret ÇAVUŞOĞLU, CAS’ın eski yönetim kurulu üyeleri için mali polisin ciddi bir araştırma yaptığını ve pek yakında bunların deşifre edileceğini biliyor muydunuz? Zira büyük suistimaller olduğu duyumları gelmeye başladı…

Sayın Bülent DİZDARLI, son zamanlarda Lefkoşa Devlet Hastanesi randevu sıra sisteminde vatandaşın memnuniyetini dile getiren mesajlar gelmeye başladı. Konunun mimarı olarak tebrik eder devamını dileriz. Bu arada emeklilik içir artık günleri değil saatleri de saymaya başlamışsınız hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, eğitim yılının ilk çeyreği artık geride kaldı ancak öğretmen eksikliklerinin hala giderilmemiş olmaması sadece sendikalarca değil veliler tarafından da endişeyle karşılanıyor. Bu arada sizin personel öğretmenler günü dolayısıyla size çok kıymetli bir hediye aldı ama sürpriz olsun diye buradan açıklamayacağım…

Sayın Ahmet SENNAROĞLU, belediye için bölgenizde yeni bir karalama kampanyası başlatıldı dile duyduk. Konuyu takibe aldığınız ve yakında isimleri de deşifre edeceğiniz iddia ediliyor merakla bekliyoruz!

Sayın Mehmet EZİÇ, üniversite öğrencilerine anlattığınız başarı öyküsünde o kadar çok başarılı olmuşsunuz ki onlardan bir kısmı sizin yolunuzdan gitmek için aileleriyle görüşmeye başlamışlar bile! İşletmelerinizde onlara staj imkanı sağlarsanız çok daha iyi başarılı olabilirler değil mi?

Sayın Burcu DOLMACI, kadına şiddetin önlenmesi için açılan telefon hattında resmen tek kişilik bir ordu gibi çalıştığınız gözlemleniyormuş. Bu arada sizin yöneticiler de epey memnun olduklarını söylüyorlar tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Yasemin ÖZTÜRK, İskele ve ötesi Lefkoşa’dan çok iyi gözlemlenemediği onun için sorunla yeteri kadar eğilmedikleri için orada yaşayanlar sizin de ifade ettiğiniz gibi mal satmaktan başka çare üretemiyorlar. Acaba diyoruz bölge vekilleri toplanıp hükümete baskı unsuru mu yaratsanız!